Bölüm - 4 - ASMALI KANLI GÖL

306 36 9
                                    

- KAYRA - 

Ransom Diana'nın derme çatma, küf kokulu odasından çıktı ve alt kata doğru inmeye başladı. Dallas korumacı iç güdüsüyle elimi tutup onu takip etti. "Ben bu çocuğa güvenemedim," dedim Dallas'ın peşinde sürüklenirken. "Diana gibi kötü kalpli bence o da."

"Ön yargılı davranma papatya. Belki işimize yarayacak bilgiler verecek bize." Ransom az önce gördüğümüz kilitli kapıyı cebinden çıkarttığı anahtarla rahatlıkla açtı. Kapıyı araladığı gibi etrafı saran toz bulutu sarayın içinde ki kötü kokuyla birleşince nefes alınamaz bir ortam oluşuverdi. Zar zor gördüğüm sırada Ransom çoktan odaya girmişti.

"Beni izleyin, burası Diana'nın kütüphanesi," dedi. Dallas kanatlarını iyice gerdi ve toz bulutu yok etmek için hafifçe rüzgar yaptı. "Dostum, kesinlikle kanatlarımın olmasını isterdim," diye muzipçe güldü Ransom, kısık gözleriyle Dallas'ı süzerken. Pek güvenesim gelmiyordu ona. Sonuçta Diana'nın baş muhafızıydı. Ne yer ne içer, ne gücü var bilmiyorduk bile.

"Belki de Raphael'i çağırmalıyız..." diye kanadından çekiştirdim. "...eminim ki o, bu şey konusunda daha bilgilidir."

"Şey derken beni mi kastettin kızılcık?" Ransom kucağına doldurmuş bir kaç yırtık kitapla bana doğru dönmüştü. Gözlerinde ki kızgınlığın yanında farklı bir şeyler de görmüştüm.

"Henüz ne olduğunu bilmiyorum, sana şey dememden alınmaman gerek." diye cevap verdim gözlerimi devirerek. "Ve bana kızılcık demekten vazgeç."

Sinirlerimi bozmaya başlıyordu.

"Ben bir baş muhafızım. Benden muhafız olarak bahsedebilirsiniz, leydim."

"Leydim..." Onun söylediğini dilimi çıkararak taklit ettim. "Bana leydim demene gerek yok. Kaçıncı yüzyıldayız sanıyorsun."

"Bir kaç aydır yaşayan biri için ne kadar da bilgece cümleler bunlar." Gözlerimi şaşkın şaşkın açtım. "Evet büyülü şehirde zamanın ağır ilerlediğini biliyorum ve evet gerçek dünyaya döndüğünüzde birden yaşınızın normal zamana göre büyüdüğünü de biliyorum. Söylemiştim kızılcık, ben muhafızım." Raflardan bir kaç kitap daha çıkarttı ve kırılmaya yüz tutmuş masanın üzerine sertçe bıraktı. Kitapların altında ki tozlar havaya kalkıp yüzüme doğru püskürtüldü. "Aslında muhafızdan çok ben klon kahinim. Kahin olduğum için Diana'nın baş muhafızı oldum. Onu gelebilecek bütün saldırılardan haberdar edebiliyordum çünkü." Toz içinde ki kitaplardan birini elime aldım ve inceler gibi yaptım.

"Öleceğini göremedin ama," dedim kafamı kaldırmadan ona bakarak.

"Diana'nın yapacaklarının sonuçlarını göremiyorum. Sadece başkaları tarafından gelecek atakları görebiliyorum. Örneğin Lilith'in sizi buraya neden gönderdiği gibi, ya da bundan sonra size ne olacağı gibi," dedi ve göz kırptı. "Elinde ki kitap şehrin tapularını gösteren bir kitap Kayra. Bırakabilirsin."

"Çok, komik." Kitabı aldığım yere bıraktım ve konuşmaya katılmayan, hatta kulak misafiri bile olmayan Dallas'ın yanına gittim. "Tozlu tüy," dedim kanatlarındaki tozları elimle silerken. "Neye bakıyorsun sen öyle?"

"Şehrin tarihçesi gibi bir şey sanırım. Diana'nın klonlarından, kuruluşundan falan bahsediyor. Gerçek kişileri bir kopyası olduğunuzu biliyordum ama bunlar... Muazzam derecede korku verici," dedi Dallas Ransom'a dönerek.

"Evet, bence de korkunç," diye cevap verdi Ransom. "Diana gezegendeki en güçlü cadıları kaçırdı ve onlardan bizleri yarattı. Ruhlarının bir kopyasıyız. Onların özlerinin bir parçasını taşıyoruz ancak gerçek bir insan değiliz. Diana klonları yarattıktan sonra gerçek bedenleri sakladı. Bizleri ve kendisini güvende tutmak içinde Arkadya'yı yarattı. Bedenlere ne yaptıklarını hiç birimiz bilmiyoruz..."

ARKADYA (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin