Bölüm 1

224 43 8
                                    

Telefonun itici melodisiyle gözlerimi açtım. Erken kalmaktan nefret ederdim he zaman. Ama üzerimde bugün farklı bir heyecan vardı. Evleniyordum. Hemde sevdiğim adamla bir hafta sonra. Çalan telefonu elime alıp arayan kişiye baktım. En hayran olduğum yüzü görünce yüzümde kocaman bir sırıtma oluştu istemsiz olarak. Emre arıyordu.

" Efendim Emre." Ona hiçbir zaman sevgilim, aşkım gibi sözler söylemezdim. Yapmacık ve cıvık gelirdi bana o sözler.

" Kelebeğim nerelerdesin. Neden açmıyorsun telefonu."

" Uyuyordum Emre aramasaydın uyumaya devam edecektim. " dedim somurtarak. En sevdiğim bile arasa uyandırılmaktan nefret ederdim ve o bunu çok iyi biliyordu.

"Hâlâ uyuyor musun? Kızım seni bekliyorum bir saattir parkta. Çabuk yarım saatte burda ol. "

" Ne saçmalıyorsun sen..." diyemeden telefon yüzüme kapandı. Bu çocuk beni bazen deli ediyordu. Yarım saate orda olmam imkansızdı. Ama yine de imkanlarımı zorlamam gerekiyordu çünkü Emre bekletilmekten nefret ederdi. Üzerime en sevdiğim kırmızı tişörtü ve kot pantolon giyinip hafif bir makyajla tam bir saate orda olabilirdim. Hemen hazırlanmaya koyuldum ve yirmi dakkanın sonunda hazırdım. Gerisi bacaklarımın hızına bağlıydı. Saçlarımı yukardan toplayıp at kuyruğu yaptım. Ve ardından son sürat koşmaya başladım. Parkın yakınlarına gelmiştim üç dakikada. Koşarken başımda hissettiğim keskin ağrıyla durdum. Hareket edemedim.
Daha önce de olmuştu. Başta ağrı bacaklarda gücün kesilmesi ve bayılma. Düğün üzeri olduğu için bu tip olaylar normaldi. Hele ki şu son bir aydır aşırı derecede yoğundum. Bu yoğunluk vücudumu iyice yıpratıyordu. Yavaş yavaş gözlerimin görme duyusu açılmıştı. Duyduğum sesle düşüncelerimden sıyrıldım.

" İyi misiniz? Hanımefendi!"

Sesin sahibine öylece bakıp kaldım. Bu kadar yakışıklı bir yüz olabilir miydi ki? Açık renk ten, kahverengi gözler ve kemikli yüz hatlarıyla oldukça erkeksi bir görüntü oluşturuyordu. Ayrıca yüzüne yakışan bir burun ve kıvrımlı dudaklar.. Gözüm dudaklarına gidince utanmıştım. Emre'ye ihanet ediyordum o anda. Bakışlarımı adamdan çekerek kendimi toparladım. Kolumu adamın güçlü ellerinden kurtararak konuştum.

" Teşekkürler iyim. Biraz fenalaştım."

Adam o mükemmel gamzeleriyle gülümsedi.

" İsterseniz hastaneye gidebiliriz."

" Hayır hiç gerek yok. İlginiz için teşekkür ederim."

Adam tekrardan o mükemmel gamzelerini gösterince daha fazla o manzaraya bakamadım.

" Bu arada..." dedi ses tonunu ciddileştirerek. " Resmi mahvettiniz."

" Resim?" dedim anlamaz bir ifadeyle. Daha sonra ayaklarımın altındaki tuvali görünce hemen kenara kaydım.

" Afedersiniz gerçekten görmedim."

Sözümü keserek " Hiç önemli değil." dedi. " Ha bu arada adım Poyraz."

" Bende Toprak." dedim samimi ses tonuyla. Daha sonra adamın kolundaki saati görünce oraya gidiş amacımı unuttuğumu farkkettim.

Arkadan gelen sesle kalp atışlarım hızlanmıştı.

Arkadaşlar biraz kısa bir bölüm oldu. Ama gelecek bölümler hem daha uzun hem de daha heyecanlı olacak. Umarım beğenirsiniz. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.😄😄

Ölsem De Sever Misin..? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin