4. BÖLÜM

90 8 0
                                    

İyi  okumalar !

Melsa Aytun 'un ağzından

Korayla dans gecesine gitmemizin üstünden iki gün geçmişti. O gece hala aklımdaydı. Ben ondan klasik bir yemek beklerken o beni şaşırtmıştı. Üstelik bununla da kalmamıştı. Tango yapmıştık.

Ben  tangoyu annem ve babam her evlilik yıl dönümlerinde yaptıkları için heves etmiş ve öğrenmiştim.

Korayın nereden bildiğini bilmiyordum ama gerçekten iyi dans ediyordu. Dans gecesini tangoyla sonlandırmamıştık. Tango sonrasında çalan farklı müziklerle dans etmeye devam etmiştik.

Daha sonra beni eve bırakmıştı. Eve bırakmadan önce numarasını telefonuma kaydetmişti. Benim onda zaten numaram vardı.

İlsuyla görüşememiştik. Bugün buluşacaktık. Bana çok önemli bir şey söylemesi gerektiğini söylemişti. Danstan döndüğümüz gece beni aramış heyecanla konuşmuştu.

  İlsu herşeye  heyecanlanırdı. Duygularını çok fazla dışa vururdu. O yüzden muhtemelen benim pekte önemsemeyeceğim  birşey söyleyecekti.

Evde tek başımaydım. Annem ve babam iştelerdi. Bazen bir kardeşim olsa çok farklı olur diye düşünüyordum. Ama bir yandan da annem ve babamın bana olan ilgilerinin azalacağını da düşünüyordum. Böyle düşününce kardeşimin olmaması daha iyiymiş gibi geliyordu. Belkide bencillik yapıyordum.

Ama zaten hepimiz bencil değil miydik?  İnsanların doğasında vardı bu. Kimi çok kimi az ama herkes bencildi bana göre.

Telefonumdan gelen mesaj sesiyle kafamdaki düşüncelere bir son verip telefonuma baktım. Mesaj  İlsu 'dan gelmişti. Mesajda buluşacağımız kafenin ismi yazıyordu.


Giyinmek için üst kata çıktım. Kırmızı bir elbise giyip siyah ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Siyah çantamı alıp eşyalarımı koyduktan sonra aşağı inip dışarı çıktım.

Arabama yaklaşırken anahtara basıp kilidi açtım. Bu arabaya binerken herzaman ilk günkü gibi heyecanlanıyordum. İlk arabamdı ve  benim için fazlasıyla değerliydi. İlsu'nun verdiği adrese doğru sürmeye başladım.

Kafeye geldiğimde arabamı park edip içeriye girdim. Tek başına oturmuş herzaman ki ışıl ışıl gözleriyle etrafı seyreden İlsu'yu gördüğümde o tarafa yöneldim. Beni görünce ayağa kalkıp bana sarıldı.

Heycanla bana bakarken koltuğu gösterip,

"Otur hemen duyduklarına inanamayacaksın " dedi.

Oturup konuşmasını bekledim.  O ise elini kaldırıp garsonu çağırdı.

" Önce birşeyler isteyelim "

Gelen garsondan ikimizde filtre kahve isterken İlsu 'nun garsonu bir an önce göndermek istediği çok belliydi. Garson gidince hain bir  sırıtmayla bana baktı. Kendini daha fazla tutmamış olacak ki hemen söze girdi.

" Daha fazla dayanamayacağım. Hani geçen gün size geldiğimde annemin arkadaşının çocuğunun bizim alt kata taşındığını ve bize yemeğe geleceğini söylemiştim. Hatırlıyor musun? "

Söylediklerini düşününce bize geldiği akşam apar topar giderken aramızda  geçen konuşma geldi aklıma. Bana soru soran gözlerle bakan İlsuyu bekletmemek için cevap verdim.

" Evet hatta bu yüzden eve erken dönmüştün."

Beni kafasıyla onaylandıktan sonra heyecanla devam etti.

MAYIS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin