2 hafta sonra
Okulun ilk günüydü bugün 10:00 da ders başlıyordu. 4.Sınıfa geçme şerefiydi bu gün hayallerine sadece bu sene sonunda ulaşabilcekti. Çalan alarmın sesiyle açtı gözlerini genç kız. Saate baktığımda 09:00 dı. Öyle süslü bir kız değildi 4-5 saate hazırlanmazdı. Saati bir saat öncesine kurma nedenide kahvaltı kıyafet derken 15 dk geçerdi. Yürüyerek gidecekti okula. Yatağından kalkıp banyoya ilerledi. Banyodan çıktıktan sonra saçlarını topladı. Yarım olan üslüğünü ve pantolonunu giydi. Gözlüğünü ve kot ceketini alıp alt kata indi. Dolaptan peynir, bal ve ekmek alıp sofraya oturdu. Yerken aklına dolaptaki süt geldi. Kalkıp dolabı açtı. Sütü alıp bardağa bir miktar koydu. Kahvaltısını yapıp masadan kalktı. Artıkları toplayıp tezgaha koydu. Katıklarıda dolaba koyduktan sonra ellerini yıkayıp gözlüğünü taktı. Ceketini ve çantasını alıp kapıya çıktı. Ayakkabılarını giyip yola koyuldu. Yarım saate okula varmıştı. 'Görüşmeyeli uzun zaman oldu.'
'Senin burda ne işin var?'
'Birini görmeye geldim.'
'Anladım. Hoşgelmişsin o zaman.'
'Sende.'
'Teşekkür ederim.'
'Aysu' dedi Genç adam. Genç kız kafasını çevirip genç adamın baktığı yöne baktı. Eğitim hocalarından Aysu AKDEMİR.(alttaki fotoda)Aysu gözlüğünü çıkartıp genç adamla, genç kızın olduğu tarafa baktı ve gülümsedi.
'Sonra görüşürü.' Göz kırpıp gitti genç adam. Genç kız yüzü asık bir şekilde eğitim alcakları salona geçti. 'İlk gün diye eğitim vermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Burası ilk okul değil. Spor kıyafetlerinizi giyin 5 dk sonra hepinizi burda görmek istiyorum.'
Çoğu öğrenci mızmızlanarak giderken Ceyda yavaş yavaş ilerledi giyinme odasına müsait olan kabinlerden birine geçip üstünü çıkarttı ve spor kıyafetlerini giydi. Odadan hızlı bir şekilde çıktı. Çünkü biri yel çıkartmıştı. Salına geldiğinde ayaklarını bağdaş kurup oturdu. Salonun kapısı açıldığında kahkaha sesi önden girmişti. Sesler kesilince Aysu hoca ve genç adam içeri girmişti. Genç kız bakıp gözlerini devirdi. 'Yapmacık.'
'Bir şey mi söyledin Güzelim.'
'Yok hocam. Bana güzelim demezseniz sevinirim.'
'Pekihala.'
Okan hoca bağırmaya başladı.'HADİ ÇABUK ÇABUKK! 10 DK OLDU HALA GELEMEDİNİZ.'
Okan, kumral yeşil gözlü kalıplı biri. Oldukça sert ve soğuktur.
'DERSE TAM ZAMANINDA GİRİP ÇIKACAKSINIZ. AKSİ TAKTİRDE BIRAKIRIM.' Nefret dolu bakıyordu gözleri. 'ÖNCE HALATLARA TIRMANIP AŞAĞIYA ATLAYACAKSINIZ....... ANLAŞILDI MI?'
'Evet.' Genç kız dışında kise ses çıkartmamıştı.
'ANLAŞILAN BENİ BİR SEN DİNLEMİŞSİN. SEN ÖNE GEL GERİSİ DIŞARIYA ÇIKSIN.'
'Anladıysan yapta görelim.'
'Kulaklarım sağır değil.'
'Anlamadım.'
'Yok bir şey başlıyorum.'
Genç kız kafasını çevirip genç adamın olduğu yöne çevirdi. Çok yakındılar birbirlerine çalışıyorlardı galiba yada başka birşey diye düşündü genç kız.
'Başla.'
Genç kız koşup halata tırmanıp atladı. Duvara geldiğinde geri gidip tekrar hızlı bir şekilde duvara çıktı. Yerdeki lastiklerin içinden hızlıca geçip silahı aldı ve ateş etti. İlk kurşunu kalbinden ikinci kuşunu ise kafadan vurdu ve zile bastı. 'SÜPER' o sıra genç adam ve aysu Okana bakıyordu. 'Mükemmel hatta. 2dk'
Genç kız gülümseyip yerine geçti.
'Tekrar.'
'Tam.'
'Başla'
İplere tırmanırken dikkatini dağıtan kahkaha sesini duyunca yere düştü. Okan hoca koşarak yanına geldi. 'Bir yerin acıyor mu?'
'Evet.'
'Gel hadi tutun bana revire getireyim seni.' Gözleri nefretle bakan adamın şimdide acıyla bakıyordu.
'Kalbim acıyor.'
Okan genç kızın suratına endişeyle baktı. 'Özür dilerim hocam.' Genç kız ağlamaklı bir sesle söylemişti. Gözleride dolmuştu zaten koşarak spor salonundan çıktı. Giyinme odasına girip üzerini değiştirdi. Okulun arka bölümündeki bahçeye ilerledi. Ortada olan banka oturdu. Çantasından çıkarttığı paketi ve çakmağı alıp bir dal sigara yaktı. 'Ceydoşş naber'
'İyiyim burak.'
'Bi dal verde bizde içelim.'
'Siz?'
'Serdarda geliyor.'
'Bok gibi paran var bir paket sigaran mı yok.'
'Var ama senin sigarandan alıp içmek daha hoş oluyor.'
'Hade lan köpek.'
'Hahaha ver hadi.'
'Alda paket orda.'
'Nerde'
'Salak üstüne mi oturdun. Kalk kalk.'
'Burdaymış.'
'Salak ya.'
Selamın aleyküm bro.'
'Aleyküm selam serdar.'
'İyiyim sağol.'
'Devreler karıştı bu çocukta.'
'Ahaha aynen ceydoş.'
'Naber demedin mi?'
Genç kız dayanamayıp kahkahayı patlattı. Az önce ağlarken şimdi katıla katıla gülüyordu.
'Senin İlkay ayrıldı mı sevgilisinden?'
'Yok onlar ayrılmazlar boşuna heveslenme.'
'Serdar'a birini ayarlasakya çocuğa bak ponçik.'
'Yabi siktir git Burak.'
'Ulan Bi geldiniz karnım ağırdı.'
'Gidelim o zaman.'
'Gülmekten gerizekalı durun be iyi geliyorsunuz.'
'Bir sıkıntın var senin Ceyda.' Dedi Serdar.
'Derste düştüm biraz belim ağırdı bir problem yok.'
'Hastaneye gidelim.'
'Yok kardeşim sağol.'
'Tamam ponçikler '
'Burak!!'
'Efendim ceydoş'
'Şu kızın taklitini yapma uyuz oluyorum.'
'Tamam bro.'
'Bu kadarda ciddi ol dememiştim.'
'Ciddi olmazsın.'
'Üff tamam. Derse gidicem ben sonra görüşelim.'
'Görüşürüz dostum.'
'Görüşürüz serdar.'
'Görüşürüz bro.'Genç kız banktan kalkıp okula girdi. Telefonu titreyince mesaj geldiğini anladı ve telefonu çıkartttı.
'Çok güzel gülüyorsun. Bir daha gülme.'
Mesaj Egemen den gelmişti. Telefonu kapatıp cebine koydu. Yüzünde hiç belirti yoktu. O anki hali duygusuzdu sessiz boş bakan.
Tekrar telefonu titrediğinde açtı telefonu.'Sorun nedir?'
'Sorun yok şimdi beni rahat bırak.'
Genç kız telefonu cebine koyduktan sonra kantine geçti. Bir kahve alıp sınıfa çıktı. Ders bilin bakalım kimin dersiydi. Aysu hocanın. Aysu ve genç adam içeriye girdi. Genç kızı gören genç adam dikkatlice ve meraklı bir şekilde baktı. Genç kız kafasını cama doğru çevirip dışarıyı izlemeye başladı.'Bu gün dersi baş komiser Egemen le işleyeceğim. Çok iyi bir polistir, polisliği geçtim çok ama çok iyi bir kuzendir. O dersi anlatacak sizlere.'
""
İDARÎ POLIS-ADLÎ POLIS AYIRIMI NEDİR?Polis faaliyeti yerine getirilirken yapılan işlemlerin aslında idarî işlem olması, işlevi itibariyle polisin idarî polis-adlî polis olarak ayrılmasına bir engel değildir. Esasen yukarıda belirtildiği üzere, idarî polis ile adlî polisi kesin çizgilerle birbirinden ayırmak pek mümkün olamamaktadır. Bununla birlikte, suçların takibi, delillerinin bulunması, faillerinin yakalanarak hâkim önüne çıkarılması faaliyeti, özünde idarî bir faaliyet olmakla birlikte, biçimsel olarak adlî bir faaliyettir. Kişi hak ve hürriyetleri bakımından önemi olan bu farklılaşma, bir yerde Savcının niteliğiyle de ilgili bulunmaktadır. Gerçekten, Savcı idarî bir organ olarak kabul edildiğinde varılan sonuç başkadır, yargının bir organı olarak kabul edildiğinde varılan sonuç başkadır. Savcı, hukuk düzenimizde yargının bir parçası olarak görülmektedir (Any. m. 139, 140)22. Bundan ötürü, CMUK'nun polis faaliyetine ilişkin düzenlemeleri, insan hakları bakımından büyük önem taşımaktadır. O halde, insan hakları ve polis ilişkisi incelenirken, kuşkusuz meselenin bu açıdan da ele alınması gerekmektedir...."
Genç adam sözü Aysu'ya verip köşeye çekildi. Aysu ders anlatmaya devam ederken genç kızın telefonu titredi.
'Sorun ne ?'
'Sorun yok beni rahat bırak dersteyiz farkındaysan.'
'Bana sorunun ne olduğunu söylemezsen şuan kolundan tutup dışarıya çıkarttırırım seni.'
'Sakın öyle bir şey yapma.'
Genç adam harekete geçip genç kıza yavaş yavaş yaklaşmaya başladı. Genç kız' tamam anlatıcam lütfen gelme.'
Genç adam sırıtıp masanın yanından geçip arkasında durdu.
Genç kız kafasını çevirip genç adama baktı ordan gelen cırtlak sesle irkildi. 'Ben burda ders anlatıyorum onu dikizleyeceğine dersi dinle.!'
Genç kız yerinden kalkıp çantasını aldı. Hocanın üstüne yürüdü. 'Bir daha bana bağırırsan hayatımın amına korum seni yaşatmam.'
Kulağına fısıldayıp sınıftan çıktı.'Boşver o kıskandı.'
'Başlarım kıskanmasına şimdi gören sancak sevgilin.'
'Tek kuzeni ben olduğum için değerliyim onun için.'
'Umrumda değil biliyor musun bir daha bana bağırsın işte o zaman mahvederim onu. '
'Ben konuşacağım onunla.'
'İstemiyorum.'Genç kız oflaya puflaya giderken eğitim hocası Okana çarptı. 'Üzgünüm.'
Hoca, genç kızın çenesinden tutup kaldırdı. 'Anlatacak mısın yoksa zorla mı anlattırayım.'
'İzin verin gitmek istiyorum.'
'Gidemezsin anlat hadi.'
'BIRAK ONU!'
Hoca kafasını yana kaydırıp Egemene baktı.
'Sakin ol bıraktım.'
Egemen hocanın kulağına yaklaşıp fısıldadı. Hoca geri çekilip gitti. 'Ne dedin ona?'
'Seni ilgilendirmez.'
'Beni ilgilendirmiyorsa bana dokunanada karışma.'
'Sus. Daha fazla konuşma.'
'N-ne di...'
Genç adam, genç kızı bırakıp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN HAYATLAR
LosoweDostluk bitti. Yarım kaldı... Kaç gece yalnız başıma ağlamışlıklarımla kendi kendimi tesellilerim, gözyaşlarım.. Hepsi yarım boğuk bir hıçkırığa kaldı. Gerçeklerden ziyade ukde kalan hayaller de çok acıydı. Yaşanmamış anılar hatrına, umuda ve gelece...