BEN HARBİYELİ...

608 41 5
                                    

Ben HARBİYELİ...

Adım lazım değil; Harbiyeli Ahmet olur, Harbiyeli  Mehmet olur, Harbiyeli Mustafa Kemal olur...

Ben HARBİYELİ...
Ben bir SUÇLUYUM...
Neden mi?

Allah şahit ki kimseye zulmetmedim; zalimlerden olmadım. Kimsenin diline, dinine, ırkına, namusuna, soyuna sopuna dil uzatmadım, el uzatmadım.

Ayırmadım; sağcıyı solcuyu ateisti dinciyi komünisti faşisti genci yaşlıyı bayanı erkeği tesettürlüyü tesettürsüzü engelliyi sakatı ayırmadım. MİLLETİM dedim gönlümün tahtına oturttum.

Van ile İstanbul'u, Şırnak ile Ankara'yı, Tunceli ile İzmir'i bir tuttum; VATANIM dedim uğruna baş koydum.

O parti yönetiyor bu parti yönetmiyor, falan yerde filan işler oluyor demedim; DEVLETİM dedim ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeye azmettim.

Yaşıtlarım oyun oynarken ders çalıştım, askerî liseyi kazandım. Herkesin yemeğini annesinin yapıp yatağını annesinin topladığı, her işini babasının hallettiği yaşta bütün işlerimi kendim yaptım, kendi ayaklarım üzerinde durdum. O yaşta kendi ayaklarım üstümde duramazsam ileride devleti de ayakta tutamayacağımı bildim çünkü çocuk dimağımla.

Bilgisayar, telefon, oyun, facebook vs. bilmedim ders çalıştım, kitap okudum, spor yaptım devletin böyle yetişen subaylara ihtiyacı var diye. Yaşıtlarımın melankolik sevdalara tutulduğu çağda ben memleket meselelerini araştırdım, kafa yordum. İngilizce öğrendim, yetmedi ikinci hatta üçüncü yabancı dil öğrenmeye başladım.

Herkes denize gitti tatilde, evine bronzlaşıp döndü; ben Menteş'te eğitim yapıp kendi terimde kavruldum, eve yanıp döndüm.

Ve sonra Harp Okulu...

Sabah sporu, dersler, savunma sporu, bireysel spor, kitap okuma, idari işler, nöbetler, vazifeler, eğitimler, toplantılar, etütler yetmezmiş gibi kulüp kurdum kendi aramda Terörle Mücadele, Harp Teknolojileri, Askerî Sosyoloji, Uluslararası İlişkiler, İnsansız Sistemler vs. vs.

Tatil nedir bilmedim ben. Kışları karda elde silah titrerdim tek-er-1'de poligonun orada, anıtta. Yazlarım eğitimle geçti kavurucu güneş altında, sırtta çanta, kafada kompozit, elde MG-3; DeliHasan'da, Ötrice'de, Dede Tepe'de, 306'da...

Herkes Alacakaranlık, Ejderha Dövmeli Kız vb. okurken ben oturdum talimname okudum, strateji okudum, komutanların biyografilerini okudum, harp tarihi okudum.

Herkes Spartacus, Game of Thrones, Vikings izlerken ben oturdum, zar zor artırdığım zamanlarımda TED izledim.

Herkes üst sınıflarının düğününe nişanına kokteyline balosuna giderken ben üst sınıflarımın ŞEHİT CENAZESİNE gittim, gazi ziyaretine gittim GATA'ya.

Herkesin Karanfil'i Kordon Boyunu, İstiklal'i turladığı zamanda, ben sırtımda kaç kilo olduğunu dahi bilmediğim çantamla çıktım CamiliYayla'ya, Apsarı'dan çıktım da vardım bir gece Başkuyular'a.

Herkes sevgilisiyle bakışırken Ay Yıldıza baktım ben, aklımda kalbimde başkası olursa; bayrak için, hilal için serden geçmekte belki tereddüt ederim korkusuyla.

Herkes gibi para, mal mülk, makam mevki, araba değildi hayalim; ŞEHİTLİK idi Allah'tan tek dileğim.

Herkes maviden levi'sten giyinirken renk bilmedim ben hâkiden başka. Kefenim diye baktım her sabah askıdan alırken kamuflajıma.

Ve bir gün hiç bir alakam olmayan bir gruptan, hiç bir dahlim olmayan bir olaydan dolayı atıldım ordudan; kapatıldı ŞANLI YUVAM.

O gün, uğruna can vermeye hazır olduğum insanlar bayram etti, kornalar çaldılar, sloganlar attılar, tencere tava çaldılar protesto için beni.

8 yılımı; uğruna gençliğimi, sevdalarımı, ümitlerimi verdiğim, içine hayallerimi sığdırdığım yıldızımı çaldılar o gün. Üç beş koca göbekli elbise mankeninin iki dudağının arasından çıkan bir kaç kelime ile yetim kaldım.

Ve o gün HAİN dediler bana, ZALİM dediler, KATİL dediler. İYİ Kİ ATTILAR SİZİ dediler, TERÖRİST dediler. Hiç bakmadılar masumluğuma, mağdurluğuma, mazlumluğuma.

Bugün de okuma, vatana millete hizmet etme şansımı çaldılar benden. İyilik görünümlü zulmü, vicdansızlığı reva gördüler bana.

NEDEN Mİ?

ÇÜNKÜ BEN SUÇLUYUM
Mustafa Kemal'i örnek aldım diye...

ÇÜNKÜ BEN SUÇLUYUM
VATANI SEVDİM DİYE...

ÇÜNKÜ BEN SUÇLUYUM...

ÇÜNKÜ BEN,

HARBİYELİYİM...

HARBİYELİ MEHMET ŞİŞMAN

(Kardeşimize bu güzel seslenisinden dolayı teşekkür ederim)

TEĞMENİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin