"-Anlaşmayı kabul ediyorum."

7.3K 455 7
                                    



     Genç adam olduğu yere mıhlanmış gibiydi. Anlatamayacağı duygular ruhunu istila ediyor,her bir hücresine doluyordu. Hiç bu kadar güzel bir ses duymamış,hiç bu kadar sevgi dolu hissetmemişti. Bana ne oluyor böyle?dedi kendi kendine. Sonra bir müddet bekleyip cesaretini topladı ve yavaşça arkasını döndü. Küçük kızı gördüğünde kalbine bir bıçak saplanmış gibi hissediyordu. Ne söyleyecekti ona? Yokluğuyla ilgili soru sorduğunda ne anlatacaktı,annesi ne demişti? Ama her şeye rağmen ne olursa olsun ona babası gibi davranacaktı. Aksini yapmanın insanlık suçu olduğunu düşünerek kendini kandırmaya çalışsa bile,bunun doğru olmadığını biliyordu. O meleğe karşı derin bir şeyler hissetmişti ve bunu inkar edemezdi.

      Kız etrafa küçük bir kıkırtı yayarak adama doğru koştu ve bacaklarına sarıldı. "Babacığım,geldin!" 

     Jacob,içinde bulunduğu atmosferin kendisine çok fazla geldiğini düşünüyordu ve bu çocuk ona sinirli falan da değildi. Minik kızın ellerini kalçalarından çözdü ve ellerini bırakmadan yavaşça dizlerinin üstüne çöktü. Şimdi ne söyleyecekti ki? Jacob,babalık hakkında hiçbirşey bilmezdi. "Geldim."dedi gülümseyerek ve çocuğun gözüne doğru düşen bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı.

      "Babacığım biliyor musun sen yokken ben hep resimlerinle uyuyorum. Annem bana en güzel oyuncakları almak için çalışmaya gittiğini söyledi."

      Genç adam şimdiye kadar bu yaşlardaki bir çocukla konuşmamıştı bile. Babası gittiği için tepkili değildi. Çocuklar saf sevgiden ibaretti ve bunu şu anda çok net görebiliyordu. Birşeyler söylemesi gerekiyordu. "Doğru söylemiş kızım. Artık istediğin her şeyi yapabiliriz. Bir daha gitmeyeceğim." 

     Küçük kız sevgiyle adamın boynuna sarıldı. Jacob minik kolları boynunun etrafında hissettiğinde büyülenmiş gibiydi. Biri ne hissettiğini sorsa asla tarif edemezdi. Baba kız sarılırken başka bir ses duyuldu. April sevinçle sesin geldiği yöne doğru seslendi. "Tina bak! Babam geldi. Bir daha gitmeyecekmiş."

      Orta yaşlı kadın Jacob'ı görünce şaşkınlığa uğradı . Yavaşça genç adama yaklaşıp elini sıktı. " Hoşgeldiniz. Sanırım Jacob sizsiniz." 

     Jacob'ın dudağı alaylı şekilde kıvrıldı. "Ünüm her yere yayılmış." 

     "Sanırım öyle. Durumdan hepimiz haberdarız." 

     "Hepimiz?" 

     "Ben,Sarah ve Molly." 

     Jacob gözlerini devirdi. "Aman Tanrım. O ikinci baş belası da mı burada yaşıyor?" 

     Tina genç adamın haline gülümsedi. "Evet. Birkaç baş belası olarak mutlu bir aileyiz.Ben aşçılarıyım." 

     "Ahh. April'in bakıcısı olduğunuzu düşünmüştüm."dedi Jacob samimiyetle.

      Tina küçük kıza bakarak sevgiyle gülümsedi. "Onun bir bakıcıya ihtiyacı yok. Annesi on bakıcıya bedeldir." 

    "Sarah?" Genç adam şaşırmıştı. Sarah'nın böyle bir kadına dönüşeceğini aklının ucundan dahi geçiremezdi. 

     "Evet. Ona aşırı düşkün ve doğ..." Tina az daha pot kırıyordu ve bir anda sözünü kesti. Doğumundan beri diyecekti. Hemen öksürmeye başlayıp,lafı bunun yüzünden kestiğine inandırmaya çalıştı. "Afedersiniz. Ne diyordum. Sarah ona çok bağlıdır. Doğru olan neyse her zaman onu yapmaya çalışır."diyerek sözünü tamamladı. İşte olmuştu. 

     Jacob Sarah hakkında bir şeyler öğrendikçe şaşırıyordu. "Tanıştığıma memnun olsum sevgili Tina,artık gitmeliyim. "

      Jacob'ın dediğini duyan April hemen adamın önüne geçti . "Hani gitmeyecektin?" Sesi oldukça ağlamaklıydı. 

DAVETSİZ (Yeniden Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin