Sana Dokunabilir Miyim?

25 1 0
                                    



Eve geldiğimizde ev çok sessizdi ama kapı açıldığında kahkaha sesleri duyuldu. Bu çok rahatlattı beni, hemen içeriye girip kahvaltı masasına oturdum. Hazır olmasına çok sevinmiştim çünkü açlıktan ölmek üzereydim. Annemse yakışıklıya tabak hazırlamıştı, ben masadakileri yemeye çalışırken. Birbirlerini sevmelerinden dolayı çok mutluydum. Babamın Yakışıklı'ya karşı tavırları belliydi. Mundar olduğunu duyunca Meta'nında tavırları olumsuzlaşmıştı. Lola ise nötr davranıyordu. Tek annem ona değer verdiğini belli ediyordu. Yakışıklı'ysa ona minnettar olduğunu belirten bakış atmıştı tabağını alırken. Anne sevgisi yaşamadan büyümüştü. Ben onunla annemi paylaşabilirdim yeter ki mutlu olsun. Öğlene doğru misafirler geldi. Özel güçleri olan insanlara ayrı bir güzellik verilmişti sanırım çünkü evimizde güzellik yarışması var zannedebilirdi dışarıdan evi gören biri. Iyon, Oxen, Locen'di isimleri. Gerçek isimleri değildi tabii. 'Bizim dünyamız' da ki adlarıydı.

İlk gelen Iyon, gerçek ismi Anıl dokunarak insanları felç edebiliyor ya da direk öldürebiliyordu ama bunu göstermesi için uygun bir ortamda değildik ve kimse gönüllü olmadı.

İkinci misafirimiz koku uzmanı Oxen'di gerçek ismiyle Oytun. Karşısındaki kişinin tüm hislerini kokuya dönüştürebiliyordu bu sayede duymadan görmeden ve konuşmadan çevresinde neler olduğunu anlayabiliyordu.

Üçüncü misafirimiz ise Locen gerçek ismiyle Alp, tatlarda uzmandı. Onun her yerde bir şeyler yiyerek yaşayabilmesiyle tanıdık.

Ben özelliklerini dinledikten sonra ortamdaki sessizlikten rahatsız olmuştum. Onları getiren görevli bana bakıp "Ne düşünüyorsunuz?" Diye sorduğunda "Üç evetle uğurluyorum." diyebildim sadece. Adamın boş bakışları ve Yakşıklı'nın göz devirmesinden anladığım kadarıyla yine yersiz bir şey söylemiştim. Annem araya girerek "Eğitimlere hemen başlayacağız." dedi. Bense sadece ellerimi havaya kaldırarak "Parti başlasın." dedim. Buna Meta gülerek tepki verdi. Harika ilk kez zevzekliğim komik bulundu. Herkes ayaklanıp tokalaşarak anlaşma imzalamış olundu. Bense üç yakışıklı ve de benim Yakışıklı'mla eğitimlere başlayacağım için heyecanlanmıştım. Açıkçası hep popüler çocuklarla takılmış olmama rağmen bu yakışıklılar onları ezer üstüne de gömerdi. Bu kadar yakışıklı olmaları da beni motive etmişti.. Bu yüzden de "Ben hazırım başlayabiliriz" dediğimde "Peki istiyorsan başlayalım" dedi.

Anıl ilk gönüllüydü, yetenekleri ben de keşfetmenin zor olacağını düşünmesine rağmen geldiğinden beri en güler yüzlü olan oydu. Sanırım empati yapabiliyordu çünkü hep benim açımdan yapılabilecek çalışmalardan bahsetmişti ve fikrimi sormuştu. Verdiğim tek cevap ise "Eğitimler saat 10.00'dan önce başlamasın." buna sesli bir şekilde gülerek "Sen nasıl istersen küçük hanım." dedi. Eğitimler için yararlı olacağını düşündüğü ilk şeyden, yani beni tanımaktan başladı. "Bana kendini tanıt?" sorusuna hatırlayabildiğim her şeyden bahsettim. Konuşmamızı evde gerçekleştirdiğimiz için pek yalnız kalma şansımız olmadı ve Yakışıklı her fırsatta yanımıza geldi. Hatta en son "Kalemimi kaybetmişim de sizde mi?" diye geldi. Sanırım mühür işi yüzünden beni yabancıyla yalnız bırakmakta zorlanıyordu. Yine de işleri kolaylaştırmak için göl kenarına indik. Yolda Anıl çok konuşmasa da tebessüm ederek moral verdi bana.

-Nefes senin güçlerinde olmak isteyen çok insan var bu yüzden tehlike altındasın.

-Biliyorum bunu ama nedense korkmuyorum. Her şeyi halledebilecek bir ailem var. Her zaman hallettiler.

-Ailen konusunda haklısın babanın gençliğindeki gücü çok konuşulurdu. Savaşlardaki başarısını hep duydum onunla tanıştığım için mutluyum.

NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin