Medya da hayal edebilmeniz için Semih'in evini koydum iyi okumalar oy ve yorumlarınızı bekliyorum...😊😊😊😊😙😙😙
Darmaduman zihnime sızan ışık kümesinin oluşturduğu rahatsız edici aydınlıkla boğuşarak kendimle savaşıyordum. Boşluklarla dolu kalbimde nereye bassam aşağı düşüyordum. Daha önce karanlığıyla sevişen zihnim oluşan aydınlıktan oldukça rahatsızdı. Gözlerimi sımsıkı yumdum yine. Sanki gözlerimi kapatınca hayatın rahatsız edici gerçekleri canımı yakmayacaktı. Sabah uyandığımdan beri bunlar zihnimde koşuşturan düşüncelerdi. Kendi kendime hiç bilmediğim bir şarkıyı mırıldanıyordum. Dudaklarım düşüncelerimle birlikte ahenk içinde dans ediyordu. Kendimi tanımıyordum. Duygularımın karmaşasının nedeni buydu aslında. Eski ben olsa ne yapardı demeyi çoktan bırakmıştım. Yalnızlık bedenimi saran kara bir sis gibiydi. Yanımda insanlar vardı, Gökhan ve Kuzey vardı ama ben onlarla bile yalnızdım. Ta ki Gökyüzüm bana özgürlüğü fısıldayana kadar. Dalga'nın yaklaşımı ve tavrı içimde alevlenen kor gibiydi. Aklımda bağımsızlık ilan eden görüntüsü oradaydı. Silemiyordum, silmek istemiyordum. Şu an belki ölüme gidiyorduk. Eline geçse işkencelerle canımızı alacak bir azrailimiz vardı ve biz onun evine girecektik. Bu işin sonu ya hapis ya ölümdü zaten. Belki de sonu yoktu. Sonsuzluğa doğru bir tercih yapmıştım. Bu sonsuzluk uçsuz bucaksız bir gökyüzü olduğunu bile bile girmiştim. Ama unuttuğum bir şey vardı, henüz gökyüzünde yüzmeyi öğrenememiştim.
Yolculuğumuz oldukça kısa sürmüştü aslına bakarsan. Ya da ben o kadar dalgındım ki zamanın etkisini hissedememiştim. Ellerim buz gibiydi yine. Bir ölününkine eşdeğer durumdaydı ama söndüremediğim bir ateş kalbimin ortasında daha çok şiddetlenmişti. Her adımda vücudumu saran bu ateşe hakim olmak zorlaşıyordu. Arabadan önce Dalga indi ardından aynı anda ben Gökhan, Kuzey ve kişiliksiz şahsiyet. Ev oldukça büyüktü. Her ne kadar yüksek geçimli bir ailenin kızı olsamda bu ev benim için bile fazlaydı. Etrafı cezaevi gibi yüksek duvarlıydı ve üst kısmında tel örgüler vardı. İçini görmesemde daha dış görünüşüyle büyülenmiştim.
"Pelin konuştuğumuz gibi koşarak içeri gideceksin ve Semih'e sana işkence yaptığımızı söyleyeceksin. Anlaştık umarım."
"Hiç merak etme bana güvenebilirsin." Dalga, Pelin'i umursamadan önce üstündeki tişörtü yırttı daha sonra eliyle yerdeki tozu toprağı Pelin'in üstüne sürdü. İyice hurdacı tipine gelen Pelin eliyle rujunu dağıttı ve kolunu Dalga'ya uzattı. Ne yapacaklarını bilmediğim için öylece izliyordum. Dalga arka cebinden bıçağını çıkarıp Pelin'in kollarına derin olmayacak çizikler atmaya başladı. Pelin bağırmamak için resmen dudaklarını kanatmıştı. Şuan o yaşadığı acıyı tatmak istedim bir an daha sonra bu düşünceyi aklımdan uzaklaştırdım.
Pelin harap olmuş bir hale geldikten sonra ön kapıdan içeri girdi. Sanırım Semih onunla meşgulken bizde evden belgeleri alacaktık. Çok klasik bir plandı. Pelin kazık atmadığı sürece hiç sıkıntı çekmezdik."Pelin'in işaretinden sonra hep beraber duvardan atlayacağız daha sonra ben ve Kumsal, Semih'in odasına tırmanırken Gökhan ve Kuzey mutfak penceresinden içeri girerek bizi koruyacaklar. Bir terslik olursa anında arayacaksın ve bizde planın yolunda gitmediğini anlayacağız."
Dalga planın adımlarını anlatırken hepimiz onu anladığımıza dair değişik sesler çıkardık. Dalga'ya baktığımda gözünü kırpmadan üst katın pencerelerinin birine bakıyordu. Kuzey beni kollarının arasına aldı ve destek vermek adına sıkıca sarıldı. Kuzeyden ayrılmam ile Dalga'nın baktığı pencerenin ışıkları söndü. Dalga birden "Şimdi!" diyince hepimiz süratle harekete geçtik. Dalga elindeki kancayı duvarın öteki tarafına fırlatıp sabitledi. Kuzeyde aynı şekilde attığı kancanın sağlamlığını kontrol ettikten sonra eş zaman aralıklarında ikiside tırmanmaya başladı. Dalga telleri cebindeki penseyle kesip girebileceği kadar bir delik açtı. Kuzey'de aynı işlemi gerçekleştirdikten sonra tutunarak kendilerini duvarın öteki tarafına bıraktılar. Gökhan'la ben birbirimize bir bakış attıktan sonra zaman kaybetmeden halatlara tırmandık ve az önce Dalga'yla Kuzey'in açtığı delikten geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionKaranlığın ruhumu ele geçirmesi çok kısa sürede gerçekleşmişti. Her gün karanlığımda boğuluyor ama ölmüyor, ölemiyordum. Etrafımdaki katiller çoğalıyordu ve ben yavaştan deliriyordum. Ruhumu ve bedenimi ele geçiren kara bulutları gökyüzüyle püskürtt...