( Biricik okuyucularım gecikme için çok üzgünüm. Elimden geldiğince erken yazmaya çalışıyorum ama olmuyor. Bundan sonraki bölüm de 1 hafta içinde gelir. Eğer yapabilirsem 2 gün içinde de gelebilir size bağlı. Hepinizi çok çok seviyorum ve gecikme için özür diliyorum :)) Ayrıca bu bölüm hem Joseph'in hemde Jessica'nın ağzından olacak ! :)))) İyi okumalar )
Joseph Mille
Sabah uynadığımda Jess hala yatıyordu. Yavaşça kollarımı vücudundan çekip yataktan kalktım ve onu incelemeye başladım. Gerçekten çok güzeldi. Ve ben bu güzelin canını yakmış olmalıydım. Vücudundaki yara izlerini gördükçe içim sızlıyordu. Sinirlenince canavara dönüşüyordum ve kendimi kaybediyordum. Yatakta yatan bu kız benim eserimdi. Kolları.. bacakları.. göğsü.. yüzü. Hepsi benim eserimdi. Bütün bunları bilmeme rağmen uyandığımda hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edebiliyordum. Ama bu sefer... bu sefer öyle olmamıştı. Jess'in yüzüne her baktığımda yalvarışları , ağlayışları , özür dileyişi ve çaresizce adımı haykırışı düşüyordu zihnime. Bunları hatırladıkça kendimden iğreniyordum. İlk kez böyle bir şey oluyordu. Normalde hiçbir şey olmamış gibi devam etmem lazımdı. Normalde unutmam lazımdı fakat şimdi... Benden nefret ediyor olmalıydı. Yani ben olsam ederdim. Ama hala kendimce haklıydım. Beni gecelik zevkimden mahrum etmişti. Bana bir sex borcu vardı. Ayrıca ona benim olduğunu söylediğimde baş kaldırıp itiraz etti. Ve benim malım kısacık kıyafetlerle orospular gibi barlarda sürtmüştü. Neden ?! Çünkü benden daha üstün olduğunu göstermek için. Bütün her şey bunun içindi. Bakireliğini almadığıma dua etmeliydi ! Ah.. neler saçmalıyorum ben. Hepsi kendimi tatmin etmek için. Suçluydum işte. Ona bunları yaşatmamalıydım. Sinirden aynaya yumruğumu geçirdim ve bi anda düşüncelerim ile beraber aynanın paramparça oluşunu seyrettim.
" Jo , iyi misin? Elin... " arkamdan gelen sesle irkildim ve bütün düşüncelerimden arındım. Jess'i uyandırmıştım ve gene korkutmuştum.. " Elin... " dediği için elime dönüp baktım ve kanadığını o an fark ettim ve bir kaç küfür savurdum.
" Sorun yok Jess. Uyu. " gene emir yağdırıyordum. Klasik ben.
" Peki... " itaat edip gözlerini kapadı ve uyudu. Sanırım dün gece fazlasıyla dersini almıştı. Sesi çıkmıyordu. O kadar masumdu ki..uyurken.. Ah , ne saçmalıyorum ben? Hemen kendime geldim ve elimi sarıp aşağı kata indim. Kahvaltı sofrasındaki herkes bi anda sustu ve başını kaldırıp önce bana sonra da elime baktılar.
" Merak etmeyin bir şey yok. Küçük bir kaza sadece.. Jessica bu gün odasında dinlenecek sizinle olamayacak rahatsız etmeyin. Bende size katılmayacağım. Nicolas ile ufak bir işim var. " ufak bir iş.. Sırıttım. İtiraz etmelerine izin vermeden hemen evden çıktım ve arabaya binip oradan uzaklaştım.
Jessica McGrath
Uykum cam kırılması sesiyle bölünmüştü. Başımı kaldırdığımda Joseph'in camı kırdığını fark ettim. Dünde aynısını yapmıştı değil mi.. Eli kanıyordu sanırım bunun farkında değildi.
" Jo , iyi misin? Elin... " tedirgin olmuştum ama neden bilmiyordum. Dün gecenin ardından ona tek hissettiğim duygu nefret olmalıydı endişe değil.
" Sorun yok Jess. Uyu. " ah , endişelenende kabahat ! Ne halin varsa gör ayı ! Bu kanamadan daha kötüsünü hak ediyorsun sen ! Kendini beğenmiş am düşkünü ! Egonun büyüklüğü götünü geçmiş haberin yok yaratık !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Satılık
Teen Fiction18 yaşında bir kız. Üvey bir baba ve karanlık , sırlarla dolu bir geçmiş. Kızlar her zaman kendine zarar veren erkekleri sever sözünün bir kanıtıydı Jessica. Üvey babası yüzünden korku ve aşk dolu bir yolculuğa sürüklenmişti Jessica. Joseph'i kend...