7. Bölüm

15 2 0
                                    

Çifte telli sesi kulaklarımın içini doldurmuştu. "Ne oluyor lan sabah sabah kimin düğünü var." dedim gözlerimi aralarken sonra Selin'in sesi gülüyordu kapının yanından ne olduğu anlamaya çalışırken telefonumu işaret parmağıyla işaret etti. Gözlerimi telefonuma götürdüm ve çifte telli sesinin telefonumdan geldiğini fark ettim. Sağ olsun aptal kardeşim alarmımın müziğini değiştirmiş kafamın altından yastığımı aldım ve Selin'e fırlattım "Aptal!"
yastığı fırlattığımı görünce hemen kaçtı ve yastıkta haliyle yere düştü sinirimi bozan alarmın müziğini kapadım ve yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkamaya banyoya gittim...

Okula gireli daha üç dakika olmadan birçok ezici bakışla karşılaşmıştım bu insanlar ne kadar vicdansız olmuşlar ya pislikler okulun binasına doğru ilerlerken iki kızın konuşması kulağıma çarptı "Buğlem'e baksana ya ben bunu düne kadar iyi biri zanederdim." diğer kız "Kızım bunların hepsi böyle işte." dedi. Evet her şey mal pozlarımın suçuydu.

Almila&Açelya ile yürümeye devam ederken başka kızların konuşmasına kulak misafiri oldum "Nasıl hala okula gelebiliyor anlamıyorum." diğeri ise şöyle dedi "Aynen ya benim başıma böyle bir şey gelseydi okulu terk ederdim herhalde orospu işte." ve sonra salakça kahkahalar iyice sinirlenmiştim ne dediğinin farkındamıydı o, orospu . Orospu ne demek biliyor muydu? Acaba bu kadarıda fazlaydı ama koşar adımlarla bana orospu diyen kızın yanına gittim ve kızın saçını çekmeye başladım ve kız "Salak mısın? Ne yapıyorsun" diye cırladı."Salak değilim ama seni öldürecek kadar psikopatım. Benim hakkımda düzgün konuş! Konuşun anladınız mı düzgün!"

Açelya ellerimi kızın saçından kurtardı ve "Sakin ol" dedi. "Ne sakin olacakmışın ya benim hakkımda her yerde böyle konuşabileceklerini mi? Sanıyorlar"
Saçını çektiğim kız hüngür hüngür ağlayarak okul binasına girdi. Etrafım kalabalıklaşmıştı yine her zamanki olduğu gibi televizyonda dizi seyrederlermiş gibi kavga seyrediyorlardı hatta biri elinde patlamış mısırıyla birlikte izliyordu. "Vicdansız pislikler!" dedim ve okul bahçesinden çıkmak üzere yola koyuldum. Hala sinirliydim kızın saçını çekmem yetmemişti daha fazlasını yapmak istiyordum hepsini kum torbasına vurar gibi vurmak istiyordum.

"Buğlem!" okul bahçesinden çıkmama dört beş adım kalmışken arkamdan cırtlak bir ses geldi. Aldırmadım. "Buğlem!" bu sefer daha şiddetli ve daha ısrarcıydı "Ne var adımımı ezberliyorsun." diye sinirle bağırdım ve arkamı döndüm bağırdığım kişi Sema hocaymış, kaşları çatık bir yüz profiliyle bana bakıyordu.

"Terbiyesiz! Çabuk düş önüme!" tam gidecekken geri dönmek. En kötü günlerimi yaşıyordum. En! Salakça bir fotoraf ve öküz bir insan yüzünden düştüğüm durum. Uyanacağım bir kabus olsa keşke yaşadıklarım. Ne yapsın bu zavallı kız benim bir cevabım var odasına kapanıp hüngür hüngür ağlasın gözyaşlarıylada odayı doldursun sonrada o gözyaşlarının içinde boğulsun sonrada ölsün.

"Birde aval aval suratıma bakıyor düş önüme dedim sana!" öğrencilik hayatım boyunca hiçbir öğretmenden bu kadar yüksek desibelde duyum almamıştım ve bu kadar çok insanın içinde. Hiç bu kadar küçük düşürülmemiştim. Hiç.

Gözlerim dolmuştu ağlamak üzereydim ama daha küçük duruma düşemessin diyordum düşersen düş zaten düşeceğin kadar küçük duruma düştün bir ağlamakla daha ne kadar düşeceksinde diyordum.
"Buğlem iyice sinirleniyorum yürü, müdür odasına!" ayaklarım gitmek istemesede zorunlu olarak gidiyorlardı. Bana yine o ezici bakışlarını atmışlardı ve patlamış mısır alan sayısıda artmıştı
üzgünüm film bitti ben gidiyorum demek istesemde dilimin ucuna gelen kelimeleri yuttum ve ilerlemeye devam ettim.

Sema hoca arkamda ben ise onun önünde ilerlerken "Sana ilkokulda öğretmeninle nasıl konuşulacağını öğretmediler mi?" diye sordu öğretmediler demek istesemde cevap vermedim sustum "Ders içi notun, sözlü notun sıfır." çokta umrumda. Kapıyı çalmadan müdür odasına daldım
İçeride müdürün iki misafiri daha vardı.

Acı Ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin