Yüzüne geçirdiğim güzel tokatla gurur duyuyordum elimin beş parmağıda bir sanat eseri gibi arkada iz bırakmıştı tokatı attığım an daki yüz ifadesi içinde bir çok duyguyu barındırıyordu en çok da sinirlenişi herkesin içinde o tokatı atmam ve onu rezil etmem o kadar güzel bir zevkti ki hiçbir şey dememişti o an en çok da bu şaşırtmıştı beni zaten tokatı attıktan sonra hızla olay yerini tepemdeki zıplayan sinirimle terk etmiştim ve arkamdan gelen bir çift bestfriendsimle.
O anı tekrar tekrar göz önüme getiriyordum ve her seferinde sinirleniyordum çünkü gidip polise yalan söylemesi sonra gözümün önünde canlanan tokat atışım salakça dans etmeme neden oluyordu bozuk plak gibi sürekli aynı sahneyi gözümün önünde canlandırıyordum. Bizim kapının klasik din dan donlu sesi salakça dans etmemi yarıda kesip beni kapıya yöneltti kapıyı açtığımda karşımda kimseyi görmedim ama kapının önünde üzeri kırmızı fiyonkla bağlanmış beyaz kare bir kutu duruyordu.
Kutuyu elime aldım ve kapıyı kapatıp içeri girdim "Bu neydi şimdi." diye kendi kendime söylendikten sonra odama gittim ve yatağımın üzerine oturup kutuyu kucağıma aldım içinde ne olduğunu merak ederek kutunun üzerinde ki fiyonku çözdüm ve kutuyu açtım içinde bugün denediğim o güzel efso üzeri pullu payetli straplez etek kısmı ise mavi olan elbise vardı.
İyi ama bunu bana kim aldı? Elbiseyi kutunun içinden çıkardım ve altında kırmızı kalpli küçük bir not kağıdı buldum üzerinde de elbisenin içerisinde prensesler gibiydin ve birgün benim prensesim olacaksın yazıyordu kağıdı okumamla büyük çaplı bir şok geçirdim. "Bu ne?" dedim şaşkınlık içerisinde notun altında ne bir isim ne de başka bir şey vardı. Talha göndermiş olamazdı çünkü birgün benim prensesim olacaksın yazmazdı zaten şu an birlikteydik hem o bana prensesim değil güzelim derdi ama ondan başka kim olabilirdi ki? Ah meraktan çatlayacaktım. Sen kimsin lan?
Elbiseyi kutunun içine koydum ve gardırobumun en gizli en güvenilir köşesine yerleştirdim sonra telefonumu alıp whatsApp'tan efso üçlü grubuma girdim.
Gönderilen efso üçlü:
Kankelettolarım bugün benim denediğim straplez pullu mavi bir elbise vardı ya onu birisi hediye kutusunun içine koymuş ve benim kapımın önüne bırakmış.Mesajı gönderdikten bir 30-40 saniye sonra Açelya.
Gönderen efso üçlü: (Açelya)
Kanki sen bugün elbise mi denedin? Yazmış.Gönderilen efso üçlü:
Evet kanki, konu bunun bana kimin gönderdiği.Gönderen efso üçlü: (Almila)
Mal, Talha göndermiştir.Gönderilen efso üçlü:
Kalpli kırmızı bir notta vardı ve notta elbisenin içinde prensesler gibiydin ve birgün benim prensesim olacaksın yazıyordu. Geri zakalı.Gönderen efso üçlü: (Almila)
Aha! Kim lan bu birisi bizi takip etmiş. Kanki gizli hayranın var.___ ___ ___
Gözlerimi zır zır diye çalan telefonumun alarmıyla açtım ağzımdan küçük bir küfür çıktıktan sonra alarmımı kapattım ve lavaboya gittim. Dün akşan whatsApp'tan kızlarla konuşup elbisenin kimin gönderdiğini bulmaya çalıştık ama mantıklı birisini bulamadık sonra annem ve babamla konuşmuştuk şu fotoraf meselesi için okula gitmeyeceğimi söylemiştim ama beni dinlememişlerdi bide üzerine bana bir tır dolusu nasihat ve ögüt vermişlerdi.
Okula gelmiştim ve Aras'ın gelmemesinin verdiği mutlulukla sırama yayılmış bir şekilde oturuyordum sınıfın kapısından Talha girince oturuşumu kibar kız oturuşuna çevirdim. Talha yürüdü ve sırasına geçti o cam kenarındaki en arka sırada oturuyordu ben ise orta sıradaki en arka sırada oturuyordum aramızda sadece 70 cm vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/61494941-288-k213332.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acı Ve Aşk
Подростковая литератураİki çocuk vardı karşımda ama onları sadece yan profillerinden izleyebiliyordum. İlkinin elinde bir çiçek vardı ve onu toprağa ekmek için cebelleşiyordu, aynı ben ama o benim için değerli ve özeldi. Diğeri ikincisi ise elindeki çam ağacı fidanını top...