Acı Ve Aşk

12.Bölüm

Öğleden sonra okula gitmeyip eve gelmiştim geldiğim gibi de üzerimi değiştirip uyumuştum. Ama şimdi uyanıktım ve acıyı iliklerime kadar her yerimde hissediyordum canım çok acıyordu en güvendiğim insanda beni yıkmıştı şu an ondan nefret etmem gerekiyordu ama edemiyordum sevgimin azalması bitmesi gerekiyordu ama bitmiyordu şu an ona karşı hissettiğim en fazla duygu öfkeydi.

Yanımda duran yastığımı alıp yumruklamaya başladım "Neden bana bunu yaptın?" diye sormayıda ihmal etmedim ama boştu kendi kendime salakça konuşmaktan başka bir şey yaptığım yoktu gözyaşlarım esir kaldıkları yerden kendilerini özgür ilan edip akmaya başladılar. Dünyanın en şanssız kızı olmalıydım yaşadıklarım tam anlamıyla kabus gibiydi.

Küçük kalpli renkli not kağıtları aldım ve onların herbirine bir ya da iki sözcük bir şey yazdım sonra da yazdıklarımı kırmızı kalpli kutunun içine koyup balımın evine gittim, evine geldiğimde mavinin ve siyahın birleşmesiyle oluşan koltukların üzerine oturduk elimdeki kutuyu fark etmesi için ve içinde ne olduğunu sorması için gözüne sokmaya başladığımda kutuyu elimden aldı ve açmadan önce "Ne varmış bakalım, gözüme bu kadar çok soktuğuna göre," dedi ve sonra içindeki kağıtları görünce "Kağıtmıydı?" deyip kutuyu umursamazca kapattı "Bir kere onlar kalpli ve içinde bir şeyler yazıyor," dedim tavır alarak "Öyle mi?" diyerek kutuyu tekrar açtı ve bende hevesle tekrar ona döndüm içinden en sevdiği rengi siyahı, siyah kalpli not kağıdını aldı ve sesli bir şekilde üzerinde yazan "Öküzüm." yazısını okudu "Öküz nedir? Ama -üm ekini sevdim," dedi.

İkinci olarak da rastgele sarı kalpli not kağıdını aldı ve sesli bir şekilde "Balım." yazısını okudu... Kutuda kalan son kırmızı kalpli not kağıdını aldı ve üzerinde yazan "Aşkım." yazısını tutkuyla sesli bir şekilde okudu "Sen de bana bir şeyler söyle," dedim "Tamam," dedi düşündükten sonra alayla ve beni gıcık etme isteğiyle "Çirkinim, nasıl?" dedi yüzümü buruşturdum ve ardından "Seni seviyorum." dedi söylediği iki kelime kalbimi o an öyle bir hızlandırdı ki ilk kez bana söylediği seni seviyorum. Gözümde canlanan o koca mazi.

Din dan don zile durmadan basan aptala küfürlerimi savurdum ve beşinci din dan don sesinde kapıyı açtım karşımda benim gibi ağlayan bir adet Açelya duruyordu akan rimeli yüzünü siyaha çevirmeye başlamıştı ve altında da hafif bir şekilde eğildiğinde götünün gözükeceği mini bir elbise vardı bu durum beni korkutmuştu "Daha ne kadar incelemeye devam edeceksin?" diye sordu hıçkırıklarının arasından "Geç içeri," dedim ve lavaboya götürdüm.

Açelya'nın yüzünü yıkadıktan sonra onu odama yolladım bende mutfağa geçtim ve bir adet nutella şişesi aldım kaşıklıktanda iki tane kaşık aldıktan sonra odama gittim Açelya duvara sırtını dayamış ve bacaklarını da yatağımın üzerine uzatmış çıplak olan bacaklarınıda benim yastığımla örtmüş bir şekilde oturuyordu bende yatağımın üzerine bağdaş kurarak oturdum ve "Sana ne oldu?" diye sordum.

"Lüks Melodi restront var ya Sarp işte beni oraya davet etti bende öğleden sonra okula gitmedim ve bu şekilde hazırlanıp restronta gittim. Sarp beni görünce başladı işte bu elbisenin boyu neden bu kadar kısa? Sen niye bunu giyiyorsun? Diye bana tüm yemek boyunca söylendi bende en sonunda yeter dedim bu yetmez deyip üstüne birde bir ton laf söyledi sonra ben dayanamayıp ayrılıyorum dedim sonra da buraya geldim."

"Kıyamam kavga ettiğiniz şeye bak, barışırsınız," dedim teselli vererek "Ayrıldık Buğlem hem de ben ayrıldım." dedi ve karalara bağlamaya başladı ben napsaydım benim gözlerimin içine baka baka yavşak Simge'nin elini tutmuştu birde Simge'den hoşlanmadığımı bile bile "Benim acım çok büyük," dedim dertlenerek "Harbi." dedi benim de bir acımın olduğunu hatırlayarak bacaklarından yastığımı çekti ve götünü yatakta sürükleyerek yanıma geldi ve sarıldı başınıda omzuma dayadı bende ellerimi onun bedenine sardım.