Bölüm 1

377 12 2
                                    




Gözlerimi actigimda kaldigim pansiyonun alcak duvarlari yine üstüme üstüme geliyordu. Dört duvar arasinda kalmaya alismak uzunca bir zamanımı almıştı zaten. Uzun hemde cok uzun bir zaman ... Eski aliskanliklarimi müsait biyerde birakip geldigim bu kucuk yerde yeni aliskanliklarimla yasiyordum. Yasamaya calisiyordum .... Bas ucumda duran komidinin cekmecesini gicirtili ic huylandiran sesi esliginde actim. Önümde duran takvim yapraklarina baktim. Onsuz gecen her gün icin takvim yapraklarina bir not düsmüstüm. Sevdigim kadinin o sarki ritminde atan kalbi yerinde kalsin, mutlu olsun diye kendi kalbimi kendi ellerimle kesip attığım onu sevdigi adama yine kendi ellerimle gonderdigim günden beri her gecen güne bir takvim yapragi. Saclarimi karistirarak yapraklara bakmaya devam ettim bugun tami tamina 6 ay 17 gün gectigini farkettim. Geciyordu, zamani durduramiyordum bir tek icimde duran aci gecmiyordu. Kaldi ki icimde orada oylece kalisinida durduramadigim gibi. Ateşi sondurmustumde abi yanigin izi gecmiyordu. Oysa ki yola ciktigimda herseyi geride bırakmaya kararliydim. Artik gölge sustu, Tuna yasamiyor. Baska biriyim ben, belki biri bile degilim. Yokum. Yok olarak heryerden hayalet gibi geciyordum. Son duragim burasi olmustu. Sirt cantami toparladiktan sonra pansiyondan cikisimi yapmak icin asagi indim. Ahmet abi buranın bel kemigiydi. Pansiyon sahibi, ayni zamanda da bu kücük köyün taninan esnafiydi kendisi.

- "Abi ben gidiyorum bu hafta yokum, Ormana dalayim diyorum biraz."

- "Eh be oglum. Vallaha bende diyordum ki nasil olduda durdu bu cocuk 2 hafta surada oldugu yerde durabildi, basina bisey gelecek diye korkuyorum. Aralik aylari sert gecer buralarda donarsin."

- "Abi allah askina yapmadigimiz sey mi? Bisey olmaz bana korkma, hem surası ya bakkala cakkala buralardayiz biliyosun yorungeden cikmiyoruz. "  

Ahmet abi arkamdan söylenirken ben coktan cikmistim. Bu köye geleli 3 hafta oluyordu. Bu taraflardaki tüm köyleri gezmistim. Ahmet abiyede arada ugruyordum. Bu köyde bir süre kök salmaya dinlenmeye karar vermiştim. Ilk hafta orman yasantisi yapip daha sonra Ahmet abinin pansiyona yerlesmistim. Tabi icim gectikce daraldigindan daha fazla dayanamadım attim kendimi disarilara. Pek insanla tanismamistim daha burada ama insanlari sicak geliyordu. Sicak, samimi bir ortam özlemimi gidermeye calisiyordum. Sehri terkettigimden beri en cok üzüldügüm seyde cocuklari birakmis olmaktı. Hepsiyle tek tek telefonda konusuyordum, hediyeler gonderiyordum. Azad babadan da haberlerini alsamda orada olmak gibi olmuyordu. Tam erzak zulalamak icin markete girecektim ki gözlerimi kisip ilerdeki manzaraya baktim. Bir kiz sanki anahtarla acarcasina bir ustalikla arabanin kapisini elindeki telle acip içini karistirmaya girismisti. Orda durdum ve ne yaptigini izledim. At kuyrugu yaptigi uzun saclarini kapüsonunun icine tepistirerek arabadan elinde bir dosyayla cıktıgı sirada arabanin sahibi oldugunu düsündügüm adam görür görmez bagirarak ona dogru kosmaya başlamıştı. Kiz tazi gibi basti ve citlerden atlayarak kaçtı. Mahallede ortalık tam bir karmasaya döndügü sirada bende izlemeyi birakip markete girdim. Umursamazlik hastaligi artik kanimdaydi. Uzun süredir tek hissettigim hicbir sey hissetmemekti zaten. Ismi hala dilimin ucunda olan kadin ... Cikma orada kal. Cikarsan yerim kursunu dayanacak gücüm kalmaz. Düsüncelerimden beni cikaran marketteki teyze oldu. Kendi kendine sokakta yasanan olaya söyleniyordu.

- "Hınzır bu kiz hınzır. Bu çıkardığı kaçıncı olay! Utanmasa mahalleyi yakacak. Durmuyor durduğu yerde ".  

Anlaşılan dedikodu yaygindi buralarda önceden olsa teyzeyle oturur bi kahve fali muhabbeti yapardım. Ama artik halim Yoktu. Hal benden gideli cok olmustu.

- "Borcum ne abla. Kes, biletimide gideyim ufaktan. " 

Teyze söyle bi beni suzdukten sonra başladı söze. 

"Kivircik oglum sen yenimisin buralarda , görmedim ben seni hic daha önce." 

Buyur burdan yak, geliyor soru yağmurları semsiyeleri hazirlayin. Yarim agiz güldüm. Dayanamadım verdim malzemeyi.

- "Abla ya simdi söyle anlatayım ben sana simdi büyük sehir acayip kalabalık düzgün kiz bulmak cok zor bende dedim ki kücük bir yere gideyim orasida burasi oldu artik orada kiz bulup evleneyim helal sütü emmis hesabi ablacim eversene beni. Sen düşün simdi bunu ablacim benim acelem var gelirim alirim senden listeyi oldu haydi selametle. " Der demez kendimi attim sokaga. Heh simdi üc haftalik dedikodu konuşun. Bu nedir ya? Orman yoluna girdigimde hava hafif karariyordu. Cadirimi kurana kadarda hava iyice sogudu. Kahvemi yapip sandalyeme çöktüm. Yine anilar canlandi gözümde, hic gitmeyen hep orada olan anilar. Cay bardagini tutuşu geldi gözümün önüne ... o bakışları ... o icisi ...

- "Aaaaa yater! Oooofff! " 

Cay bardagini firlatip attim. Yeter yeter yeter unut! diye kafama vururken ağaçların arasindan bir çıtırtı duydum. Kimseyi göremeyince seslendim.

"Kim var orada?"

Çıtırtı yakinlasinca ayağa kalktim. Daha ne oldugunu anlayamadan biri sirtima atladı. 

- "Lan!" 

Kapüsonumu kafama geçirip üstümden atladı ve beni agaclardan birine yapistirdiginda yüzünü gördüm. Hırsız kiz. Kolunu boynuma tutmuş hareket etmemi aklinca engelliyordu. Istesem edebilirdim ama bozmak istemedim evcilik oyununu. Yüzüne saskinlikla bakıp kaslarimi havaya kaldirdim.

- "Eee daha ne kadar durmaliyiz mesela böyle? Amacı ögrenirsem senaryoya ayak uydururum. Ya da uydurmam. Havamda degilim ne istiyorsun?" cevabi sabirla bekledim. Kiz nefes nefese konuşmaya basladi. 

- "Burasi benim ormanim sen ne istiyorsun buradan asil?" 

Şaşırmış gibi elimi ağzıma götürdüm. 

- "Aaaa bak sen su ise. Kac zamandir ormanlardayim ben bile bi orman sahibi olamadım. Ayrica maymuncuk olmadigin zamanlar burada takılıyor olabilirsin ama bende burada takilacagim ve gitmeye niyetim yok tamam mi? "Gözlerimi anladin mi der gibi kirptim. Tam o sirada bir gürültü koptu. Silah miydi o? Noluyor lan? Diye düsünmeye kalmadan maymuncuk kiz hizla elimden tutup kosturmaya basladi beni.  

- "Bunlar kim? Ne ise bulastigini merak etmiyorum tamam mi sadece sadece beni dahil etme. "Dedim Nefes Nefese kosusturma arasinda. Bir el daha silah sesi duyuldugunda hirsiz kiz yere düstü elimi sikica tutmuş oldugundan benide sürükledi yerlere. Yuvarlanip ağacın dibine düstügümüzde üstümdeydi. Bunu sorgulayamadan nefes nefese konustu tekrar. 

"Yardim et bana kivircik."

RAMAK KALA tuna'nın yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin