Bölüm 13

28 1 1
                                    

Tunanın gözünden:
Çocukları aylar sonra görmüştüm. Ama kısa sürmüştü bu kavuşma, izinleri bu kadardı ve geri dönüş yollarına çoktan düşmüşlerdi.. Geri dönüş yolları.. Bundan 2-3 hafta öncesine kadar bile kısa süre önce hala geri dönüşü düşünen beynim şu sıralar geriye değilde ileriye çalışıyordu. Robotluktan çıkmıştımda insanlığa çalar bi görünüme yaklaşmıştım. Hissediyordum herşeyden önce.. Çekmecedeki takvim yapraklarına bakakaldım. Deniz kadar dalgalı geçen aylarıma bakıyordum asıl ben. Gözümü ovuşturdum ve karar verilmişti kalk tuna bey hayata borcun var. Hızla merdivenleri üçer beşer atladım ahmet abiye ağzını açtırmadan daldım sokağa.
Orman yoluna kadar adımlarımı sık sık atmaya devam ettim. Elimdeki kutuyu öyle sıkı tutuyordum ki parmaklarım bembeyaz olmuştu. Göl kenarına geldiğimde rüyadan uyanmış gibi kalakaldım. O kadar hızlı ve o kadar kalabalık düşüncelerle atmıştım ki kendimi buraya kadar.. Beynimin sadece ufak bir kısmı aylardır sadece hayatta kalmaya çalışıyordu. Koca bir pastaydım ve son bir dilimim kalmıştı onuda kimse umursamıyordu. Çöp kutusuna atılmak için bekliyordum aylardır öylece köşede. Düşüncelerden sıyrılıp oturdum. Tam sessizliğe ve düşüncelere bırakacakken kendimi bir çıtırtı duydum. Arkamı dönemeden kapşonum kafama geçti. Bu sahne tanıdıktı işte..
-"Burası benim ormanım demiştim."
Güldüm ve ellerinden yakalayıp tutup çektim.
Dengesini kaybedip kucağıma düştü. Gülümseyerek şaşkın yüzüne baktım.
-"Bırak beni kıvırcık bak bugünlerde bu çok olmaya başladı harbi sinirleniyorum.!"
Bana o narin kollarıyla hakim olabileceğini sanması komikti. Zaten hep komikti.. O sert güçlü kız.. Güçlüydü. Karakteri sağlamdı, ne istediğini bilen, kararlı, kısacası güçlü..... Konu buraya nerden gelmişti?
Birbirimize bakıyorduk. İşin garibi o hırçın kızın gözleri yumuşamıştı. Sakinleşmişti. Sakinlik beni çekiyordu içine aylardır aradığım gezipte bulamadığım birşeyi bulmuş gibi baktım. Merhem dediğinizi duyar gibiyim. Hayır bu kıyıya çarpan gemiyi onaran kişi değil bu gemiye gemi olduğunu hatırlatan kişiydi. Deniz gitti diye gemi gemiliğinden olmazdı ya? Özgür çırpınmaya başlamıştı.
-"Bırak.."
Bıraktım. Yanıma oturdu. Kutuyu gördü ve sorar gözlerle baktı.
-"Özgürlüğüm." Diye yanıtladım gözlerini.
-"Bunu yapmam lazım yardım eder misin? Zira bunu bana borçlusun hee delikten ben kurtarıyorum seni özgür kız. Dedim ve elime kutuyu aldım, aylardır yapmam gereken şeyi yaptım. Tek tek tüm yaprakları gemi yapmaya başladım. Özgürde bana bi süre baktı ve oda işe koyuldu. Hepsini tek tek göle saldık. Özgürlüklerine.. Konuşmadan tek bir laf etmeden bitene kadar..
Bana döndü ve konuştu.
-"Güçlüsün kıvırcık."
Sayende.. Diye düşündüm ama asla söylemeyecektim.
-"Hadi yine iyisin lan övdüm seni kıvırcık. Bak borcumuda ödedim kurtardım seni. Bunlar her neyse kurtuldun."
-"Prensip olarak övgüleri almıyorum kendiside üstüde kalsın. Hem bugünlerde hep sen beni buluyorsun bak takip falan ediyorsan söyle kurtul."
Güldüm. Özgür ayağa kalktı parmağını suratıma doğrulttu.
-"Bana bak!...."
tam lafını söyleyecekken dengesini kaybettiği gibi göle yuvarlandı.
Şlap! Ahada gitti özgür kız.
-"Özgür! Hay gözünü seveyim şu tuna bi günde kahramanlık oynamasın be!"
Çırpınıp duruyordu. Yüzeye çıkıp konuştu.
-"Ne duruyosun be hayvan yardım etsene!."
Atladığım gibi daldım göle.
-"Tuttum seni tuttum sakin. Zaten derin değilmiş iyi yaygara kopardın."
Özgür nefes nefese konuştu.
-"Yüz.. Yüzme.. Ya. Yüzme bilmiyorum kıvırcık! Ah çok üşüyorum."
Üstümdekini çıkarıp hemen omuzlarına sardım.
-"İyi misin?"
-"Bi öte gidersen iyi olucam!"
Sinirlenmiştim. Bana böyle davranması hoşuma gitmemeye başlamıştı.
-"Ne bu böyle aklı olan delirsin taktiği falan mı? Yardım ediyoruz şurada ne halin varsa gör.!"
Çıldırttı. Tam arkamı dönüp giderken özgür kolumdan tuttu ve yüzümü ellerinin arasına almasıyla dudaklarımda bi sıcaklık hissetmem bir olmuştu. Ne oluyor lan? Şuan neredeyim ben ne yapıyorum? Şaşkınlık hissi bedenimden hızla geçerek terkederken, yerini başka hislere bırakmıştı. Soğuk bir havada, güvenli bir çatı altında, şöminenin yanında sıcacık kahve uzatılmış bir adam gibiydim. Ellerim istemsizce özgür kızın ıslak yüzünü okşarken. Kendimi geri çekmemiş ve kendimi güvenli bu eve kilitlemek istemiştim..

RAMAK KALA tuna'nın yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin