Bölüm 10

87 5 0
                                    

Özgürün gözünden:
Ela gözlere hapsolmuş hissediyordum. Zaman durmuştu adeta. Tam o sırada camın kırılma sesiyle kendime geldim. Camdan çıkan adam küfürler savuruyordu.
-"Lan yine mi sen özgür şimdi seni geberteceğim bekle lan orada."
Gözlerimi büyüttüm ve kıvırcığın kollarından kurtuldum. Elini tuttum koşmaya başladım.
-"Koş kıvırcık bu sefer beni öldürür bu kırdığım 4. Camı."
Kıvırcık şoka girmiş bir şekilde bana baktı. Koşmaya devam ederken durdurdu beni.
-"Özgür kız sen ortalığı karıştırıyorsun ama hesaplamasını yapmıyorsun yürü beni izle."
Kıvırcığı takip ettim. Ormana daldığımızda tamamen onun pusulası altındaydım. Bir süredir gidiyorduk. Artık mecalim kalmamıştı zaten o hantal adam buraya kadar gelmezdide. Nefes nefese kaldığımız anda kendimizi çimlerin üstüne attık. Kafamı yana döndüğümde kıvırcık bana bakıyordu. Kafamı hemen çevirdim ve ayağa kalktım.
-"Sağol yardımın için suç ortağım olmaya alışmışa benziyorsun."
Gülerek bana doğru yaklaştı.
-"Pardon ben kaçırdım bir yerleri sanırım. Çünkü suçun ortasına her defasında beni sen dahil ediyorsun bende kendimi bir anda olayın ortasında buluyorum."
-"Öyle mi? Gelmeseydin o zaman bunu kendim halledebilirdim."
-"İyilik yap denize at demişler..."
Bir anda sustu. Sessizce fısıldadığını duydum.
-"Deniz..."
Yaklaştım ona doğru.
-"Hep böylesin. Birden susuyorsun. Neden?"
Gözlerini kaçırdı. Cevap vermedi. Susmaya devam ediyordu.
-"Deniz kim?"
Gözlerime baktı hiddetle.
-"Sanane he sanane?! Böyle olmamdan. Denizin kim olduğundan sanane! Rahat bırak beni tamam mı?!"
Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Bense mimiksizce onu izliyordum sadece. İç çekti ve devam etti.
-"Çok sevdim. Her zaman süperkahramanlar kazanmıyormuş. Denizi elinden alınan bir kayık gibiydim ben. Kıyıya vurdum. Aylardır ölüydüm!"
Yere çöktü, ağaca yasladı sırtını. Gözyaşları akıyordu özgürce. Bir kız mı vardı hayatında önceden. O mu kıvırcığı bu hale getirmişti. Nasıl kıyılırdı ki bu masumluğa? Daha derin bir hayatı olmuş gibi hissettiğim adam sadece aşk acısı çekmiyordu değil mi? Bende karşısında diz çöktüm. Ellerimi casurca uzattım ve gözyaşlarını sildim. Elimi çektim ve güçlü durmaya çalışarak sinirle konuşmaya başladım.
-"Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne yani seni aylarca parçalayan, yıkan şey bu mu? Lan şu hayatta neler oluyor be! Ne iğrençlikler var şu bokumun dünyasında! Sen oturmuş buna ağlıyorsun. Kalk ve kendine gel tamam mı?!"
-"Ne biliyorsun?! Ne acı çektiğimi hayatta tek gördüğümün bu olup olmadığını nerden biliyorsun?! Kaldı ki sadece aşk acısından ölen bir adam olup olmamam seni ilgilendirmez özgür kız!"
Gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bana böyle bakmasına içten içe bozulmuştum.
-"Bilmiyorum evet! Ama hissediyorum."
-"Ne hissediyorsun?"
-"Tek acının bu olmadığını."
Birkaç saniye sessizlik oldu.
Kıvırcık bana yaklaştı burnumun ucuna kadar geldi ve kolumdan tuttu.
-"Yaklaşma bana bu kadar!"
Beni umursamadı. Nefesi suratıma değiyordu.
-"Bende yetimhanede büyüdüm. Kolay bir çocukluğum olmadı. Sadece çocukluğum değil hayatım kolay geçmedi. Bunuda hissettin mi.?" O kadar yakındı ki duyduğum şeylere mi şaşırsam yakınımda olmasına mı odaklanmamaya çalışsam bilemiyordum. Hangi ara beni bu kadar etkilemişti bu adam? Yetimhanede büyümüş oda bunu sanki hissetmiş gibi çekilmişti ruhum ona. Aynı acıları yaşamış çocukluğumuz birleşmişti. Ağzımı açmaya yeltendim ama açamadım. Mühürlenmiş gibi gözümü kaçıramıyordum ondan.
-"H-hayır hissetmedim a-aslında hissettim."
Sesim titriyordu! Neden?! Kıvırcık iyice yaklaştı. Aramızda yalnızca bir nefeslik mesafe vardı artık...

RAMAK KALA tuna'nın yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin