Aylin yerde yatan maktule şöyle bir baktı ve hızlı adımlarla salonu terk ederek kolidordan sola döndü bahçe kapısına yöneldi. Bu olayda kendisine yardımcı olacak ekip arkadaşları bahçede hummalı bir şekilde çalışıyorlardı. Az önce yanına gelen polis memuru kapının hemen sağında sallanan koltuğun yanındaki sehpanın üzerinde parlayan metalik sarı yaprakların birbirine dokunduğu gösterişli tacı gösteriyordu. Acaba delil ola bilirmiydi, burada ne işi vardı bu tacın? Daha önce bu derece değerli bir ziynetle karşılaşmamıştı. Kriminal ekip zaten oradaydı ellerinde delil ola bilecek tek eşyayı dikkatlice delil torbasına koyuyurlardı. Dışarıda hava güneşli ve parlaktı. Sonbaharın bütün renkleri içiçe girmiş adeta gölün üzerinde dans ediyordu. Saat öğleden sonra dört gibiydi bir kaç saat sonra güneş batacaktı. Ellerini çabuk tutmalıydılar. Ayline göre Cinayet muhtemelen öğleden sonra yani ikibuçuk üç civarında işlenmişti, çünkü ceset henüz soğumamıştı. Cinayet mahalli ve yakın civarında görünen başka bir ev yoktu maktulun üzerinden çıkanlara bakılırsa aslında şehir merkezinde yaşıyor gibiydi. belliki burası yazlık evi gibi bir yerdi. Belkide kiralamıştı. Acaba kime aitti burası, maktul yalnız mı gelmişti, kapıda zorlamayı gösteren hiç bir görüntü izi yoktu yoksa katiline kapıyı kendisi mi açmıştı? Kendisi açtıysa muhtemelen katil ve maktul birbirini tanıyordu. Kurbanın cebinde düne ait bir metro bileti vardı, acaba metroda ne işi vardı bu eve gelmeden önce en son metroda mı görülmüştü yoksa başka bir vasıta daha kulllanmışmıydı, o kadar çok soru ve yanitlanması gereken cevap vardı ki Aylin bunlara kafasında cevap vermeye çalışıyordu, Belkide kıskanç bir aşık vardı işin içerisinde.