Simanın öfkesi durmuyordu nasıl ola bilirdi duymuştu işte annesi ve o alık sevgilisi Ediz denen adam aralarında konuşurlarken duymuştu ikiside Simanın geldiğinden habersiz ortalıkta konuşulmaması geekenleri konuşuyorlardı. Sima duydukları karşısında çığlık atmamak için zor durmustu hala inanamıyordu vede kabul edemiuordu. Hele annesi ondan hiç ummazdı annesi onun idolü, zeki kadın nasıl olurda böyle bir olaya. bulaşmıştı zavallı babası şimdi yanında olsa biricik prensesine sarılır onu her zaman her yerde koruyacağını hissettiridi. Nasılda bir anda yok olup gitmişti dağ gibi adam artık kimse ona prenses olduğunu hissettiremeyecek onu kucaklarının arasına alıp sarmayacak öpmeyecekti. Yaşına rağmen düşünüyor babasının ani kaybını kabullenemiyor bu işte bir iş olduğunu hissediyordu. Annesinin durum hiçumrunda değilmiş gibiydi bir keresinde annesine nerdeyse zil takıp oynayacsksın diyesi gelmişti gerçi annesinin neyiydi babası eski eşi kızının babası aralarındaki aşk o daha on iki yaşındayken bitmişti babası boşanmanın ardına ailesine ait o güzel yalıdan ayrılırken " simacım bu gün buradan ayrılmak zorundayım ama ne zaman istersen anında yanında olucam sen benim değerlimsin prensesim demiş anne ve babalar gün gelir ayrılabilir ama hiç bir zaman yavrularından ayrılamazlar demişti. Elini kalbinin üzerine koyarak sen hep buradasın bende senin kalbinde bunu sakın unutma demişti. Ayrıca ailesine ait bu güzel yalınında bundan sonraki sahibinin sima olduğunu bu evde annesi ile birlikte oturacagını söylemişti. Simanın içi acıyordu yine , biraz önce duydukları derinden sarsmıştı onu babası bunu hic hak etmemişti. Oysa daha düne kadar iBelmadan nefret ediyor anne ve babasının ayrılmasına tek neden olarak Belmayı görüyor Belmanın babasını ve kendisini hiç bir zaman sevmediğini ve sevmeyecegini babasıyla sırf bu şa şa lı hayatı yaşamak için evlendiğini düşünmüştü. Belki Belmaya hsksızkık yapmışımdır diyerek düşündü. Biraz önce annesi ve Enezi birbirleriyle cilveleşirken yakalamış daha da ötesi bir takım planlardan bshsetttiklerini duymuştu. Gerçi bi kaç gün önce yaşadığı o malum olayın hala etkisindeydi Allahtan bu olaydan kıl çeker gibi sıyrılmıştı sanki görünmeyen bir el onu koruyordu. Yine kederlendi babası geldi aklına belkide onun koruyucusu babasıydı. Zaten ona onun yanında olacağını ayrı bile kalsalar kalplerinde birbirlerini taşıyacaklarını söylememişmiydi. Sima daha şindiden magazin sayfalarını süsleneye başlamış her yaptığı olsy olmaya vaşlamıştı. Zavallıcık içinde bulunduğu durumu tam olarak kavrayamıyor, bazen ürküyor bazende göz önünde olmaktan hoşlanıyordu. Ama son birkaç gündür göz önünde olmaktan bilerek kaçınıyor hatta arkadaşlarına bile hasta olduğunu kimseyle görüşemeyeceğini söylüyordu. Ah işte yine Burak arıyor dedi durmadan titreşim yapan telefonuna bakarak birtürlü vazgeçmiyor aramaktan ne yapsam diye düşündü. Artık telefonu açmaktan başka çaresi yoktu galiba isteksizce telefonu açma tuşuna bastı alo dedi Ali öfkeli bir ses tonuyla nerdesin sen şımarık seni çok merak ettim okulada gelmedin ne yapıyorsun yada ne yaptığını sanıyorsun. Sima bu derece hiddetli bir ses beklemiyordu bir an duraladı yoksa Ali doğrumu söylüyordu şımarıkmıydı başkalarını düşünmüyormuydu. Yok canım öyle değildi bu özel bir durumdu ve bunu ancak kendisi aşa bilirdi. Ali onun canıydı elbette çok seviyordu ilk aşkı yok yok babasından sonra ilk aşkı. Ona gerçeği söylese miydi. Yoksa bu işlere onu hiç karıştırmasamıydı.