♡ 7 ♡

4.5K 389 278
                                    

Yatağında kıvrılmış , elleri başının yanında sımsıkı iki yumruk, gözleri kalın perdenin aralığından odasına sızmaya çalışan Nisan sabahının ilk ışıkların parkedeki huzmesine takılıydı. Ağlamaktan şişen gözleri uykusuzlukla yanarken, okul saati yaklaştıkça artan vicdan azabı kapanmak için yalvaran göz kapaklarındaki uykusunu dağıtıyordu. Hâlâ içine düştüğü açmazda bu oyunu sürdürmekten daha makul bir yol bulamamıştı. KyungSoo arkadaş olarak iyi biriydi. Onunla sevgili oyunu oynamak ne kadar zor olabilirdi ki?! Tek sorun bunun okula yayılmaması idi ki KyungSoo da bunca zaman aşkını gizlediğine göre bazı olmazların farkındaydı. Bu bir oyun olacaktı çünkü onu o şekilde sevmiyordu ve sevebilmesinin de olasılığı yoktu. KyungSeo defterini istemeyerek de olsa bir kez daha kapamak zorunda kalmıştı. En azından bir süre daha erteleyebilirdi. Onu kaybetmesi bile içinde bulunduğu durumun ortaya çıkmasından daha kötü olamazdı. KyungSoo'ya gerçeği söyleyecek ne cesareti ne isteği vardı. 

Telefonunun alarmı yarı aydınlık odada yankılanırken düşüncelerinden sıyrıldı. Dağılmışlığından kurtulmak için banyoya yöneldiğinde başının  dönmesi ile dizlerinin üzerine düştü. Bulanıklaşan bakışı ile bir süre bekledi. Baş dönmesi geçince yeniden ayağa kalktı. Duş alıp doğruca mutfağa ilerledi. İştahsızlığına rağmen boş midesini susturacak kadar da olsa atıştırıp yeniden odasına yöneldi. Üniformasını giyinip çantasını omzuna atarak evden çıktı. Telefonundan saatini kontrol ettiğinde ders saatine henüz vakit olduğunu görünce adımlarını ağırlaştırdı. Bildirimlerde gördüğü mesajı tahmin etse de bakmak istemedi. Ama içinde bir yerlerde bir dürtü onu mesajı okuyana kadar rahat bırakmayacağını bildiğinden mesajı görmezden gelmeyi bırakıp açtı.

'Günaydın Jongin.
Sana sevgilim demeyi çok istesem de bu durumu henüz kabullenemediğimden alışana kadar yazamayacağım sanırım 😶
Buna takılma olur mu?!
Okulda görüşürüz ^-^ '

Jongin kuruyan göz pınarları yeniden yanarken telefonunu kapattı. Ağır ağır yürürken hızlanarak koşmaya başladı. Nefesi kesilene kadar, göğsü nisanın sabah serinliği ile yanana kadar , ayakları bir adım ötesi için itiraz edene kadar koştu. Durduğu yerde dizlerinin üzerine çöküp ellerini saçlarına geçirerek çekiştirdi. Midesinde dahi yankılanan bir çığlık attı.

" Ahhhhhhhhhhhhhhhhh"

Yanaklarına süzülen sıcak yaşlar çizdiği yolu yakıyor, kalbindeki sızıyı katlıyordu.
Zihninde hâlâ gidip gelen ihtimallerin sonucu sevgili oyununu oynayıp uygun bir yol ayrımında ondan ayrılmak ve kendi sevdiğine dönmek oluyordu. Etrafında ona bakan gelen geçenin meraklı bakışlarından kurtulmak adına dizlerinin üzerinden doğruldu. Okula doğru attığı sarsak adımları sınıfın arka kapısında durdu. Kapıya yaslandı. En arkadaki sırasında defterinin arasındaki mint yeşili zarfa bakıp bakıp gülümseyen genç ile içini bir isyan dalgası yeniden kalp atışları ile göğsüne göğsüne vurunca gözlerini kapatıp derince soluklandı. Omzunda hissettiği el ile gözlerini araladığında Himchan'ın endişeli bakışlarını görünce zoraki gülümsedi.

" İyi misin adamım?"

Onun ardından geniş ayalı elini sırtına geçiren Sehun'a sadece acı ile inledi.

" B.k gibi görünüyorsun. "

Jongin onlara sessiz kalarak sırasına oturdu. Sol yanındaki gencin bakışlarını üzerinde hissetse de onunla göz göze gelmeye cesareti yoktu.
Ön sıradaki SungYeol'ün ona dönmesi ile başını sıraya yasladı. En azından derslerde uyuyarak sebep olduğu bu saçmalıkları bir süreliğine unutabilirdi.
Ama SungYeol onu rahat bırakacak gibi değildi. Parmağı ile dürtüp durduğu başını biraz kaldırarak tek gözü ile ona baktı.

Love Letter L♡veHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin