Suçlu

75 9 0
                                    

Sehun o akşam arkadaşıyla tuttukları stüdyo daireye gitmedi. Normalde yaşadığı Royal Hotel'deki odasına da gitmedi. O akşam evindeydi. Daha doğrusu babasının evinde. "Bacağın kopmuş olsa dahi umurumda değil Oh Sehun! Bu akşam evde ol!" demişti. Peki evdeydi. Müstakbel annesi ve müstakbel kız kardeşi ile beraber yemek yiyorlardı.
Yemek odasında Mozart'in sözleri konuşuyordu. Bir yandan da çatal ve bıçak sesleri.
"Bugün bize katılman ne iyi oldu Sehun-ah. Baban seni nasıl ikna edeceğini biliyor." Bayan Lee nazikçe rostosundan bir parça aldı.
"Haklısınız efendim." Diyerek gülümsedi Sehun.
"Yoo Rachel'e abilik yapıyor musun Sehun?" diye sordu babası şarabından bir yudum aldıktan sonra.
Sehun her zamanki etkileyici bakışıyla Rachel'e baktı.
"Rachel'in öyle bir duruma ihtiyacı olduğunu sanmıyorum ama bir gözüm her zaman üzerinde."
Rachel ise ağzı hafif açık 'ciddi misin' der gibi ona baktı. Sonra tatlı bir sekile gülümseyerek Başkan Oh' a döndü.
"Efendim, Kim Chayeon'un bizim okula geldiğini duydunuz mu?"
Başkan Oh bir an kaşlarını çattı.
"Kim Jaemin'in kızı Chayeon mu?"
"Evet " şimdi Sehun'a bakıyordu. O ise huzursuz gözüküyordu.
"Hayır duymadım. Babasıyla ortak olmamıza rağmen bir süredir karşılklı temasa geçmedik çok meşgulüz."
"California'daki güzel bir okulda okuyordu. Ama artık eğitimine burada devam edecek." Dedi Bayan Lee.
"Güzel bir haber. Okulumuzun onun gibi iyi öğrencilere ihtiyacı var. Öyle değil mi Sehun?"
Sehun babasıyla bakıştı.
"Haklısınız."

"Haklısınızmış." Rachel Sehun'un odasındaki gri koltuğa oturmuştu.
"Gerçekten kendimi gülmemek için zor tuttum."
"Sen gülebiliyor musun ki Yoo Rachel?" Sehun da yatağına oturmuştu.
"Bak sana bisey soracağım."
Öne doğru eğildi.
"Sonuçta artık kardeş sayılırız değil mi?"
"Çıkar ağzındakini."
"Chayeon kimseye anlatmıyor bana bile. Aramızda ne oldu? Yani ne yaşadınız da..."
"Bak bu seni ilgilendirmez tamam mı?" Sehun ayağa kalktı.
"Günlerdir aynı şey! Sıkıldım artık!"
Odada volta atmaya başladı.
"İnsanlar kavga eder ve küser. Bu hep olur!"
Rachel ayağa kalktı.
"Ama küstükten sonra kalkıp dünyanın öbür ucunda yaşamaya gitmez değil mi?!"
Karşı karşıya duruyorlardı. Rachel haddini aşmaya başlamıştı. Ama bu kadar tepki vermek dikkat çekerdi. Sehun sakinleşti ve hafifçe gülümsedi.
"Bunları boşver. Aşağı inip tatlı yiyelim ve sıkıcı nişan hazırlıklarını dinleyelim."

"Touka mı? O gıcık kızda ne buluyorsun bilmiyorum!"
"O iyi biri."
"Bütün yaz onunla olunca bizimle takılmak aklına gelmiyor ama!"
Soojung telefona biraz fazla bağırmıştı.
"Aishh Soojung-ah kulağıma bağırma!"
"Japonya'ya taşınmayacaklar mıydı?"
"Henüz değil. Üniversite için oraya gidecekler sanırım. İki yılları var."
"Hmm."
" Ah cidden! Amerika'daki kızı mı kıskanıyorsun şu an?"
"Biraz." Hayır köpek gibi.
"Sen ve Touka'nin yeri bende çok ayrı. Tıpkı Yoo Rachel gibi."
"Ah bide o var dimi? God!"
Chayeon bir kahkaha attı.
"Kapatalım mi şarjım bitmek üzere."
"Tamam. Yarın okulda görüşürüz."
"Görüşürüz."

"...sonra ben de dedim ki eğer bu şekilde davrancaksan zaten konuşacak... Yahh! Kim Chayeon!"
Soojung, Kang Yesol ile konuşmasını bırakarak sınıfa giren Chayeon'a doğru koştu.
"İkinci ders bitti daha şimdi mi geliyorsun? Hey sen niye aksayarak yürüyorsun?" Arkadaşının kolundan tutup sırasına oturmasına yardım etti.
"Merdivenden düştüm."
"What?"
Jongin ve Kyungsoo da geldi.
"Biraz acele ettim. Ama dengemi sağlayamadım. Merdivendeki halıları da yıkamak için kaldırmışlar. Sonuç: Acıyan bir bilek."
"Geçmiş olsun Chayeon-ah. Daha kötü bisey olabilirdi." Kyungsoo Chayeon'un sırtını sıvazladı.
"Teşekkür ederim."
"Hiç gelmseydin?" Sehun arkadan belirdi.
"Elimde olsa gelmem emin ol." Diye cevap verdi Chayeon. Sonra keşke öyle demeseydim diye kendine küfretti.
"Sehun." Jongin bir uyarı verdi.
"Bu okulun kuralları var. Sana söylemiştim burası Amerika değil."
Bu aptal niye böyle konuşuyordu? Tamam kendisi kaşınmıştı.
"Ne o Oh Sehun? Baban annene yol verdikten sonra okulun yeni müdürü sen mi oldun?"
Bütün sınıf bu meydan okuma karşısında şok oldu. Jongin içinden lanet okudu. İşler boka saracaktı.
Sehun Chayeon'un üzerine doğru eğildi. Birbirlerinin soluklarını hissedebiliyorlardı. Chayeon Sehun'un gözlerinde kendi yüzünü görebiliyordu.
"Sen..."
"Günaydın çocuklar!"
Matematik Öğretmeninin gelmesiyle herkes büyük bir gürültüyle yerlerine geçti. Sehun, Chayeon'un kollarından tutup onu ayağa kaldırdı.
"Öğretmen gelince ayağa kalkılır."

Deep Breath (Sehun+Suzy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin