''Kızım Ahsen, ben geldim baban''
''Babacım''
''Seni üzmelerine izin verme kızım''
Gözlerimi yavaş yavaş aralayarak etrafıma baktım. Yine rüyama girmişti babam. Her gün girse diye dua ediyordum hep.
Karanlık depodaki 2. Gündü. Annem olan kadınla tek kelime dahi konuşmuyordum. O babama karşı gelmişti, benim güvenimi sarsmıştı. Ona eskisi gibi bakamıyordum. Nasıl bakabilirdim ki?Deponun kapısı büyük bir gürültüyle açıldı. Gelen psikopat adamdı kesin. Bugün benimle işi olduğunu söylemişti. Sırıtarak bana yaklaşıyordu.
''Günaydın güzellik''
''Pis şerefsiz''
''Bu kadar misafir olduğun yeter hadi seninle biraz oynayalım''
Annem ''bırak kızımı'' diye ağlayarak bağırdı.
Beni zorla ayağa kaldırdı. Yanındaki iki adam sayesinde kollarımı arkaya bağladı. Ne kadar çırpınsam da bir yararı olmadı. Beni sürüyerek depodan çıkarttılar. Deponun yanında bir kulübe vardı ve oraya doğru gittiğimizi fark ettim. O pisliğin dediği yere gelmiştik. Ne yapacaktı acaba bana? İki adamıyla beni içeri soktu. Odada göz gezdirdiğimde sadece yatağın ve yanındaki küçük dolapları gördüm.
''Pis şerefsiz! Bırak beni!''
''Daha oyun yeni başlıyor güzelim''
Adım adım bana yaklaşıyordu. Var gücümle tekmelerimi ona savurdum.
''Sert tepki vermen de ayrıca hoşuma gidiyor, bunu bilmelisin''
Artık dibime kadar girmişti. Ellerim bağlı olduğu için bir şey yapamıyordum. Beni yatağa doğru ittirdi. Hemen yatağın en köşesine geçip küçük bir çocuk gibi oturdum. Bana ne yapacaktı? Tecavüz mü? Hayır, bu olmamalıydı. Birden uzun saçlarımı eline kavrayıp beni yatağa yatırdı ve ardından üzerime çıktı.
''Başta annen de senin gibi itiraz etti ama sonradan istekli bir şekilde yanıma gelir oldu.''
''Adi pislik kalk üstümden! Nefret ediyorum senden!''
Yavaş yavaş öpmeye başlamıştı. Tiksiniyordum. Elimden bir şey gelmiyordu ve çaresizdim.
Elimi çözmem gerekiyordu adam bir şey yapmadan. Elimle uğraştığımı fark edince:
''Eline mi güveniyorsun zavallı sürtük, sen artık benim malım olacaksın'' diyerek ellerimi kendisi çözdü.
Kendine güveniyordu. Ona bir şey yapamayacağımı sanıyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı. Ben babamın kızıydım ve asla elimde cephane olmadan böyle bir şeyin yaşancağını bile bile o adamla gitmezdim. Elimi çözdüğü an cebimdeki bıçağı almam bir oldu. Beline, boğazında attığım sayısız yaralar sonrasında onu üzerimden çekebildim. Tekvandoda öğrendiğim tekme yöntemini onun kafasında deneyip sanırım bayıltmayı başarabildim. Evet, kurtulmuştum. Dışarıdaki 2 adamı saymazsak...
Sesler duymuşlardı ve apar topar kapıya koşmuşlardı. Ama onların da unuttukları bir şey vardı. Kapıyı kilitlemişti bayılttığım adam. Onlar kapıyı açmaya uğraştıklarını anladığım an pencereden aşağı atladım. Hızla koşarak ormana ulaştım. Yol bitmiyordu. Arkamdan gelen sesleri duyabiliyordum.
''Dur kaçma, bu civarda bizden başka kimse yok.''
Haklı olabilirlerdi. Dağın başındaydık resmen. İlerde yol gözüküyordu. Eğer biraz daha hızlı koşabilirsem yola ulaşacaktım. Başardım çünkü ben babamın kızıyım. Bu cesareti ondan aldım.
Ana yola ulaşınca içi sağa doğru oyulmuş ağaç vardı. Hemen içine saklandım. İki adam koşarak geldiler.
''Nereye gitti şimdi bu kız?''
''Sen sağa, ben sola...''
Biraz daha kovuğun içinde bekleyip dışarı çıktım. Kurtulmuştum. Bir an annem geldi aklıma. Onu kurtarmalı mıydım? Telefonumun arka cebimde olduğunu fark edince sevinçten çığlık attım sonrada ''salak mısın kızım'' diye kafama patlattım. %2 şarjım vardı ve birinden yardım istemem gerekiyordu. Hemen mesaj yoluna başvurdum.
Gönderilen: Elif, Firuze, bizim ekiptekilere (tek tek isim yazmadım)
Mesaj: Bu bir toplu mesaj. Annemle beraber kaçırıldık. Nerede olduğumuzu bilmiyorum. Polisi arayın şarjım az lütfen yardım edin.
Şuan tek güvencem onlardı. Yardım beklemeliydim.
Kafama yediğim darbeyle yere yığıldım. Bu sefer fazla sert vurmamış olmalı ki çabuk ayıldım. Beni kolumdan sürükleyip ormanın içine sürükledi ve ağaca bağladı. Cebimden telefonumu çıkardı, attığım mesajı görünce telefonu baya bir ileri fırlattı.
''Bak kızım, senin amacın ne bilmiyorum ama korkmuyor musun sen benden? Sana şuan burada neler yapabileceğimi hiç düşünmüyor musun?''
''Korkmak mı? Senden mi? Sen daha yüzündeki maskeyi korkundan çıkaramıyorsun. Bana korkup korkmadığımı mı soruyorsun? Evet, korkmuyorum çünkü ben senden daha erkeğim be.''
Karşımdaki adam bir anda yüzündeki maskeyi çıkarttı. Gaza gelmişti salak.
''Benimle düzgün konuş.''
''Konuşmazsam nolur? Sende 1 saat önceki şerefsiz gibi tecavüz etmeye mi çalışırsın? Yoksa öldürmeye mi?''
''Kızım senin amacın ne? Bak benim abim kolay kolay insanlara böyle şeyler yapmaz. Demek ki bir suçun var ki buradasın.''
''Allah Allah! Burada cezaları abin mi kesiyormuş?''
İyice sinirlenmiştim bu kirli sakallı adamda konuşmaya başlayınca iyice sesimi yükseltmiştim.
''Bak delikanlı, seni tanımıyorum, abini tanımıyorum, daha önce hiç başım belaya da girmedi. Yani anlayacağın şuan ne yapmam gerektiğini idrak edemiyorum. Beni anlıyor musun?''
''Abimi tanımıyor musun? Ben senin anneni...''
''Orada duracaksın. Benim annem öldü. Babam da 1 hafta önce vefat etti. Senin bahsettiğin kadın benim annem falan değil. Artık öyle değil. ''
Karşımda sırık gibi dikilen adam gözlerimin içine içine bakıyordu. Lisede olsaydık aşık mısın diye dalga geçerdim ama seri katilim olmaya aday birine böyle bir şey diyemezdim tabiki.
''Şimdi ben seni görmemiş gibi davranıyorum ve sen buradan kaçıp gidiyorsun. Arkana dönüp bakma. Böyle tanışmak istemezdim seninle ama senin bir suçun yokmuş.''
Acımıştı sanırım bana. Acınacak halim var mıydı acaba? Bunları düşünmeden bir an önce gitmem gerekiyordu.
''Teşekkür ederim bay kirli sakal''
''İsmim Deniz...''
Koşarak yoluma devam ettim. İleriden gelen arabayı gördüğümde sevincim ikiye üçe bine katlanmıştı. Araba durduğunda içinde Eliflerin olduğunu fark ettim ve hızlıca bindim. Arabayı kullanan Serhat'tı. Çok hızlı gidiyordu. Sonunda sahil kenarında arabayı durdurduğunda derin bir soluk aldım. İçimden şükürler ediyordum.
''Üzerindeki kan lekeleri de neyin nesi?'' dedi Firuze.
Üzerime doğru baktığımda o şerefsizin kanlarının üzerimde olduğunu fark ettim. İçimden küfürler saydırarak sahile doğru yol aldım. Bizimkiler arabanın yanında kalmıştı. Benim babama anlatmam gereken birkaç şey vardı.
''Beni yattığım yerde rahatsız etme demiştin baba. Özür dilerim. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Gücüm tükendi. Güç kaynağım olan sen de yoksun artık. Annemi biliyorsun zaten anne bile dememeye karar verdim ona. Baba;
Çok yorgunum. Uzun bir süre yatıp hiç kalkmayasım var. Gözlerimi kapatıp açsam geçer mi bu kabus? Biter mi zor dediklerim? Ne yapacağım bilmiyorum baba. Gitmeseydin belki de hayat bu kadar kötü davranmazdı. Ben seni çağırırdım baba. Ama artık yoksun. Görüşürüz babam. Yattığın yerde rahat uyu. Seni kaldırmamak için özen göstereceğim. Seni seviyorum baba...
Vote ve yorumları unutmayalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM
ChickLit''Babalar gitmez baba, ne olur sende gitme.'' Ben Ahsen. Babasının biricik prensesi, annesinin canı ciğeri. Her anı maceralı geçen ama bundan şikayetçi olmayan bir genç kız... Her şey bu kadar güzel giderken bir anda her şeyin tepetaklak olmasına şa...