Odamın penceresinden içeri sızan güneşle güne merhaba dedim. İçimde tuhaf bir heyecan vardı. Ne yaşarsam yaşayım yeni bir başlangıç yapmıştım. Bazı şeyleri geride bırakmıştım. Yanımda sadece babamın sevgisi vardı o kadar.
Yatağımdan kalkıp duşa girdim. Bugün ilk gündü. Her şey güzel olmalıydı. Çıkıp kıyafetlerimi incelemeye başladım. Anladım ki yakın zamanda ilk maaşımı alıp birkaç parça kıyafet almam gerekecekti. Siyah yüksek bel pantolon ve beyaz bir gömleği üzerime çekip iki üç aksesuarla gayet ciddi ve zarif olmayı başarmıştım. Birkaç ufak makyajla da tastamamdım. Kahvaltı için bir şeyler atıştırıp hemen evden çıktım. Aşağıya indiğimde evin önünde bir araba vardı. Çantamı alıp arabaya doğru yöneldiğimde Deniz'in gönderdiğini anlamam çok sürmedi. ''Ah Deniz...''
İş yerine vardığımda karşımda Deniz'i görünce hemen gülümsedim. Deniz iyi çocuktu. Yanıma gelip yapmam gerekenleri sıraladı. Ve beni mutfağa gönderdi. Akşam için hazırlık yapacaktık. Yanımdaki diğer garson arkadaşlarla iş birliği yaparak Deniz Bey'in dediklerini yerine getirdik.
Akşam oluyordu ve kulüp gittikçe doluyordu. Ve servis işi de başlamıştı. Ne kadar çok garson olsa da ben yetişemiyordum bütün müşterilere. Ve masadaki kişilerin benimle uğraşmaları da ayrıca sinir bozucuydu.
''Merhaba garson hanım''
''Ne istemiştiniz?''
''Sizi istesem olur mu?''
Adama kafa atmamak için kendimi zor tutuyordum. Bir kelime daha etse burayı ona zindan edeceğimden haberi yoktu tabi.
''Böyle sert bakınca daha da güzel oluyorsunuz''
Benden günah gitmişti. Yeterince sabretmiştim. En son kullandığı cümlenin ardından ona dirsek geçirip birkaç yumruk attığımı hatırlıyorum. Herkes bana bakıyordu. Yalnızca ''Özür dilerim'' diyebildim. Deniz kolumdan çekip beni mutfağa götürdü.
''Ahsen...''
''Deniz bana kızma ben hiçbir şey yapmadım. O adam...''
''Biliyorum Ahsen. İstersen dinlen sen bugün yarın devam edersin.''
Kendimi ikinci plana atılmış, güçsüz biri olarak görmüştüm. Deniz'e cevap vermeden yukarıya Deniz'in odasına çıktım. Gözlerimden yaşların sebebi sadece sinirdi. Hayır, ağlamamalıydım. Bugün güzel bir başlangıç olmalıydı.
''Kızım, ağlama''
''Babacım, canım babam...''
''Bak Ahsen, ben sana her zaman güçlü olmayı, yılmamayı öğretmeye çalıştım. Şuan yaptığınla yüzümü kara çıkarma. Sen benim kızımsın. Hadi göster herkese benim kızım olduğunu.''
''Haklısın baba, göstermeliyim...''
Ve yine gitmişti babam. Söylediklerinde haklıydı. Hemen aşağıya inip garsonluk görevime devam ettim. Deniz'i görmemiştim ama olsun o zaten kızmazdı bana.
Yavaş yavaş boşalıyordu kulüp. Geriye sadece içmekten gözünün önünü göremeyenler vardı. Onları da birer birer evlerine yolladığımızda derin bir oh çekip oturduk. Ne yorucu gündü. Deniz hala ortada yoktu. Bütün çalışanlar yatmak için dağıldığında ben tek başıma Deniz'i beklemeye başladım. Saat 02:22 gibi gelmişti. Çok öfkeliydi. Neyin var diye sorduğumda yüzüme bile bakmamıştı.
''Sana dedim Deniz!''
''Ahsen, konuşmayalım git yat uyu. Sinirliyim senden çıkarmak istemiyorum.''

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAM
ChickLit''Babalar gitmez baba, ne olur sende gitme.'' Ben Ahsen. Babasının biricik prensesi, annesinin canı ciğeri. Her anı maceralı geçen ama bundan şikayetçi olmayan bir genç kız... Her şey bu kadar güzel giderken bir anda her şeyin tepetaklak olmasına şa...