Annemin Kaleminden

3- Bunca Olandan Sonra

Veee yeni bölüm gelir bekletttiğim için özür dilerim sizleri seviyorum
İyi okumalar..

Sabah Derin'in sesiyle uyandım. Bu kız sabahları bu enerjiyi nereden buluyordu anlamıyorum
"Semai uyan artık öğlen oldu hayatının yarısı boş geçti diğer yarısı dolu geçsin bare hadi kalk artık"
"Uyku yeterince dolu birşey zaten canım arkadaşım" dediğimde bana dil çıkardı ve
"Hadi kalk çok açım" diyıp odadan çıktı. Kıkırdadıktan sonra yataktan kalktım. Aynadan kendime baktıktan sonra banyoya girdim ve saçımı at kuyruğu yaptım sonra banyodan çıktıp dolabın karşısına geçim ve bir tane boydan uzun elbise giyindim sonra ise odadan çıktım. Koltukta oturup beni bekleyen bir adet Derin' le karşılaştım
"Hadi Derin bizde acıktık" dediğimde koltuktan kalktı ve
"Hele şükür, hadi Murat bizi aşağıda bekliyor" dediğinde birlikte odadan çıkıp asansöre bindik.
"Dün için teşekkürler" dedim.
"Ne teşekkürü ben senin arkadaşınım" dediğinde ona döndüm ve
"Hayır arkadaşım değilsin" dedim. Derin kaşlarını çattı.
"Kardeşimsin" dediğimde güldü. Ve bana sarıldı. O sırada asansörün kapıları açıldı
"Basıldık" dedim. Ve asansörden indim. Kahvaltı yapacağımız yere geldiğimizde Murat bir masada oturmuş bizi bekliyordu yanına oturduğumuzda
"Seneye gelseydiniz zaten bir kaç ay sonra bitiyor bu yıl" dediğinde
"Hahaha çok komiksin espirilerde kendini geliştirmişsin" dedi Derin.
"Off acıktık biz hadi birşeyler söyleyinde yiyelim" dedim. Bebeğimi kastederek Murat bir garson çağırdı ve siparişleri verdikten sonra bana döndü.
"Dün seni sıkmak istemedim ama bundan sonra ne yapacaksın ne düşünüyorsun onun için" dedi. Bebeğimi kastederek
"Bebegim ve ben çok mutlu olacağız"
"Semai şuan sana her şey çok basit geliyor ama o kadar basit değil bebek bir gün büyüyecek ve sana babasının nerede olduğunu soracak sen ne diyeceksin ona"
Hiç düşünmeden
"Öldü" dedim. Murat derin bir nefes aldı ve tam bir şey söyleyecekti ki garson yemekleri getirdi.
"Ohh mis çok acıkmışım" dedim.
"Her şeyden kaç tamam mı böyle devam" dediğinde
"Tavsiyelerin için sağol" dedim ve portakal suyumdan bir yudum aldım.

♡♡♡

Kahvaltımız bittiğinde otelden çıkıp bir cafeye gittik Murat ve Derin sohpet ederken ben yolda yürürenleri izliyordum. Çoğunun yanında sevgilileri veya kocaları vardı. Bir tanesine dikkatlice baktım. Saçları beline geliyordu. Kot şort ve askılı göbeği açık bir tişört giyinmişti göbeğinde ise piercing vardı. Benim en nefret ettiğim şey sevmiyordum onları takmayı ama izlediğim kıza çok yakışmıştı. Kızın yanına genç bir erkek geldiğinde kız ona sarıldı yanındaki adamda kıza sarılırken gayet mutluydular sonra kız birden çantasından telefonunu çıkardı telefonuna birşeyler yaptıktan sonra gözlerini büyüterek telefona baktı sonra ise karşısındaki adama tokat attı. Bir kez daha bir kızın kalbi kırıldı ama olsun zararın neresinden dönersen kârdır.
"Dünyadan Semai' ye!!!" Derin' in sesini duyduğumda kendime geldim ve ona dönerek
"Efendim"
"Diyorum ki artık Türkiye' ye geri mi dönsek?" Dedi.
"Ben gitmek istemiyorum"
"Ama neden"
"İstanbul... herşey orada başladı Çağatay' la olan anılarımızın hepsi orada, benim İstanbul' a dönmem demek bütün kötü anıları tekrardan hatırlamam demek ben ne kadar inkar etsemde Reşat' ı unutamadım ve  çok garip ama beni terk ettiği için ondan nefret etmiyorum edemiyorum ama Çağatay ondan nefret ediyorum tiksiniyorum aşk nefrete dönebilir mi bilmiyorum ama benim ki döndü" dedim.
"Aşk nefrete dönemez senin Çağatay' a olan duygun aşk değildi sadece Reşat' ı unutmak için yaptığın bi evlilikti sen hala Reşat' a aşıksın" dedi Murat.
Bir şey söylemedim çünkü haklı bir yanım yoktu evet Reşat yeniden karşıma geçip bana pişman olduğunu söylese yine ona dönerdim çünkü ben aptal bir aşıktım....

♡♡♡

3 Ay Sonra

Kos kocaman 3 ay geçmişti böbeğim hafiften çıkmış yanlara doğru şişmişti hamile olduğum belli oluyordu. Yeterince bol şeyler giymeye çalışıyordum elimden geldiğince ve artık Türkiye' ye dönme vakti gelmişti bir yanım ailemi özlediğim için gitmek istiyordu diyer yanım kötü olan herşeyi hatırlayacağım diye istemiyordum.
"Hadi Semai, ye şu önündekileri yoksa uçağı kaçıracağız" dedi Derin
"Yemek istemiyorum"
"Kendin için yeme bebeğin için ye" dediğinde zorla bir kaç şey ağzıma atıp
"Hadi gidelim artık" dedim. Murat ise hesabı ödediğinde otelden çıkışlarımızı yapıp havaalanına gittik pasaport kontrolünden sonrada uçağa binip koltuklarımıza oturduk. Ben her zaman ki gibi cam kenarına oturdum. Bulutları izlemek çok güzeldi. Huzur buluyordum.
"Çağatay eğer karşına çıkarsa hemen beni arıyorsun" dedi Murat
"Tamam ararım"
"Semai bak benim teklifim her zaman geçerli seninle evlene bilirim bebeğin benim nufusuma kaydedebiliriz" dediğinde küçük bir tebbesüm ettim.
"Murat sen bu dünyada ki en iyi insanlardan birisin" diyıp ona sarıldım. Derin yalandan öksürerek kendini belli ettiğinde Murat 'tan ayrılıp
"Sende çoook mükemmel birisin Derin... ve ben çok şanslıyım ki böyle mükemmel arkadaşlarım var" dedim. İçimden geçerek söylemiştim Murat belli etmese bile çok duygusal biriydi.
"O zaman teklifim kabul edildi mi?"
"Hayır, Murat ben bunu istemiyorum gerçekten"
"Peki ama her zaman için geçerli teklifim"
"Biliyorum" dedim. Anons yapıldığında kemerlerimizi taktık ve uçak Türkiye' ye doğru yol almaya başladı. Yerden uzaklaşıp gökyüzüne yükselmek muhteşem bir duyguydu. Yerde ki binalar, insanlar küçüldükçe gökyüzü büyüyordu. Ve böyle bir mükemmeliği görmek çok şanslı hissettiriyordu bana kendimi...