Genç kız gözlerini yavaş yavaş açtı en son açtığı ile gördükleri arasında değişen bir şey yoktu.
Tek fark odada kimse olmamasıydı.
Zaten düşünmeye ihtiyacı vardı.
Ters giden bir şeyler vardı. Kazadan dolayı hafızasını kaybetmiş olabilir miydi?
Özellikle kendisine yemek yedirmede yardımcı olan neden kimsenin duymayacağı şekilde 'Sen kimsin' demişti.
Yatakta kafasını sağa sola salladı bu düşüncelerden kurtulmalıydı.
Bir ihtimal hepsi birer rüyaydı.
Yaşadığı travmadan dolayı kâbuslar gördüğünü düşündü.
Odada, elini yüzünü yıkayabileceği lavabo var mıydı?
Kollarından destek alarak doğrulmaya çalıştı.
Yavaş hareket etmesi gerektiğini koluna saplanan acıdan çok net anlamıştı.
Etraf karanlık olduğundan yere kapaklanmadan önce ışığı açmalıydı.
Temkinli adımlarla ilerlemesine rağmen tökezlemişti.
Buna ne sebep olduğuna aldırmadan yürümeye devam etti.
Elleri duvara değdiğinden buralarda bir yerlerde düğmenin olması gerektiğini biliyordu.
Biraz duvarla elleşmeli geçen birkaç dakika sonrasında lambayı yakmıştı.
Uzun zamandır kaldığını düşündüğü hastane odasına baktı.
Gayet normal bir odadaydı.
Hastanın yanında kalması için bir kanepe, sandalye, koltuk ve televizyon vardı.
Yatağının yanında yerde kitap vardı.
Biraz önce tökezlemesine sebep olanı bulmuştu.
Sol tarafında ki kapının ardında lavabo olmalıydı oraya doğru yöneldi.
Kapı kulpuna dokunduğunda elindeki yara izi dikkatini çekti. Kendisinin böyle bir izi var mıydı bu durumu garipsedi.
Biran önce kendine gelmeliydi.
Musluğu açıp soğuk suyla yüzünü yıkadı. Suratını kurulamak için arkasındaki turuncu havluyu aldı.
Havluyu yerine koyacağı sırada üzerindeki kan dikkatini çekti.
Suratında bir yeri mi kanıyordu acaba ?
Aynaya baktığında karşısındaki görüntü karşısında gözlerini kapatıp açtı birkaç kez.
Bu gerçekten kendisi miydi?
Bu gözler, dudaklar kaşının üzerindeki ben...
Bir müddet sadece ayna ya baktı. Ellerini suratında gezdirdi.
Onun ela gözleri vardı kesinlikle kaşının üzerinde bir beni yoktu.
Gözleri ona yalan söylüyor olamaz değil mi? Karşısındaki kişinin kendisi olmadığından adının Peyton olduğu kadar emindi.
Hızla kapı açıldı. Şaşkın ve korkmuş gözlerle içeri girene baktı.
"Ben kimim?" dedi ve kendini bırakıp dizlerinin üzerine çöktü.
İçeri giren de yavaş adımlarla genç kızın yanına geldi.
"Bende en az senin kadar kim olduğunu merak ediyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hisset
FantasyKapalı olan gözlerinizi açtığınızda, beğenerek okuduğunuz kitabın içinde hapsolduğunuzu düşünün. Ailenizden, arkadaşlarınızdan uzak ve bir daha geri dönemeyeceğinizi düşünün ne yapardınız? Şuan bunları okuduğunuzda belki yeni bir macera biti...