6.Bölüm

2.8K 110 10
                                    


Kerimle sahilde yürüyorduk, o birşeyler anlatıyordu ama kafamı ona veremiyordum.

Dün gece meriç gelmişti benden özürler dileyip resmen yalvardı ona kızarken o gözümün önünde benim için ağladığında içim parçalansada onu bırakıp odama geçmiştim o da tam karşı ki odayı tutmuştu. sabah kahvaltımı ise odaya istemiştim kapıyı bi açtım 'meriç!!' manyak piskopat servisi yapan adama para verip kahvaltımı adamdan alıp i getirmiş bende kahvaltımı alıp kapıyı yüzüne kapattım.

Meriçte 'Ah esila hafi ama ac şu kapıyı bende açım acı bana daha ne kadar özür dileyip yalvarmam gerek' dedi cevap vermedim onun da birdaha sesi gelmedi bende kahvaltımı yapıp duş almıştım sonra kerim aramıştı vs.vs.

"Esila! Esila! hey kızım sen beni dinlemedin mi ya? "

"Çok pardon kerim dalmışım ve vuraya kafa dinlemeye gelmiştim her neyse ne diyordun?"

"Bana bi şans vermeni istiyorum, senu geri istiyorum esila lütfen bak bilirsin beni ben beceremem böyle şeyleri sözde ağır abiydim bi aralar her neyse iste özledim seni be senden sonra kimseyle olmadı ben sevdim beni sevmediler soğudum herkesten hem de bana seninle ilgili benim için yaptıklarını seni nasıl kırdığımı senin için söylediğim kelimelerin düşüncelerimin yanlış olduğunu fark ettirdiler. Şimdi söyle bana bir şans verir misin ?"

Düşündüm,düşündüm kafamda kurdum ve evet ben bunu yapabilirim dedim.

Kerime cevap olarak da boynuna sarıldım o da sımsıkı sarıldı.

"Esila antalya ya gidip buradaki okula kaydını aldıralım burda sana evde buluruz hem bugün ilk uçakla gidelim ?" dedi.

"Tamam bizimkilerle de konuşayım bi hem bi anda geçemem buraya şüphelenirler ve kızabilirler o yüzden sen yarın sabaha bilet bak bende hazırlanayım işlerimi halledeyim hatta biletleride ben bakiyim" dedim ve gülümsedim.

"Olur sen nasıl istersen öyle olsun akşam mesaj atarsın ona göre de seni alırım otelden."

"Tamam ben şimdi gideyim."

"Tamam ben bırakırım seni." dedi ve yürümeye başladık.

Bir andan elimi tuttu ve durdu ellerimize baktım ve eskiden bu eli tutmayı istediğim kadar şuan da istemiyordum. Gözlerime bakıp, " Bu tuttuğum eli bırakırsam birdaha ve bu tuttuğum elin sahibini üzersem eğer kamyon çarpsın" deyip güldü.

Eskiden gülsün diye dört gözle bekledigim gülüşüne gülümsediğim insanın gülüşü artık beni etkilemiyordu ama şuan mecburiyetten gülümsedim.

Otelin önüne geldiğimizde ben elini bırakıp görüşürüz deyip içeri giriyodum ki giremedin bikin bakalım neden? Şaşkopalitesi yüksek germigerizmigerizzekalı mı gerizeka kolumu tutup sarıldı. Off salak ya beni de mecbur bırakıyo geri çekilip gülümsedim ve içeri girdim.

Odamın kapısına geldim ve meriç'in odasının kapısına baktım pat! kapı açıldı ve meriç'in boynuna sarıldım ve birlikte ağlamaya başladık ben meriç'i seviyordum hemde fazlasıyla çok seviyorum hıçkırıklarımın arasından "Bi daha sakın yapma olur mu ve beni bırakma lütfen, hıgh! hıgh! " dedim ve hıgh diye iç çeke çeke saçma sesler çıkartıyordum.

**

Dün gece meriçe tüm geçmişim ve geri dönen kerimi de olmak üzere herşeyi anlatmış onunla uyumuştuk.

Yatakta esneyip gerinerek meriçe baktım öyle güzel uyuyordu ki iç çektim vallah.

Artık hayatıma giren insanların kendine alıştırıp kendini sevdirip çekip gitmelerini istemiyordum çünkü gittiklerinde, böyle nefes alıyorum ama almıyorum, gülüyorum ama gülmüyorum, konuşuyorum ama konuşmuyorum, kısacası normalmiş gibi yaşıyorum ama normal olmayan şekilde yaşayamıyor gibi yaşıyordum.

Ve böyle olamaması için,
çok sahiplenmeden,çok ait olmadan yaşayacaksın. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi hem de hep senin kalacakmış gibi yaşayacaksın hayatı.

"Ne zaman uyandın mı güzelim ?" o'nun ruhumu okşayan sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Yeni uyandım canım, ve çok acıktım sanırım kahvaltıya mı insek ?"

"Biz inmeyelim o bize gelsin senimle hasret gidermek istiyorum deli gibi özledim seni." diyip beni belimden kendine doğru çekti ve kafamı göğsüne koydum.

Bir süre öylece uzandık sonra meriç duşa girdi bende kendi odama geçip duş aldım ve üzerimi degistirdim kahvaltı yaomak için meriç'in odasına geçmek için odamdan çıktım.

Asansörün önünde babasının kucağında bir kız babasının boynuna sarılmış sık sık öpüyordu tahminen 4-5 yaşlarındaki kızın öpücük sesleri ve gülücükleri kulağımda yankılanırken asansöre bindiler ve gözden kayboldular.

Gözlerim buğulamamıştı aklıma babam gelmişti içime derin bir nefes çekip meriç'in odasının kapısını çaldım durgunlaşmıştım neyse meriç kapıyı açtı ve içeriye geçtim kahvaltımız gelmişti hemen geçtik çaylarımızı yudumlamaya başladık.

Kahvaltımızı yapmaya devam ediyorduk ki telefonumun zil sesi kulaklarımızı doldurdu ayağa kalkıp komidinin üzerindeki telefonumu aldım.

Ekrana baktığımda kerimin aradığını ve 6 mesaj 2 cevapsız arama olduğunu gördüm ben duştaykende aramış olmalıydı.

"O mu ?" dedi meriç durgun ve sert sesisyle.

kafa sallamakla yetindim ve ben açmadan telefonun sesi kesildi mesajlarına bakmaya başladım,

'Günaydın :)'

'Hâlâ uyuyor musun eslila'

'Uyandığında haber verir misin'

'Hadi ama özledim'

'Korkmaya başlıyorum iyi misin?'

'Şu telefonuna bak artık esila!'

ve bir yeni mesaj attı.

'Otelin önündeyim eğer inmezsen veya aramazsan yanına çıkacağım!"

Şaşkınlıkla ağzımdan bir OHA nidası kaçtı.

**

Meriç ara ve aşağı ineceğini söyle ve hiç birşey demesine izin vermeden kapat demesi üzerine kerimi arayıp meriç'in dediğini yapmıştım.

sonra ayaküstü bir plan yapmıştık ve şuan kerimle birlikte akşam yemeğine çıktık.

Gözlerini bi an bile üzerinden ayırmamıştı birden gözleri masanın üzerindeki elime kaydı ve elimi tuttu.

haa bu arada çapraz masadaki meriçi unutmamak lazım o da şuan gerim gerim gerilip sinir ve öfkeyle kerimin elimde ki eline bakıyordu.

Kerimin dudakları birşey demek icin aralandı fakat masamızın dibinde biten sinirli şahıs kerimin konuşmasını engelleyip gözlerimizi ona çevirmemizi sağladı.

Geçmişim (E.A) #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin