Hani böyle hayattan ümidini kesmiş artık ne mutlu ne de huzurlu olurum diyorsun sonra kendinde bir güç bulup canlanıyorsun aslında o güç yokta varmış gibi yansıtıyorsun ya aslında zaafını en hassas noktanı bilseler yıkılacaksın paramparça olacaksın heh işte bir an gelir zaafını en hassas noktanı bilen öğrenmiş olan biri çikar karşına sonra ne seni ne sevgini ne de seninle ilgi başka birşeyi düşünmez veya umursamaz ve seni kırmak seni üzmek yine ve yeniden kırıp döküp üzmek için harekete geç ve tam yine yeniden kırmasına üzmesine acılarını hatırlatıp tekrar yaşatmak için adım attığında karşına biri çıkar tüm bu saçmalıkların arsından seni ayırır kurtarır sapa sağlam olmasada acılarına acı eklenmeden yine ve yeniden seni paraçparça olmanı engeller korur seni bakışları bile ısıtır yüreğini gözlerinde görmüşsündür güveni, huzuru, sevgiyi hatta ve hatta AŞK-I.
Oooo nerelere gittim gene neyse düne geri döneyim,
Meriç masamıza gelip kerimi tanıyıp tanımadığına dair bir şeyler saçmalayıp daha sonrada 'YANLIŞLIKLA!!' kerimin üstüne masadaki suyu dökmüştü ee haliyle kerimde sinirlenip ağzının içinde bir kaç küfür söylenip lavaboya gitmişti, bende 'yardım ediyim mi ?' diye sorunca gerek olmadığını söylemişti. Kerimde bir kaç kez pardon diyip masasına geçip keyifle kerimi izlemişti. Bende o zaman zaten geç oldu bende otele geçeyim dedim ve daha itiraz etmesini beklemeden taksiye binerim derken ayaklanmıştım. Önce ben ardından meriç çıkınca meriçin ısrarıyla onun arabasıyla otele geçmiştik ki yol boyu tartışmamızı söylemiyorum bile.
Dün geceyi meriçle tatlıya bağlayıp aramızı düzeltince aynı odada yatmıştık ve şuanda kahvelerimiz yudumlarken kerim için intikam planı yapıyoruz, ooh iyi yapıyoruz o pisliği süründürürdüm de işte zaman kaybı.
Meriç, "eveet işte güzellik dediğimi işleve geçirelim." o beni rahatlatan sesi duyunca bir n afallayıp kendime geldim. Ve onu dinleyememiş olmanın utancını yaşadım.
"Ah yaa gerçekten çok pardon şey ben dinleyemedim de planı tekrerlasak olur muu ?" diye masum sokağa atılmış yavru köpecik gibi baktım.
Meriç,"Ah esilaa aklın nerede senin neyse taam bir kere daha anlatacağım hiç bir yere dalmadan adam akıllı dinle tamam mı ?".
usulca tamam anlamında kafa salladım ve onun ağzından çıkacak kelimelere odaklandım.
Meriç," Sen şimdi onu affetmiş gibi ona iyi davranacaksın tekrardan onu deli gibi seviyormuş aşıkmışsın gibi yapacaksın daha sonra o senden dahada etklenp bir hafta gibi kısa bir sürede sana bağlanacak ve antalyaya gidip okulunu buraya almayacaksın, ve yine okulu dert etme ben ikimiz için iki haftalık izin aldım sınav zamanına denk geliyor ama biz sınava üç hafta sonra yani antalyaya döndükten bir hafta sonra gireceğiz,
Gözlerimi pörtletim yüzümü şekilden şekle sokarak onu dinliyorum bazen tamam onaylıyorum gibisinden kafa sallyordum.
neyse plana döneyim sana bağlandığında bununla sahile geleceksin ve orada ona içini döküp ona istediğini söyleyip hemen yamacındaki yatta ben sizi izliyor olacağım sonra yanıcığıma gelip bana sıksıkı sarılacaksın o da göt gibi mal gibi kalıcak orda içi parçalanacak kalbi kırılacak bir zamanlar sana yaptığı gibi." dedi ve derin bir nefes verdi.
Yerimden fırlayıp meriçin boynuna atladım o da şarımış olacak ki bir an afalladı ve sonra belime sarıldı.
**
Meriçimle güzel bir gün geçirmiştik planı yaptıktan sonra işleve geçirmeden ayrı kalmadan önce güzel bir gün ve gün boyu rahatsız edilmemek için önce kerime biraz rahatsız olduğumu ve yatıp dinleneceğimi telefonumu da kapatacağıma dair mesaj atıp telefonumu kapatmıştım.
Şimdi, bu gece ve artık bir hafta boyunca kendi odamda kalacaktım.
**
Yatağımda iyice gerilip şifonyer üzerindeki telefonumu elime aldım saat 09:48 di üç mesajim vardı,
09:30'da, Göderen : Kerim,'Günaydın değerlim <3 ' diye mesaj atmış yüzsüz değerlimmiş ohoo geçti o tren yavrum ya pislik martı kaşlı nalet çocuk ay ne çocuğu hayvan herif.
09:40'da, Gönderen : Biriciğim,'Günydın güzelim :)) ' diye yazmıştı can parçam bee.
diğeri ise vodafon aşkımdandı sağolsun her gün mesaj atıyor.
kerime, sadece günaydın yazıp gönderdim meriçime de, günaydın biriciğim yazıp kalpli öpücük emojisi gönderdim. yatakdan kalkıp banyoya girdim ılık bir duş kendime gelmeme yardımcı olabilirdi.
duştan çıkıp altıma koyu bir kot üzerine beyaz t-shirt giyindi. Elime telenofumu alıp gelen mesaja baktım kerim ne yapıyorsun gibisinden mesaj atmıştı bende onu arayacaktım planımıza başlamak adına.
Çaldı,çaldı, çaldı ve açtı, "ee şey kerim nasılsın ?"
Kerim,"iyiyim canım sen nasılsın şey bugün müsaitsen birşeyler yapalım mı ?" diye sordu ama ne diyecektim ki sesi artık itici gelen adamın teklifini sırf intikam için kabul edecektim.
"ta-tabii ki müsaitim yarım saat sonra sahilin oradaki parkta buluşalım mı ?" dedim tereddütle.
"Oluur bana uyar, o zman yarım saate oradayım görüşürüz." dedi ve kapattık.
Sahilin oradaki parka indim ve park boştu bende fırsat bilip kerim gelene kadar salınacağa oturup sallanmak için ayaklarımı salıncakların olduğu tarafa doğru yönlendirdim. Yavaş yavaş sallanırken salıncağıma ekstra kuvvet uygulanınca bir anda boş bulunup korkudan çığlık attım sonra bir zamanlar iğrenç olan kahkahasını bile sevdiğim adam sesli bir şekile gülerek karşıma geçti ve sallamaya devam ederken,
"Korkuttuysam kusura bakma hala çocuk gibi sallanıyorsun aslında eskiden olsa belki sevmeyip saçma bulurdum ama şuan sana çok yakıştırdım ve çok sevdim sende güzel duran yüz ifadelerini, tepkilerini, alışkanlıklarını özlemişim. Ve bu derece sevdiğimi etkilendiğimi yeni farkettim." dedi.
Eee bende susarmıyım, "Hayır korkutmadın dalmışım ve boş anıma geldin ve evet hala çocuk gibi sallanmayı seviyorum bende eskiden olsa senin bunu sevmeyişini saçma buluşunu kafama takıp umursayıp bu huyumdan vazgeçmeye çalışırdım ama artık umursamıyorum ki hak veririsin bide birilerini kırıcam veyahut üzücem iyi davranıcam savunucam koruyacağım derdi de yok kimsenin dediği de yaptığıda hal ve hareketleride umrumda değil ama ciddi anlamda sevip değer verdiğim insanlar buna dahil değil."
Biraz bozulmuş olacak ki yüzü şekilden şekle girdi ve biraz saklamaya da çalışsa pürüzlü sesi onu ele verdi, "Haklısın, ee neyse aç mısın yemek yiyelim daha sonra seni bir yere götüreceğim bu parktan daha çok hoşuna gidek eminim." dedi.
"Aç değilim, direk gidelim daha çok seveceğim yere." diye konuştum.
El ele sahilde otelin tersi yönüne yürüyorduk ne ara el ele tutuştuk farketmedim bile, konuşmuyor oluşumuzu fırsat bilip yandan yüzünü incelmeye koyuldum. Kömür karası kaşları, keskin bakışları, hafif dalgalı burnu, kemikli çenesi, yeni yeni çıkmaya başlamış sakalları onu çekici kılıyordu ama benim için eskiden. Aniden bana dödüğünde göz göze geldik ve gülümsedi bense utancımdan yerin dibine girdim yüzüm yanmaya başladı ve kızardığımın bahsine bile girerdim.
Hemen bakışlarını yan tarafına çevirdi ve, "Geldik." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişim (E.A) #Wattys2017
Teen FictionHayallerinin peşinden giden paramparça ama toparlanmaya çalışan bir kız güçlü fakat bir o kadar da güçsüz. Bütün talihsizlikler onu buluyor hayatı kararıyor. onu o karanlıktan çıkarabilecek sadece bir genç var fakat kendi karanlığından koruyamayacak...