8.Bölüm

2.4K 135 18
                                    


Beni lunaparka getirmişti ve burası gerçekten çok seveceğim bir yerdi bunu tahmin etmesine ve bu tahminin doğru olmasına her ne kadar sinir olsamda matığımın reddettiği ama kalbimin dile getirdiği hoşuma gitmesi gerçeğine itiraz edemiyordum.

Sıkıntıları dertleri tasaları yokmuş gibi görünen kahkahalarla çığlıklarla gülüp eğlenen isnsalarla doluydu. Hava daha kararmamış kararmaya yüz tutmuştu kerim elimi çekiştirerek beni içeriye soktu.

Ben, " Bu-burası çok güzel meriç- ah şey pardon kerim." off salak esila batırıyorum herşeyi ya ne meriçi inşallah meriç kim demez allahım.

"Beğenmene sevindim, hangisine binmek istersin ?" diye sordu.

Bir anlık sevinçle, "Gondooool !! " diye çığırdım ve kerimi gondolun olduğu tarafa doğru sürükledim hah nah sürükledim dağgibi bir insana çarptım. Kafamı hafifçe yukarı doğru kaldırdım ve çarpan kişi ben olduğum için, "pa-pardon gerçekten kusura bakma." diye konuştum sesimiz titremesine engel olamayarak .

Kerim,"Önemsiz esila sakin ol sen iyisin dimi ?, sende kusura bakma kardeşim. " diye konuştu.

kafa salladım çocuk yüzüme çok dikkatli bir şekilde baktı sanki birz meriçi andırıyor gibiydi sonra, "önemsiz sende kusura bakma iyi eğlenceler." dedi. Arkadşları olduğunu düşündüğüm şahıslar 'hadisene melih çabuk ol biraz ' diye onu çağırıyorlardı. Bende bu sayede adının melih olduğunu öğrenmiştim.

Kerimle gondolun oturma yerlerine yerleştik 1 dakika sonra gondol hareket etmeye başladı.

Her yükselişimizde çığlık atıp kerimin kolunu sıkıyordum, sonunda gondol durduğunda derin bir oh çekip indik çok güzeldi ama heycanlanıp korkutuyordu ama güzeldi etraftaki aydınlatmalar renkli ışıklar mutlu yada mutlu gibi görünen insanlar birazda olsun huzurlu hissetirdi çünkü düşüncelerim durdu sanki şuan düşünemiyordum.

Kerimin sesiyle ona doğru döndüm,
"Esila seninle konuşmak istiyorum biraz daha kalalım mı yoksa daha sessiz bir yere geçelim mi ?" diye soru yönettiğinde aslımda gitmek istemiyorum demek isterdim yanımdaki kişi sevdiğim olsaydı oha kız ne ara tuttuştunuz gene el ele diye bana çemkiren iç sesime hak verdim.

Kerime 'gidelim' deyip saçımı düzeltmek için gibisinden elimi elinden ayırdım.

Lunaparktan ayrılıp kumsala gelip yere oturduk biraz uzağımızda bir grup genç ateş yakmış gitar eşliğinde şarkı söylüyordu. kerimin konuşmasını bekliyordum en sonunda dayanamayıp "Ne konuşacaksın kerim ?" dedim.

Beni kendine yaklaştırıp sımsıkı sarıldı kafamı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım konuşmak üzere dudaklarını araladı, " Esila biliyorsun zamanında öküzlük edip hatalar yaptım sana karşı ve bunların farkına vardım geç de olsa farkettim ve o gün seni orda ilk gördüğümde ilk başta emin olamadım çok değişmiştin çok güzelleşmişsin esila eskiden de güzeldin ama ben aptal olduğum için fark edememiştim şimdi ise bana şans verdin çok mutluyumve sana minnettarım esila ve ben ilk defa korkuyorum kaybetmekten korkuyorum seni kaybedersem paramparça olurum ben ben senin farkına vardığım andan beri seni görmeden sana aşık oldum ve sana baglandım lütfen beni bırakıp acı çektirme se-seni çok seviyorum esila'm." dedi ve ben birşey diyemeden dudakları dudaklarımı örttü.

Donup kaldım öyle sadece dahada soğudum ve midem bulandı istemiyordum onu bana yaşattıklarını yaşatacağım ona ben acı çekerken üstüne bide o bana acı çektirdi.

Kerimin kafasına küçük bir taş gelmesiyle dudaklarını ayırdı. Oh be valla kim attıysa eline sağlık.

Kerim, "Hangi orospu çocuğu attı lan bu taşı !!" diye bağırdı bir tane ayyaş çıkıp "beğn adfttımlc laģn noğljak" diye konuşmaya çalıştı sonra kerimin arkasında biraz uzağımızda birisi bize doğru bakıyordu gülüyordu ama kim olduğunu karanlıkta anlayamamıştım ve sonra gözden kayboldu.

Kerim elimi tutup "Hadi gidelim yavrum gece gece bu ayyaşla uğraşmayalım sen varsın şimdi" dedi.
Ay salak götüm yemedi demiyorda sen varsınmış hay anlamıyorum bide sen kim köpek bana yavrum diyosun boklu aa delirtti gene.

Kafa salladım ve yola çıkıp taksi çevirdik.

**
2 Gün Sonra

Bugün planımızı uygulayacağız ve çok stresliyim ah hayır tabi ki plandan değil he he bok bende vininin çıkma teklifini reddettim diye benimle dalga geçen iç sesimi susturup son kez aynada kendime baktım kan kırmızısı yandan mı ortadan mı anlayamadığım yırtmaçından görünen bacağıma baktım rahatsız olmuştum evet ama yakışmıştı yani ne yapayım saçlarımı meriç'in ayarladığı kuaförler dağınık topuz yapmıştı makyajım göz kapaklarımdaki farlar siyahtı rujum ise elmisem ile aynı tonlarda bir renkti elimede küçük portföy bir çanta almıştım telefonumum sesini kontrol edip çantaya attım ve aşağıya kerimin yanına indim meriç önceden gidip yatını kerimin sürprizli akşam  yemeği yiyeceğimiz yere getirmişti.

Otelden çıkıp kerimin kapısını açtığı bmw ye bindim arkadaşının arabasıydı sanırım onunkisi bu değildi çünkü. Bana bakıp yanığıma uzandı ve dudaklarını bastırdı hafifçe geri çekilip " Çok güzel olmuşsun " dedi.

Teşekkür edip sesizce yola koyulduk işte plan başlıyordu. Kerimin açtığı kapıdan indim içimdeki sıkıntı karamsarlık git gide artıyordu ama düşünmemeye çalıştım.

İki yatın ortasında kerimi durdurdum.

Kerim biraz şaşırsa da eliyle masa hazırlattığı yatı gösterdi ve "Canım buraya geçeceğiz gelsene" dedi.

"Hayır kerim sen benden bana o mesajları attığın gün bittin beni aptal yerine koyduğun zamanlar için gülüyorum simdi asıl aptal olan senmişsin hiç düşünmedin mi ben onca yaptığım hayvanlıktan sonra bu kız beni niye affetsin diye ben seni sevmiyorum senden iğreniyorum nefret ediyorum diyemeyeceğim çünkü KERİM DORUKHAN SEN BENİM NEFRETİMİ BİLE HAKETMİYORSUN !!" diye sonlara doğru bağırarak içimi dökmüştüm hiç birşey söyleyememişti yıllardır bunu yapmak istemiştim onun canını yakıp onu çaresiz umutsuz bırakıp hayal kırıklığına uğratmak istemiştim ve şimdi meriç sayesinde yaptım bunu.

Belime dolanan güçlü kollara baktım ve sonra kerimin gözününiçine bakarak "Bak şimdi senin yaptığın gibi yapıcam ben bu adamı seviyorum! " diyip meriç'in öpmesine karşılık verdim ve kerime döndüm ilk defa onu ağlarken gördüm ve canım acımıyordu yıllar önce ben ağladığımda banane deyip geçişine saysın.

Tam gözlerinin içine bakıyordum ve arkasına kaydı gözüm fısıldayarak "bu-bu o lu-lu-lunaparktaki a-dam..."
diyebildim çünkü elinde ki silahı kerime doğru tutuyordu ve ben tam bağıracakken o ses silah sesi doldurdu kulağımı dünya ile ilişkimi kesmiş gibi hissediyordum soyutlanmak istedim bir an paramparça olmuştum tuz buz yerle bir olayım diye uğraşıyorlardı nefesimin kesildiğini hissediyor ama yaşıyorum ölmek istiyorum ama ölemiyorum öldüm deyip gene yaşıyorum yanaklarımdaki ıslaklığı hissedip karanlığa bıraktım kendimi.

Geçmişim (E.A) #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin