Clan - Yoonmin

[9]

Yoongi'nin beni öpmesinin üzerinden iki gün geçmişti ve iki gündür aynı ortamda bile bulunmuyorduk. Ondan kaçmıyorum ve karşılaşmadığımıza göre kaçan taraf oydu.

Hana etrafında pervane olanlarla vakit geçirirken biz de Iseul'le Taehyung ve adının Jungkook olduğunu öğrendim arkadaşıyla savaşçıların talimleri için ayrılan kısımdaydık.
Savaş konusu pek ilgimi çekmese de Iseul gerçekten güçlü olup olmadıklarını merak etmişti. Ben de onu kıramamıştım.

Iseul Jungkook'tan, Jungkook da Iseul'den hoşlanmamıştı. Açıkcası bunun ikisinin de Taehyung'a olan ilgisinden kaynaklandığını düşünüyordum.

Hazırlanmak için yanımızdan ayrılan Taehyung ve Jungkook'u biraz sonra çitle çevirili alanda gördük. İkisinin de üzerinde zırha benzer deriden yapılmış yelekler vardı. Alandaki savaşçılardan daha çelimsiz duruyorlardı. Büyük ihtimalle çaylak derecesindelerdi.

Yoongi'nin biriyle dövüşürler nasıl gözükeceğini düşündüm o an. Onu hiç çıplak görmediğimi hesaba katarsak vücudunun nasıl olduğunu bilemiyordum. Ama üzerine tam oturan kıyafetlerinden bedeninin güzel olduğu belliydi.  Yine de alanda pratik yapan iri yarı savaşçılardan o da fazlasıyla sıskaydı. İleride bunun onun için sorun olup olmayacağını bilemiyordum. Bizde olsaydı liderliğini onaylamayanlardan biri ona meydan okur kazanırsa da liderliği elinden alababilirdi.
Ama burada öyle olacağını sanmıyordum. Min soyu birbirine sıkıca bağlıydı. En azından okuduklarımdan bunu çıkarmıştım. Yoongi'nin liderliğini iri yarı olmadığı için tanımayacak değillerdi herhalde.

Öyle olmaması beni sevindirmişti. Çünkü terden sırılsıklam olmuş fazlasıyla kaslı bedenler hoşuma gitmemişti.
Yoongi'nin nasıl olduğunu hayal edecekken Iseul kolumu dürtüp yanımıza yaklaşan Yoongi ve Hana'yı gösterdi.

''Ah, siz de mi buradaydınız?''

Gördüğüne göre evet.

''Tae ve Jungkook'u izlemeye geldik.'' dedi Iseul canlı bir sesle.

Taehyung'un ismini kısaltmasını fark etmiş olacak ki Hana gözlerini kısarak gülümsedi.

''Ben de Yoongi'ye eşlik edeyim dedim.''

Yoongi'nin yüzünde umursamaz bir ifade vardı.

''Siz de mi talim yapacaksınız, Bay Min?''

''Sadece kontrol için buradayım, güzellik.'' dedi gülümseyerek.

En son Iseul'e nasıl davrandığını düşünürsek ona güzellik demesi fazla garipti.
Hana'nın yüzüne bakılırsa Yoongi bir tek ona soğuk davranıyordu.

''Belki Jimin de onlara katılabilir.''

Savaşma konusunda pek iyi değildim. Bacaklarım ve kollarım güçlüydü. Yumruk yumruğa dönüşlerde belki bir şansım olabilirdi ama silahlı birine karşı... Hiç sanmıyorum.
Ve bunu Hana gayet iyi biliyordu. Defalarca babamın beni eğitmesi için görevlendirdiği askerden azar işitirken görmüştü.
O an Hana'nın sinsilikten var olup olmadığını merak ettim.

''İsterse neden olmasın.'' dedi Yoongi önce Hana'ya sonra bana bakarak.

''Ş-şey ben-''

''Hadi ama!'' dedi Iseul araya girerek.

''Buraya Jimin'in yeteneklerini görmek için gelmedik. Değil mi?''