Hani beni asla unutamazdın ?
Gözlerimi açtım. Başımda arkadaşların vardı.
Hemen doğruldum ve ''Jimin ! Sevgilim ! Nerede ?!'' dedim
Nam Joon bana sarıldığın da Hoseok ve SeokJin gözyaşlarını sildiler.
Suga suyu bana uzattı. Yere fırlattım ve ''Bana onu getirin ! Nerede o ?!'' dediğimde Nam Joon sessizce ağladığında Jungkook'ta ağlamaya başladı. Doktor geldi. Bana bakıp yutkundu ve kısık bir sesle
''Özür dileriz.. '' dedi kalbime inen o acıyla
''Ne ?'' dedim sadece kısık sesimle.
Ne yani ? Gittin mi ?
''Olamaz.. Olamaz o gidemez.. Söz vermişti.. '' dedim doktorda ''Gitmedi zaten.. '' dedi. Sinirle bağırdım ve ''BİRİ BANA BURADA NE BOK DÖNDÜĞÜNÜ AÇIKLASIN YOKSA BU LANET YERİ BAŞINIZA YIKARIM !'' Dediğimde Doktor
''Hafızasını kaybetti.. Seni hatırlamıyor. Arkadaşlarını falan hatırlıyor ama.. Son bir buçuk ayı.. Hatırlamıyor. ''
Ayağa kalktım ve ''O nerede ? Onu görmek istiyorum. '' dedim doktor da başını salladı. Ben de onu takip ettim. Odanın cam penceresinden sana baktım.
Gülüyordun. Kız hemşire ile gülüyordun..
Sessizce akan yaşlarımı sildim ve lavaboya koştum. Yüzümü soğuk su ile iyice yıkadım ve kendime aynadan baktım. ''Yapabilirsin Kyung.. Hayallerinizi gerçekleştirebilirsin. Hayallerinizi yeniden beraber kurabilirsin.. '' dedim ve yüzümü kuruladım. Saçlarımı ve üzerimi düzeltip çıktım.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Nam Joon'larda buradaydı. Gözlerimiz buluştu.
Gülümsedin ve ''Oh ? Kyung ? Neden buradasın ?'' dedin (gifteki gibi) o kadar canım yanmıştı ki..
Eski zamanlarımıza dönmüştük..
Benim hayalet olduğum zamanlara..
Neden ben gülemiyordum ki bu hayatta ?
---
Fake attım :D öldüremem valla Jimin'i :D