Ağlarken yoktun , gülerken yoktun , bileklerimi keserkende yoktun.. Şunu farkettim... Sen hiç yoktun.
Ben en çok ne zaman mutlu olmuştum biliyor musun ?
Sen bana güldüğünde
Sarıldığında bana..
Kokunu içime çektiğimde..
Benim mutluluğum sendin..
Beni öldürende sendin...
Uçurumun kıyısında oturmuş aşağıya bakıyordum.
Atlasam ne olurdu ?
Ölür müydüm ?
Zaten ölüden farkım yoktu benim...
Sen başkasına gülerken.
Dinmeyen yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Yerden bulduğum kırık cam parçasını aldım. Kollarımı açtım.
Bunu eskiden hep yapıyordum zaten. Eskiden canım acırdı ama şimdi birşey değişmişti.
Ben hissizleşmiştim.
Canımın yanmasına alışmıştım. Bileklerimi keserken canım o kadarda acımyordu artık. Kalbim daha çok acıyordu. O sol yanımın en güzel köşesindeki ışığın kör ediyordu beni...
3 sene.. Koca 3 sene..
Vazgeçmedim senden.. Sen başkasını öpsende , başkasına dokunsanda , sarılsanda senden vazgeçemedim Jimin..
Ben hep kendimden vazgeçmiştim sevgilim..
''Ne olurdu bir kez mutlu olsaydım ?! '' diye bağırdım soğuk , derin , aşılmaz denize karşı..
Titriyordum... Üşüyordum ama havanın soğukluğundan değil.
Senin sarılmayışından...
Sadece sarılıp ''Şşşt... Ben buradayım. '' desen olmaz mıydı ?
Neden canım bu kadar yanıyordu ?! Neden ?!