Mete'nin gözlerinin açık olduğunu gördüğümde küçük bir çığlık çıktı ağzımdan. Tüm dikkatler üzerime çekilirken, teyzem ve eniştem koşarak geldi yanıma.
"Birşey mi oldu oğluma? Söylesene kuzum, ne gördün?"
Teyzem bana söylediklerinin ardından Mete'ye baktı ve gözlerinin açık olduğunu görünce "Çok şükür Allah'ıma" diyerek enişteme sarılmıştı. Bizi gören Mete, hafifçe gülümseye çalıştı. Babam yanında doktorla gelmişti yanımıza. Doktor odaya girerek birkaç şey sordu Mete'ye. Çıktığında ise; "Hastamız şuan da oldukça iyi, ancak onu yormamamız lazım. Lütfen dikkatli olun." diyerek ayrıldı yanımızdan. Tabii teyzem duyar duyamaz doktoru, koşturdu Mete'nin yanına. İçeri girdiğimde, teyzem Mete'nin ellerini öpüyordu.
"Oy, güzel yavrum benim. Çok şükür Allah'ıma."
Eğer yanılmıyorsam, Mete'nin boğazı koruduğu için konuşamıyordu. Onun yerine sadece gülümsemişti annesine.
"Nergis, tamam rahat bırak çocuğu. Daha yeni yeni kendine geliyor."
Teyzem, enişteme dönerek "Sen karışma Fuat." dedi. Eniştem ise sadece gülerek başını sallamakla yetinmişti. O sırada babam girdi içeri. Elinde plastik bir bardak onun içinde de suyla Mete'ye doğru yaklaştı.
"Doktor su içirebilirsiniz dedi, içmek ister misin?"
Mete başıyla onayladığında babam yardımcı oldu ve suyu içti.
--------
Mete'nin uyanmasının üzerinden hemen hemen yarım saat geçmişti, ve biz hâlâ konuşamamıştık. Çünkü ne zaman birşey söylemeye çalışsam başka konular açılıyor söyleyeceklerimi geri tepiyorlardı ağzıma. Mete'ye baktımda gözlerini kapatıp açarak 'gel' işareti yaptı. Bu kez kimseyi umursamadan yanına gidip yatağın ucuna oturmuştum."İyi misin?"
"İyiyim."
"Ben çok özür dilerim, ameliyattan önce burada olamadığım için."
"Sorun değil."
Yaklaşıp yanağını öptüm. O bana gülümserken, kapıdan kumral bir kız girdi içeriye.
"Mete! Seni çok merak ettim.. İyi misin?"
Mete hızla doğrulmaya çalıştığında onu engelledim.
"Eylül, ne işin var burada?"
İsminin Eylül olduğunu öğrendiğim kız elindeki mor bavulu çekiştirerek geldi Mete'nin yanına.
"İnstagram'da üç gün önce kardeşin ile bir fotoğraf paylaşmışsın, Çınar'dı sanırım. Onu etiketlemişsin fotoğrafa, bende ondan yardım istedim senin nerede olduğunu öğrenmek için. Başta bana söylemek istemedi tanımadığı için, daha sonra seninle birlikte çekildiğimiz fotoğrafları attım ona ve böylelikle seni tanıdığımı kanıtlamış oldum."
Mete sinirlendiğini belli ederek dişlerini sıktı. Eylül'e baktığımda o da bana kaşlarını çatarak bakmıştı. O an anladım ki Mete'den hoşlanıyordu. Aralarından çıkmak için ayaklandım, ne de olsa Mete daha sonra anlatırdı.
"Mete, ben yine gelirim yanına. Hem zaten Melih ve Çınar'da yoldadırlar."
O başıyla onaylarken, pür dikkat Mete ve Eylül'ü izleyen teyzem ve enişteme selam vererek babama doğru yöneldim.
"Baba, benim bir arkadaşım ile buluşmam lazım. Yine gelirim buraya."
"Tamam kızım, dikkat et kendine."
Açıkçası babamın iki gündür işten nasıl bu kadar uzak durduğunu anlayamamıştım. Neyse diyerek cebimden telefonumu çıkardım. Açma düğmesine bastığımda Efdal'ın mesaj attığını görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLYE
HumorOnları gördüğüm an ellerim titredi bacaklarım tutmadı, o an konuşmaya korktum. Çünkü biliyordum ağzımdan çıkan kelimeler, onu oluşturacaktı. Sırtımda ki o ağır çantayı hiçe sayarak, gözlerimden yaşlar dökülürken tüm gücümle arkamı dönüp koşmaya başl...