★11.BÖLÜM "Kuşlar uçuyordu"

46 5 4
                                    

-Bela mısın kızım sen?

Ben yakışıklı öküze bakarken ilk defa göz göze geldiğimizi fark ettim.

Kesinlikle boy farkından değil (!) Kısamıyım ben canım.

Açık kahve gözleri güneş ışıklarının vurmasıyla yeşil bir ton alırken, sanki irisinin üstünde kuşlar uçuyordu.

İnanmıyorsunuz değil mi? Bende inanamıyorum. O yüzden çocuğun gözüne ufo görmüş masum köylü gibi bakıyorum ya.

Başka şeye odaklan. Başka şeye odaklan.

Azım açılıp kapanırken benden bi cevap beklediği aklıma geldi ve gözlerimi yere çevirerek cevap verdim.

-Şey... çatalım... evet çatalım düştü. Onu arıyorum. Bela olmakla ne alakası var canım.

Elimle çatalımı arıyormuş gibi yapmaya başladım.(olmayan çatalımı)

Oda gülerek bana cevap verdi.

-Aramızda üç masa olduğunun farkındasın değil mi?

Yuh o kadar varmıymış arada yahu. Ben o kadar gitmişmiyim ayrıca.

E kapı diğer tarafta ben nereye gidiyodum yuh.

Merakla benden gelecek cevabı bekliyordu. Şimdi nerden biliyorsun diceksiniz. E çocuk kaşlarını kaldırmış yine ne saçmalayacak bu der gibi bakıyor.

-Belki benim kaşığım koşabiliyordur?

Daha fazla nasıl saçmalanır yahu.

Saçmalanmaz saç taranır

Sagol içses -,-

-Bence senin çatal kılık değiştirip kaşıkda olabiliyor.

Ayy kaşık dedim demi. Tüy burdan duru hemen tüy.

-Ben baktım yok bur...

Ayağı kalmaya çalışırken kafamı masaya vurup düşmem ile hem cümlem yarım kaldı, hem masadan kahkaha tufanı koptu.

Bizim öküz de yamuk yamuk sırıtıp yukarı çıktı.

Beş dakika sonra geri indi.

-Gitti. Artık sende kaybol.

Eee öküz... bi dakika kimden bahsediyor bu.

-Kim gitti yahu?

Bıkkınlıkla cevap verdi. Sanki karşısında ufak bir çocuk varmış ve o ondan sıkılmış gibi.

-Çatalın... ayaklanıp çıktı diyorum.

Alay ediyordu resmen. Yamandan bahsediyor olmalı.

-Teşekkür ederim ama bu masadan nasıl çıkacam?

Derin bir nefes alıp bi süre tuttu. Ardından ağırca verip beni yanıtladı. Bana bakarken kuşlar hala gözlerinde uçuyordu.

-Nasıl girdin onuda anlamadım ya!

Tekrar doğruldu. Fakat bu sefer biraz uzun sürdü.

Bu arada uyuklamaya başladım.

●•●•

Omuzumdan sarsılmam ile gözlerimi açtı.

Karşımda yakışıklı öküz duruyordu.

-10 dakikadır seni uyandırmaya çalışıyorum. Kış uykusuna mı yattın ?

Bana ayı mı diyor bu. Ben miyim ayı? Asıl o ayı be. Hatta ayıcık.

-Allah allah uyandır diyen mi var? Bırak ben burda uyumak istiyorum belki.

-İyi uyu o zaman burda.

Burda nasıl uyuyayım popişim bile rahat etmiyor ki burda.

-Sen uyandırdın uykum kalmadı ki.

Konuşurken aynı zamanda masanın altından çıkmıştım.

Şimdi eve gitsem temizlik gitmesem sokaklarda kalmışım. Vay başıma gelenler.

Mete nerde yahu. Telefonumu çıkarıp bildirimlerime baktım.

12 cevapsız çağrı

24 mesaj

Yuhh. Hepsi meteden gelmişti. İyi olduğuma ve işim çıktığına dair bir mesaj atıp telefonu cebime attım.

Ne metenin yiyiştiği kızlarla takılmak hiç çekici değil.

Gözlerim yakışıklı öküzü aradı. Kasada hesap ödeyip kapıya ilerlediğini gördüm.

Arkasıdan yetişip durdurdum.

-Hey nereye? Beni tek bırakamazsın.

Kaşlarını kaldırdı ve cevap verdi.

-Yoo. Baya baya bıraktım.

Sakin oluyorum. Çok çok sakin oluyorum...sakinim yahu ben.

-İşte büyük talihsizlik. Keşke bırakmasaydın. Ama üzülme affetim. Hadi yine iyisin.

İşi dalgaya vurarak sinir etmeye çalıştım. Galibada başardım.

-Kızım uzatma söyle ne istiyorsun.

Bi süre düşünür gibi tavana baktım. Ardından bakışlarımı ona çevirip güldüm.

-Aslında özür bekliyorum.

O ise yamuk bir gülüş kondurdu yüzüne. Yapma viçdansız kalp bu kalp.

-Bu gün işlerim var başka zaman artık.

Bunları derken dalga geçiyordu. Tipinden belliydi. Yakışıklılık öküzlüğü kapatmıyordu işte.

-Nerden bulucam ben seni "başka zaman".

Başka zaman derken vurgu yaptım.

-Ben seni bulmak istersem bulurum rahat ol sen.

Ayıya bak rahatlıktan patlıcak. Bide göz kırpmaz mı? Bu kadar tatlı olmasa görürdü o.

Duru çocuk ikide bir seni aşşalıyor sen yakışıklı deyip duruyon. Safmısın nesin.

İç sesimin gazı ile tam konuşacakken cebimdeki telefon titremeye başladı.

Alemin kralı ;-) arıyor...

Aslan abim niye arıyordu acaba? Anında cevap verdim. Aynı zamanda öküzcüğede sırtımı dönmüştüm.

-Buyur alemin kralı.

-Duru bin defa dedim böyle seslenme bana diye.

-Tamam abicim.

-Biz havaalanından çıktık. Eve 30 dk mesafesindeyiz. Birazdan evde olacaz. Haber vereyim dedim. Yemek hazırla bize.

Anam...Bu saate dışardayım diye fırça yiyecektim.

-Tamam abi bekliyorum sizi evde.

Vedalaşıp kapatmıştık.

Arkamı dönüp cevap verecekken öküzün yerinde yeller estiğini gördüm.

Hello. Evet yorumlarinizi bekliyorum. :-)

Son bölümde güncellendi yb yazınca paylaşacam.

KÖRDÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin