MG-17

496 80 22
                                    

acı ile uyanmıştım.yaram zonkluyordu.selim ise yanımda mışıl mışıl uyuyordu.battaniyeyi açtığımda battaniye kanlar içindeydi.canım çekiliyordu sanki.açtığımda yaramdaki dikişin açıldığını fark etttim.selimi uyandırmaya çaliştım.selim uyandığında hızla yataktan kalkerken '' açelya ne oldu ?'' 

''selim sakin ol. yaradaki dikiş açılmış ,üzerini giyde hastaneye gidelim.''deedim acımı gizlemeye çalışarak.

''ne üzerimi giymesi gel şuraya''diyip beni kucağına aldı.beni merdivenlerden indirip arabaya bindirdi.selim korku ile arabayı sürerken hastaneye varmıştık.beni kucağına alıp içeri girerken''selim ben gerçekten iyiyim''diyip yanağına öpücük kondurdum.doktor beni görünce''açelya hanım,bir sıkıntı yok umarım.''

''yok... dikişler sanırım açılmış.''diyince doktor bey hemen beni müşade odasına aldı.karnımı açtı.dikişlerimi inceledi.''evet,açılmış ama iltihap kapmamış şimdi burya pansuman yapıp yeniden dikiş atacağız''diyince gerilmiştim.''sakin olabilirsiniz orasını hissetmiyeceksiniz.''deyince selimle ohh çektik.hemşire mazemeleri getirirken doktor ise bana lokal anestezi yapıyordu.iğne etkisini gösterince yaramdaki acıyı artık hissetmiyordum. Malzemeler gelmişti.Ben Tedirgin olurken Selim bana destek oluyordu.gözlerimi kapatmıştım 15 dakika içerisinde Selim "birtanem bitti"deyince "Oh be çok korkmuştum" dedim.Doktor orayı Sararken"1 hafta boyunca böyle kalsın.yürümeniz sıkıntı yaratmaz sadece dikkatli olun.1 hafta sonra gelin dikişleri alalım"
"Peki çok teşekkürler"dedim.Selim beni kucağina alıp arabaya doğru götürdü.Beni bindirip evin yolunu tuttuk.''aslında sabaha kadar başında nöbet tuttum.Nasıl ya uf keşke senin uyanmanı bekleseydim"
"Selim sıkıntı değil,geçti gitti.Zaten bugün abim gelicek ya sen biraz uyursun tamam mı bitanem?"
"Tamam ama beni mutlaka uyandırın seni yanlız bırakmam"kafamı salladım.Evin önüne geldiğimizde selim beni kucağına almaya çalışsada "yok benim biraz yürümem lazim rahat edemiyorum"desemde inanmayarak bana bakıyordu."gerçekten bak" diyip yavaşça arabadan inip yürümeye başladım.Solana girip tekli koltuğa resmen kendimi fırlattım.Tabi bu hareketime yaram çok acı karşılık verirdi de Allahtan uyuştuğu için hissetmemiştim.Selimde yanımda ki üçlü koltuğa otururken "prenses kahvalti da yapmadık.senin elinden güzel bir kahvaltı ımmm.... mis olur"
"Sen gelsene böyle öyle mi ?"dedim.Yanıma gelince başımı boynuna gömdüm.o her zaman ki muazzam kokusu.Beni benden alırken kalkıp mutfağa doğru yol aldım.Saat daha sabah 11di.Selim arkamdan gelirken"hadi bakalım kahvaltımı özleyen bey yardım edeceksiniz biraz"diyip hemen buzdolabında  ne varsa çikarttim.Zeytin,peynir,reçel,bal derken 2 tane yumurta çikarttim.Selim mutfağın ortasında duran masaya teker teker mazemeleri yerleştiriyordu.Evi daha yeni inceleme fırsatı bulmuşken mutfak çok büyüktü.Ortada masanın etrafında bar sandalyeleri vardı.Büyül gömmeli dolap ve raflar ve tezgahın büyük bir kısmını kaplayan ankrestre vardı.Ayreten camın önünde balkon tarzında zemine bitişik bir yer vardı.dört tane renkli küçük olan kum dolu puf ve ortada ise kuçuk tahta orta sepha vardı.Böyle bir ev tam hayalimken benim ailem ile yaşadığım daha küçük ve mütavaziydi.Toplam 6 odali bır evdi.Burda kesin 15-20 tane oda vardı,abartmiyordum.Salon ise mutfağin iki katı olup  bej rengi mavi ve siyah ağırlıklıydı.Koltuklar siyah deri olup ortaya siyah parlak zeminli bir orta sepha vardı.Koltukların karşısında ise büyük bir Tv ünitesi olup yanları gömme dolaptı.Yanında ise büyük bir film dolabı duruyordu.Hemen camın kenarında iki salanan sandalye ve  küçük bir kitap sepeti vardi.Duvarlarda özenle seçildiğini ve ne kadar pahalı olduğunu belirten büyük tablolar vardı.arkadaki yemek masanın hemen  yanı başında Da vinci'nin eserlerinden  biri olan Mona Lisa duruyordu.Duvarlar bej rengi iken  yemek masasınin ordaki bir duvar maviydi.Ben böyle incelemeye ve düsünmeye devam ederken "bu ne dalgınlık böyle "
"Yok ya evi hiç bu kadar dikkatli bakıp incelememiştim."
"Beğenmediğin yerleri kendi dekarosyanuna göre değiştirirsin"
"Peki canım.Şey yumurta nasıl olsun beyim?"diyince Selim kocaman histerik bir şekilde güldü.Gülüşu beni benden alırken"ay aslında canım kaç gündür Kavurmalı yumurts çekiyor ay ağzım sulandı.ay şimdi enfes olurr"dedi.Ben buzluğu açarken "maşallah yani daha yeni geldik bu kadar eşya bu ne hız böyle"
"Canım biliyorsun bizim aşiretin adamalarına rica ettim daha doğrusu emir verdim.onlarda yaptılar" peki dercesine kafamı sallarken  kavurmayi çikartip yumurtayı yapmaya koyuldum.Pişmeye yakın enfes kokular gelirken "oh be kokusu yeter "diye haykıran Selimi ve canavar gözlerini gördüm.bütün her şeyı masaya yerleştirirken ben kaynattığim çayı bardaklara dolduruyordum."ding dong" diye kapıdan ses gelmesi ile çayı bırakıp yarı koşar vaziyette kapıyı açtım.abim  tam karşımda belirirken onu içeri alıp sıkı sıki sarıldim."abimm.. canım abim,Kokunu bile özledim.Seni görmeyeli o kadar zaman oldu ki can parçam canım"diyerek sarılmaya devam ettim.her anım onlayken her derdimi her şeyimi o bilirken bazen onun omuzunda ağlarken uyaya kaldığim abimi uzun zaman görmeyince özlemiştim.Gözlerim dolarken ''Sakin sakın ağlama gel şuraya" diyip kafamı omuzuna koydu.Gözlerimi silip ondan ayrildım.Selim ile abim araları soğuk olsada birbirlerine sarıldılar."hoşgelin abi şöyle geçsene" dedi selim.
Abim ise ses çikartmadan salona doğru devam ederken "abi şey bizde daha yeni kahvalti hazirladik.Sende hadi gel bakam abim" abim of puf desede zorla onu masaya otutturdum.raflardan birtane bardak daha almaya çalışirken uzanırken canımın yanması ile "ah" diye çiğlik atmıştim."sevgilim ne yapıyorsun sen otursana dikişin-"diyip susmuştu.abim bize anlamayan gözle bakarken "ne oldu kardeşime ne yaptın "diye masaya vururken sandalyeye geçip oturdum.masada olan elinin üzerine elimi koyorken "abim birşeyim yok sadece kaza ile oldu benim her zamanki sakarlığim bilmiyormusun?"
Derin bir oh çekerken"bende bu Selim sana birşey yaptı zannetim"diyince şaşkınliķla baktım."yok abim sakin benim sakarlık işte "diye ortaya yalanı birakmıştım adeta.Selim abime çay koyup masaya geçti.Selim bende özel istediği günün yemeğinden yerken derin bir "ımmm ımmm enfes of be yine döktürdün" diyip abimi unuturcasına yanağima buse kondurdu.abimin sinirli yüz hatları değişirken herkes yemeklerine devam ediyordu.Ben acınin verdiği karın açlığı ile birer üçer götürüyordum.Herkes doyunca  ben toplamaya yeltenirken Selim"Ne yapiyorsun bırak eger abinde doyduysa içeri geçip muhabbet falan edin siz" fazla zorlamayarak kafa sallayıp abim ile birlite salona geçtim.Abim karşi koltuğa otururken bende onun karşısina oturdum."Ee abi varmı bir şeyler "diyip iğneledim muzipce gülerek.Biraz düşünerek baksada "Evet var bende hem bu yüzden hemde seni görmek için geldim."
"Vay vay vay kızların velihatı Emin  derin sularda yüzüyor hımm"yaptım.Selim ise "kim derin sular da yüzuyor?"diyince abim ifadesiz ama ayni zamanda tebessüm eşliğinde "benim o "
"Hayırli olsun Emin abi Allah tamamını erdirsin"
"Eyvallah Selim siz ne yaptinız Selim'in babası sizi Miami'ye göndermiş istediğin olmuş sonunda kuçuk hanımefendi" kahkaha atarken"evet muradıma erdim en sonunda" diyip muzipce yanına gittim."Kızın adı ne ? Ne zaman tanışıcaz acaba ?yahu çatlatmasa be adamı."diyip derin bir nefes aldım.
"Sakin  be Açelya seni tanıştırırım Hale ile zaten bir yemek ayarlıcam.Sen miamideyken annemler falan hep tanıştı.Şimdi sıra sende Selim ile birlikte gelirsiniz ikiniz birden tanışmış olursunuz"
"Sen öyle diyorsan Tamam bakalim hale hanımı beğencekmiyiz?"diyince tebessumle "bilmem artık"
                         ●●●●
Ortamda muhabbet iyice koyulaşmışken Selim ile Abimin arasında  buzlarin eridiğini fark ettim.Onlar tamamen muhabbete dalmışken bende yerimden kalktım ve Camın kenarinda olan masal sandalyesine oturdum.Sepetin içinde özenle seçtigim Oğuz atayın( #oguzatay ) kitabini açıp okumaya başlamıştım.Her satırını okurken yazar her bir kelimeyi ilmek ilmek işlemişti yüreğime.Ve ortalara doğru geldiğimde şu söz beni benden almıştı.Oğuz atay Türk yazarların edebiyat üstadıydı.satırları gözlerim dolaşırken "Fakat Allah kahretsin!
İnsan anlatmak istiyor albayım, öyle budalaca bir özleme kapılıyor.
Bir yandan da hiç konuşmak istemiyor.
Tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.
Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım?
Yok.
Peki albayım.
Ben de susarım o zaman,
Gecekondumda oturur anlaşılmayı beklerim.
Fakat albayım, adresimi bilmeden nasıl bulup anlayacaklar?
Sorarım size, nasıl kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı?

Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek.
Bir yandan da gözucuyla ölümümün nasıl karşılacağını
seyretmek istiyorum.
Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan,
Bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor.
Küçük oyunlar istemiyorum albayım.

Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor."diyordu kitapta.Bu kelimelerin her biri beni benden alırken Selim'in bana seslenmesi ile kitabı kapatıp Selime doğru döndüm."efendim birtanem"
"Biz kendimize macho yapıp arkadaki kış bahçesi sende istiyorsan gel canım "deyince kitabı sepete bırakıp selimin kolunun altına girdim.Selim mutfakta kahveleri hazırlamıştı.Herkes büyük fincanları alırken bahçeye geçtık.masalara geçmiştik.Yine sohbet koyuluğ ile devam ederken konu bebek konusuna gelmişti.abim bir anda " varmı birşeyler " deyince selim iğneleyinci bir şekilde gülümseyince"yok abi daha daha çok yeni evliyiz ama ikimizde çok istiyoruz"diye geçiştirdim.ben yine biraz hınzırca devam ederken "peki sen sorduğuna göre istiyoruz sanırım Hale-"derken sözümü kesip "seni gidi sus kız "dedi eğlenerek.yağmur bir anda bastırınca şaşırmiştım.sonbahara dahi girmemiştik.Bu neyin yağmuru diye düşünürken Selim'in beni çekiştirip yağmurun tam ortasında dans etmemiz bir oldu.Ben ona eşlik ederken "oyşş abime de bak Hale'sizde kaldı şimdi"diyince kahkaha attı.Yağmur biraz dinerken hepimiz toplanırken kahvleride alıp içeri geçtik."Selim Açelya ben artık gidiyim Adresi de öğrendim.Gelirim artık kuşumun yanına "diyip anlımdan öptü.Selim ile de vedalaşıp evden ayrıldı.Ben ise bahçeye kadar eşlik ederken"Eğer ben senin gözündeki aşkı şehveti Selim'e karşı görmeseydim,bugün bu kadar iyi geçmezdi.Eminim tahmin ettiğim gibidir"
"Tahmin ettiğin gibi abi"diyip içeri yol  aldım.

             1 hafta sonra

Bugün dikişlerimi aldırmaya gidecektim.Artık bir hafta geçmişti üzerinden.Hastaneye doğru yol alırken Selim ile birlikte doktorumuz bizi karşıladı.doktorun yönlendirmesi ile müşaade odasına geçtik."Açelya hanım bir hafta size çok iyi gelmiş yaraniz iyileşmiş ve Dikişlerinizde kuruyup atmış şimdi  o dikişleri alacağız canıniz yanmaz merak etmeyin"diyordu.Doktor yara olan bölgeye hafif eli ile işini hallederken operasyom bitmişti."herşey  bitti inşallah bir daha böyle bir olayla gelmezsiniz daha mutlu haberler ile sizi burda görürüz"
''İnşallah Doktor Bey herşey için teşekkürler'diyip odadan çıktık.
Hastande işimiz bitince eve doğru yol aldık.Arkadan gelen telefon sesi ile arka koltuktaki çantayı alıp telefonu açtim.Arayan Eymendi.Yüzümün her bir kası kasılırken Selim "eymen"yazısını görür görmez sinirle telefonu elimden alıp açtı."sen ne hakla beni karımı hala arayabiliyorsun bak bunun sonu karanlık anlıyormusun? Seni karımın bir milim etrafında görürsem bu dünya da tek bir parçan kalmaz"diyip hiddetle kapattı."bu seni hala ne hakla arıyor ?"
"Bilmiyorum hayatım boşver sen bir daha arayamaz zaten"diyip telefonumu elinden aldım.

Sevgili okurlarım benim canlarım bölümu votelemeyi ve yorum yapamayı unutmayın diğer bölümde görüşmek üzere 😍

SESSİZ ÇIĞLIK 🌹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin