11.BÖLÜM: "OLUR OLUR"

19 3 0
                                    

Multimedya: Sara ve Yağız

Bölüm Şarkısı: Asu Maralman – Olur Olur Bal Gibi Olur

İyi Okumalar...


Ne yapacağımı bilemediğim anlardan birini yaşıyordum. Debeleniyordum ama fazla hareket edemiyordum, bağırmaya çalışıyordum ama eliyle kapattığı için sesim boğuk boğuk çıkıyordu ve duyulmuyordu. Derin bir nefes almıştım ve elini ısıracaktım ki ense kökümden vücuduma bir acı yayıldı ve yere düşmüştüm.

***

Uyandığımda koltukta uzanıyordum ve bana bakan dört tane kafa vardı. Endişeli ve meraklı dört kafa. Hepsine teker teker baktım ve doğruldum. Aklımda olan tek şey o adamı yakalayıp yakalayamadıklarıydı. Bu konu hakkında bir şey söylemelerini bekliyordum ama hepsinde 'İyi misin? Bir şeyin var mı? Başın ağrıyor mu?' gibi cümleler çıkıyordu. En sonunda sinirlendim.

"Bırakın onu şimdi, yakalayabildiniz mi?" Hepsi bana sokaktan geçerken zebra görmüş gibi baktı. Dalga geçiyorlardı herhalde.

"Kuzum kimden bahsediyorsun?" Sanırım Burçak yoktu ondan bunu söylemişti.

"İşte beni bayıltan adamdan bahsediyorum. Beni kaçıracaktı ayak seslerini duyunca gitti. Uzaklaşmış olamaz baktınız mı etrafa?" Aynı şekilde bakmaya devam ediyorlardı. Çıldırmama ramak kalmıştı, biri bile mi görmemişti? Timur yanağımı okşayarak konuşmaya başladı.

"Güzelim biz yanına geldiğimizde sen baygındın ve etrafta cam kırıkları, mısırlardan başka bir şey yoktu. Seni ben koltuğa taşırken birileri var mı diye Emre'yle Yağız etrafı kontrol ettiler ama hiçbir iz yoktu." Diyerek sözünü tamamladı.

Timur'dan beklenmedik bir şekilde sakin ve rahatlatıcı konuşuyordu. Ama bu imkansız, bu kadar kısa sürede kaçmış olamazdı ve niyeyse bana inanmıyorlarmış gibi bakıyorlardı.

"Timur ben mısır patlatmaya mutfağa girdiğimde biri eliyle ağzımı kapattı, o telaşla kavanoz elimden kaydı ve parçalandı. Debelendim bağırmaya çalıştım olmadı ve bayıldım. Sizin ayak seslerinizi duyunca kaçtı, nesini anlamıyorsun?" Sinirle elini ittirdim.

"Hayatım biz seni bulduğumuzda baygındın, etrafta bir iz yoktu. Hem biz duyardık biri gelseydi." Burçak araya girdi ama bu gidişle efsane kavga edecektim. Anlamak bu kadar zor olmamalıydı.

"Demek ki duymamışsın Burçak, ya ben size yalan mı söylüyorum niye inanmıyorsunuz!?"

"Hayır niye yalan söyleyesin ki zaten." Yağız geldi yanıma, şükürler olsun biri bana inanıyordu.

"Belki başın dönüp düştün net hatırlayamıyorsun?" Gözümün feri dönüyordu. Niye bana inanmamakta bu kadar diretiyorlardı ki?

"Size nasıl olduğunu anlattım; adam bana geçirdi bir tane, yeri boyladım. İnanmak bu kadar zor olmamalı."

Çaresizce Emre'ye baktım, belki o inanırdı. Bakışlarımdan anlamış olacak ki konuştu.

"Bana bakma, bu konuya karışmak istemiyorum."

"O zaman güvenlik kameralarına bakalım, ortaya çıkar nasılsa." Dedim ve kameralara baktık ama bizden sonra evin hiçbir yerinden birinin girdiği görünmüyordu ve evi her açıdan gören kameralar vardı. Hepsi bana garip bakıyordu.

"Şöyle bakmayı kesin, delirmedim." Dedim ve salona gidip L koltuğa oturdum, kollarımı da göğsümde birleştirdim.

Düşünüyordum ama hiç mantıklı gelmiyordu. Ben onları yaşadığıma emindim fakat arkadaşlarımın söyledikleri neydi? Bu konuyu şimdilik kapatıp kendim halledecektim.

DARMADAĞIN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin