Hızlı ve sık adımlarla ilerlemeye başladım. Ta ki aşağıdaki sahilin korkuluklarına gelene kadar.. Hızlı yürümekten belki de düşüncelerimde boğulmaktan nefesimi düzenlemek bir hayli zor oldu.
Sonra etraftaki seslere verdim kendimi; lunaparkta bağıran insanlar, aralarında şakalaşanlar, langırt oynayan gençler, telefonda konuşa.. bir dakika! bu ses, İrem burada. Evet kesinlikle burada. Hareket etmeden, sessizce sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım.
•
Lunaparka girdim. Çarpışan arabaların önünde güzeller güzeli bir kız, sanki gökten düşmüş. Arkası dönüktü. Rüzgarda hafif hafif uçuşan saçları beni benden aldı. Bana doğru döndü. Göz göze geldik vee kafayı çevirdi. Ya sen beni nasıl tanımazsın!? Neyse sakin ol Furkan. Şuan arkadaşları yanında tek iken konuşmam lazım. Lunaparktan çıktılar. Takip ediyorum, tek kalınca konuşucam. Değişik sokaklara girdiler. Bir AVM'nin önünde ayrıldılar. Eveeet sonunda tek kaldı. Hızlı adımlarla yanına doğru yaklaştım. Elimi omzuna doğru götürdüm ki.. o sırada telefonu çaldı. Bir adım geri attım. "Efendim aşkım.. Tamam, gece sizdeyim.. Unutur muyum canım hazırlık bile yaptım.."
Telefonu kapatır kapatmaz o sinirle, kolundan tutup kendime doğru çevirdim.
- Kimdi o!?
- Kim kimdi ya?
- Az önce konuştuğun herif
- Sen kimsin ki? Hem sanane.
Sakinleşmek için derin nefes alıp verdim. Sonra devam ettim.
- Tamam sana her şeyi anlatıcam. Benimle gel.
- Hiçbir yere gelmiyorum!
Kolundan tutum çekmeye başladım.
- Bırak kolumu, canımı acıtıyorsun.
Bir an duraksayıp gözlerinin içine baktım ve bacaklarından tuttuğum gibi sırtıma attım.
Kız çığlık atmaya başladı, akşam vakti ara sokakta pek kimse yoktu o yüzden duyan da olmadı. Yıkık harabe bir ev bulup beton yığınlarının arasına bıraktım. Sokak lambası ışığı yeterince vuruyordu.
- İrem o konuştuğun herif kimdi?
- Benim adım İrem değil.
- Senin adın İrem!!
Cebimden çakı ve kulaklığımı çıkardım. Kulaklığımı ikiye böldüm yarısıyla ayaklarını, diğer yarısıyla ellerini bağladım. Zaten İrem kaskatı kesilmiş, sabit noktaya bakıyordu.
- Bu gece buradayız İrem hanım boşuna heveslenme olur mu?
- Bana zarar verme olur mu?
- Ben sana zarar vermem. Seni senden çok seviyorum.
- Teşekkür ederim beni kurtardın.
- Neyden kurtardım?
- Boşver uzun hikâye... Bu arada adım Zeynep.
- Hayır! (Başımı iki elimin arasına aldım) sus! Sen İremsin!
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. O da ağlıyordu. Yanına gidip gözyaşlarını sildim. Sol kolumu sol omzuna attım. Ağlarken uyuyakaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Non-FictionHer şey 3 yıl önce başlamıştı. Ben de bilmezdim kendimi plotonik, çevremdekiler bunu söyledikçe ben de inanmaya başladım. Her yerde o vardı sanki..