En yakın kafeye geçip oturduk, garson geldi.
- Ne alırdınız?
İrem garsona dönerek
- Ben latte alayım
Garsonun bakışları benim cevabımı almak için üzerimdeydi
- Ben bir çay alayım, ya da İrem ile aynı olsun latte.
Garson gitti, İrem bana tuhaf tuhaf bakmaya başladı. Ve sorular sormaya başladı.
- İrem kim? Nasıl biri? Nereden tanıyorsun?
Bu sorular karşısında ilk 5 saniye falan donuk bir şekilde suratına baktım. Sonra dışarısını izlerken konuşmaya başladım.
- İrem, benim sevdiğim kız. Çok aşığım. Çok iyi biri, beni çok iyi anlıyordu. Karşı komşumuzdu aynı zamanda sınıf arkadaşımdı.
- Soyadı neydi? (Gülerek sordu)
- İrem Çimen.
- Peki benim soyadım ne biliyor musun?
- Hayır.
Çantasından kimliğini çıkarttı uzattı bana doğru.
- Adım Zeynep Çimen
Büyük bir şaşkınlık ve donuklukla suratına baktım.
Sipariş ettiğimiz latteleri getiren garson bütün dikkatimi dağıttı ve gitti.
İremim birden ağlamaya başladı hıçkırıklara boğularak. Elimi omuzuna dokundurdum.
- Ne oldu? Neden ağlıyorsun?
- Benim bir ikizim vardı. Geçen sene... Geçen sene öldü.
Daha fazla ağlamaya başladı, sonra kendisini sakinleştirip devam etti konuşmasına
- Uyuşturucudan kriz geçirmiş, sonra işte yol kenarında bulmuşlar.
- Peki adı neydi?
- İrem
Çok uzun bir süre konuşamadım.
•••
- Benim İremim senin ikizin miydi?
- Evet
Telefonun çıkardı ve fotoğrafını gösterdi. Bu sefer ben ağlamaya başladım... Kendimi toparladım ve sordum.
- Peki o telefonda konuştuğun kimdi?
- O, o aslında İrem'in sevgilisiydi. Adı Gökhan. Beni tehdit etti, "sevgilim olacaksın" diye, eğer olmazsam annemi ve babamı öldüreceğini söyledi.
- O şerefsiz kim oluyor da seni tehdit ediyor!!?
- Aslında annem ve babam ilgisiz ve umursamaz, zaten beni hiç sevmiyorlar ama yine de onlara bir şey olsun istemem.
- Neden sevmesinler evlatlarını?
- Evlatlık olduğumdan olabilir.
Sustum ve sadece empati kurarak acısını anlamaya çalıştım. Konuyu dağıtmak için ortaya bir laf attım.
- Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı olurmuş :)
- Ama biz latte içiyoruz.
Bir süre gülüştükten sonra
- Bir daha ne zaman buluşuruz? Malûm kahve içtik
- Bilmem. Numaram var sende haberleşiriz. Bu arada sanırım taksi geldi.
Dışarı doğru baktım ve gerçekten de taksi bekliyordu. Hesabı ödeyip çıktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLATONİK
Non-FictionHer şey 3 yıl önce başlamıştı. Ben de bilmezdim kendimi plotonik, çevremdekiler bunu söyledikçe ben de inanmaya başladım. Her yerde o vardı sanki..