13.Bölüm

128 8 1
                                    

Şok olmuştum.Karşımda Andrew duruyordu. Toplantım var dediğinde kastettiği bu muydu? Bu sorular kafamda dönüp dururken Mike ''Tatlım donup kaldın.'' dedi.Ne cevap vereceğimi bilmiyordum aslında ne yapacağımı bilmiyordum. Şimdi ne yapacaktım? Bu durumu Mike'a nasıl açıklayacaktım ve daha zoru Andrew'a bu gece nasıl davranacaktım. Ya anlarsa aramızda bir şey olduğunu. Her neyse,bu sırada gözüm Andrew'a takıldı o da benim gibi şok olmuş ve sinirli görüyordu.Elbette sinirli olmasının nedeni belliydi. Mike ile sevgili olmama sinirlenmişti. En sonunda Mike bu olaya bir el koydu ve ''Siz birbirinizi tanıyor musunuz? Neden bu kadar şaşkın sınız? Bir şey mi oldu?'' dedi. Ben hemen kendinmi toplamam gerektiğini fark edip ''Hayır,ben sadece bir tanıdığıma benzettim.'' dedim. Daha sonra Mİke kafasını ya sen anlamında bir bakışla Andrew'a çevirdi.Andrew ''Ben o şaşırdığı için şaşırdım.'' dedi ve gülmeye başladı. Mike ''Bende yattınız falan sandım.'' dedi ve güldü. Bu sözden sonra yüzümün düştüğünü görünce ''Tabiiki şaka yaptım.'' dedi ve ardından içeri girmeyi teklif etti ve bende bunun üzerine ''Bencede iyi olur.'' dedim. Daha sonra hep birlikte içeri girdik. Andrew sofrayı görünce ''Vay canına! Harika görünüyor,Erica.'' dedi. Teşekkür ederim anlamında gülümsedim.Masaya oturunca yemeğe başladık. Andrew hiç konuşmuyor ve yemeği iştahla yiyordu. Mike sonunda dayanamayıp ''Eee Andrew,şu proje hakkında biraz konuşalım istersen?'' dedi. Andrew ''Ben tüm planlamayı ve projeyi mimarıma bırakacağım.Para işlerini birlikte daha sonra görüşürüz. dedi Bunun üzerine Mike ''Baya bir para gideceğini düşünüyorum.Bu nedenle şirkete tahmini bir para söyledim.En kısa zamanda konuşsak iyi olur tam olarak bir rakam belirleyelim. dedi. Andrew tamam anlamında kafasını sallarken bir yandanda bana baktığını gördüm ve umarım Mike görmemiştir diye umut ettim. Tanrım Andrew sürekli bana bakıyordu,cidden delirecektim.Şimdi anlayacak! Eğer Mike beni terk ederse buna dayanamam. Umarım hiçbir şey anlamaz. Ben bunları düşünürken Andrew hala bana bakmaya devam ediyordu. Tanrım şimdi Mike görecek! Ve işte o zaman yandık demektir. Eğer Mike bir şey anlarsa açıklamayı kendisi yapar hiç kusura bakmasın. Ben bunları düşünür ve kafamda planlar yaparken Mike tuvalete gitmek için kalkltı bende Andrew'ın yanına gittim ve yanındaki sandalyeye oturdum. Konuşmaya başladık:

-Burada ne işin var Andrew?

-Ortağımın sevgilin olduğunu bilmiyordum.

-Beni mi suçluyorsun?

-Hayır,sadece sen kaba bir şeyilde sordun.

-Şaşırdım seni karşımda görünce.

-Bende. Bu arada bugünki buluşmayı telafi edelim istiyorum Erica.

-Tamam olur nerede? Ne zaman?

-Yarın,eski evinde saat 16:30'da nasıl?

-Saat uygunda yer olmaz.

-Eskiden evindi Erica.

-Ama artık değil orası olmasa olmaz mı?

-Hem sende arkadaşlarını görürsün.

-Off tamam orası olsun. dedim ve Mike'ın geldiğini görerek irkildim. Hemen yerime geçtim. Uzun bir süre daha işten konuştular ve daha sonra Andrew gitti. Onu yolcu ettikten sonra yerime geri döndüm. Kısa süreli derin bir sessizlikten sonra Mike'ın tabağını mutfağa götürmek için alacaktımki belimden kavrayıp beni kucağına oturttu ve öpüşmeye başladık. Beni sert ve şehvetlice öperken bir yandanda "Seni çok seviyorum." diye inliyordu. Saçımı açtı,gömleğimin düğmelerinide hızlıca açıyordu. Sanırım bu defa yeter demeyecektim. Bu defa izin verecektim. Evet bunu yapacaktım. Öpüşmemiz çok hızlı ve ateşli bir şekilde devam ediyordu. Açıkçası ilerisi için korkmaya başlamıştım. Neden korktuğumu bilmiyorum fakat korkuyorum işte. Şimdi onunla tam olarak bağlanmış olacağız ve eğer Andrew'la ilgili bi şey olursa ondan ayrılmam çok daha zor olacak. Nedendir bilmem ama sexin her zaman cinselde çok ruhsal bir bağ olduğunu düşünürüm. Ben bunları düşünürken sanırım Mike'ın düşündüğü tek şey beni becermek. İleri gitmeye başlamıştı. Eteğimi çıkarttı ve beni kucağına alıp odaya götürdü. Yatağa yatırıp pantolonunu çıkarttı ve tekrar yanıma gelip sütyenimi ve külotumu çıkardı. Kendiside soyunduktan sonra boynumu öpmeye başladı. Yavaşça aşağılara doğru iniyordu ve kalbimin durma aşamasına girmesine neden oluyordu. Kadınlığıma geldiğinde bir saniye durdu ve bana ne yapayım der gibi bir bakış attı. Devam et anlamında kafamı salladım. Ellerini ve dudaklarını vücuduma her değdirişinde kendimden geçiyordum,sanki her dokunuşta cennete uçup geri dönüyordum. Bu his anlatılacak bir his değildi. Bu sexten alınan zevk değildi,bu farklı bir mutluluk farklı bir zevkti. O kadar narin,kibar aynı zamandada o kadar sexiydiki karşı konukmaz bir adamdı. Kadınlığıma öpücükler kondurup dil darbeleriyle boşalmamı sağladı daha sonrada ayağa kalktı,gözlerime baktı ve aletini sertçe içime soktu. O anki acıyla bir çığlık attım. Alıştıkça acı yerini zevke bıraktı şimdi zevkten inliyordum. Bana yapabileceği her şeyi yapmasına razıydım. Tüm hücrelerime,tüm sinirlerime, baştan aşağı heryerime kadar onun olmak istiyordum. Bu aşkmı yoksa şehvetmi karar veremedim. Ben bunları düşünürken içimden çıktı ve yanıma uzandı. Yorganı üzerime çektim ve başımı göğsüne gömdüm. Kollarıyla beni sarıp "Seni her şeyden çok seviyorum." dedi. İçimde tarif edemeyeceğim bir huzur ve mutluluk vardı. Sanki içimden taşacaktı. Kendimi dahada ona bastırıp "Bende." dedim. Bir süre o şekilde kaldık daha sonra kafamı kendine doğru çekip "Sana çok güzel şeyler söylemek isterdim fakat sana olan duygularımı anlatmak için kelime bulamamakla birlikte sonsuzluğun bir tanımı yok." dedi. Azım açık kalmıştı hemde mecaz olarak değil. Baya baya azım açık kalmıştı. Tam ona sarılacaktım ki yataktan kalktı çekmeceden bir kutu çıkardı ve yanıma oturup kutuyu açtı ve "Erica benimle evlenir misin? Zaten her şeyimsin,karımda olur musun? dedi. Yüzüğün parlaklığınamı şaşırsam yoksa Mike'ın teklifinemi şaşırsam kararsız kaldım ve ikisine birden şaşırmaya karar verdim. Mike'ın yüzünde cevap bekleyen bir ifade vardı. Gülerek "Tabiiki evet seni sersem! EVET EVET EVET VE SONSUZA KADAR EVEEETTT! diyip boynuna atladım ve birlikte yere düştük ama umrumda değildi. Hem gülüyordum hemde mutluluktan ağlıyordum. Mike ise bana sıkı sıkı sarılıyordu. Birden elime düşen bir damla yaşın sıcaklığı dikkatimi çekti. Bu Mike'ın yüzünden düşmüştü. Tanrım Mike ağlıyordu.

İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin