Uyandığımda dün gece olanların bir rüya olup olmadığını anlamaya çalıştım. Ama etrafa saçılmış kıyafetlerimi görünce rüya olmadığını anladım.O sırada içeriye Cynthia girdi ve yüzünde kendini beğenmiş bir tavırla bana doğru geldi. Elindeki tepsiyi işaret ederek:
-Bügün fahişelerin kreliçesinin kahvaltısını geritme onuru bana bahşedildi. dedi ve saçlarını savurup arkasına bakmadan çekti gitti.
Arkasından sağol dedim ama duymadığına eminim. Bana burada özel bir saygı vardır. Sonuçta beni buraya getiren kişi buranın sahibi yani;Jack. O herif benimle yakından ilgilenir. İlgilenmek dediysem yanlış anlamayın sikişkmekten bahsediyorum. Her neyse bu piçten daha fazla konuşmak istemiyorum. Kalkıp kahvaltımı etmek için üstümü giyindim. Kahvaltı herzaman istediğim gibiydi. Yumurtamdan bir çatal daha alırken aklıma Andrew'in bugün geleceği geldi. Acaba ne zaman gelir diye düşünürken kalktım ve telefonun başına geçip telefona salak salak baktım. Onun telefon numarasını bilmediğim sonradan kafama dank etmişti. Zaten doymuş olduğum için kalkıp camdan dışarı baktım hava güneşliydi. Sanki bu güneş mutluluğumu temsil ediyordu. Kalkıp banyo yapmak istedim fakat Andrew gelince beni banyoda görürse bir şey olurmu diye tereddüt ettim. Erica sen ne saçmalıyorsun dün gece seni çıplak gördü! Her neyse kalkıp duşa girdim. Sıcak su vucudumdan aşağı akarken temizlendiğimi hissettim. Banyo yaparken hep böyle hissederim. Belkide bu günahlarımdan kurtulma isteğimden kaynaklanıyordur, bilmiyorum. Bazen kendimi çok çirkin, boş, ahlaksız , yaşlı hissediyorum. Bazen ise kendimi hissetmiyorum. Bir tek dün gece mutluluk hissettim. Onun dılınde her zaman mutsuzumdur. Neden böyle olduğum konusunda bir fikrim yok. İmkanım olsa hiç doğmamayı dilerdim... Ta ki dün geceye kadar. Artık hayatımın bir anlamı var. Şu an sadece hayatımın geri kalanını onunla geçirmek istiyorum ve bunun yeterince uzun olamayacağı aklıma geldikçe üzülüyorum. Ahh aman tanrım ne çok şey hissediyor ve düşünüyorum. Yanlız iken hep böyle oluyor zaten. Artık banyodan çıkmalıyım vucudum buruşmaya başladı. Suyun altından çıkıp havluya sarıldım. Saçalrımı kurutup tekrar giyindim ve dışarı çıktım. Bazı kızlar koltukta oynaşıyor bazıları ise bana bakıp aralarında bir şeyler konuşuyorlardı. Benim gözlerim ise Andrew'i arıyordu. Tam o sırada bir şoför gelip:
- Bay Andrew sizi otelde bekliyor yanınıza biraz giysi almanızı istediler. Ben sizi dışaıda bekliyorum bayan Erica. dedi ve dışarı çıktı.
Çok heyecanlanmış vede meraklanmıştım hemen odama girdim kıyafetlerimi toparladım çantamı aldım ve dışarı çıktım. Kızlara 2-3 gün gelmeyeceğimi Jack gelirse tatile gittiğimi söylemelerini tembihleyip evden çıktım. Kocaman ve pahalı olduğu çok belli olan siyah bir arabaya binip son derece lüks ve geceliği tahminen 3000$ olan harika bir otelin önünde durduk. Soför kapımı açtı ve ben dışarı çıkana kadar bekledi. Otelin içine girdiğimde düşündüğüm şey Andrew'la burada sevişmenin çok zevkli olacağıydı. hemen resepsyona gittim ve Andrew için geldiğimi söyledim. Oda numarasını öğrenip asansörle 5. Kattaki 893 numaralı odaya çıktım. Otel kocaman ve çok güzeldi. Odayı bukduğumda içimi tarif edemediğim bir heyecan kaplamıştı. Kapıyı çaldım ve açan kişi Andrew oldu.
-Hoş geldin sevgilim nasılsın?
-İyiyim Andrew. Açıkçası çok şaşırdım beni çağırdığını duyunca.
-Bir kaç gün başbaşa kalalım ve dün gece aniden başlayan ilişkimiz üzerine daha detaylı konuşalım istedim
-Biraz ani oldu...Evet... Ee şey beni içeri almayı düşünmüyormusun?
-Aman tanrım. Doğru. Pardon tatlım geç.
-Teşekkürler.
İçerisi tahminimden daha büyük ve ihtişamlıydı. Kocaman bir avize,mükemmel mobilyalar,küçük ama zevkli seçimler olan süs eşyaları odanın ihtişamını daha bir destekler gibiydi. Kocaman bir yatak vardı cam kenarında. Çantalarımı koltuğa koyup yatağa ortudum. Aman tanrım çok rahat! Andrew yanıma oturdu ve ellerimi tuttu kafamı kendisine doğru çevirip bana:
-Erica dün gece anlattıkların ancak filmlerde görebileceğim türden bir hikayeydi. Sana bunu yapanlardan tiksindiğimi bil. Ama bir yandan da eğer sen bir fahişe olmasaydın asla seninle tanışamazdım. Bak evet çok hızlı oldu sana bir teklifte bulunamadım ama beni sevdiğini duyunca.... Ne bileyim kendimi kaptırdım. Seni çok ama çok sevdiğimi,çok değer verdiğimi vede hayatımdaki en önemli imsan olduğunu bil aşkım. Beni senin mutluluğun ilgilendirir, beni sen ilgilendirirsin. Kim olduğun değil. Ben seni seviyorum ve gerisi umrumda değil. diyerek diz çöktü ve cebinden bir yüzük çıkararak:
-Erica,sevgilim,herşeyim,kraliçem,kalbim,nefesim kısacası hayatım olurmusun?
Gözlerimden yaşlar sırasıyla akarken sadece bağırarak "EVEETTTTTT!" diyebildim. Bu mutluluk daha fazla devam ederse kalbim duracak diye düşündüm ama umrumda değil eğer öleceksem bunun Andrew'in kollaında olmasını isterdim...
Burada 1 hafta kaldık bu bir hafta aşkla,gezmekle,Andrew'ın beni şımartan sözleriyle ve sexle en önemliside sevdiğim adamla baş başa geçti. Bu bir haftanın sonunda Andrew beni eve bırakacaktı. Eşyalarımızı topadık,arabaya koyduk ve yola çıktık. Andrew benimle vakit geçirmek için 1 hafta boyunca şirkete gitmemişti. Ha bu arada Andrew'in babasının şirketi var, babası ve Andrew birlikte yönetiyor. Baya zenginler. Her neyse bu bir hafta hayatımın en güzel 1 haftasıydı. Andrew'i daha iyi tanıdım, hayatımda ilk defa biriyle çıktım vede emekli olmaya karar verdim. Bu güzel 1 haftanın sonunda eve dönerken içimde kötü bir his vardı, sanki oraya gidince başımıza kötü birşeyler gelecek gibi geliyordu. Evet işte araba durdu. Andrew'ı optum,çantamı aldım ve arabadan indim. Andrew arkamdan:
-Yarın geleceğim birtanem. diye seslendi. Gülümsedim ve eve girdim. Herkez tepeme toplandı.Meraklı gözlerle bana bakıyorlardı. Onları daha fazla meraklandırmamak için "EVET ÇIKIYORUZZ!" dedim. Herkez şaşırmış ve bir okadarda sevinmişti. Çoğunun artık bu işi yapmayacağımı düşündükleri için sevindiklerini tahmin edebiliyordum. Kalabalığın içinden geçerek odama girdim. Geceliğimi giydim ve yatağa yattım. Tanrı'ya bu mutluluğumu bozmaması için dua ettim. Bu tuhaftı çünkü en son duam Jack'in gebermesi ile ilgiliydi. Yorganı üzerime çekip bir güzel uyumak için gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Aşk
RomansaBirini gerçekten sevdiğin zaman onu her şeyiyle seversin.Hem doğrularıyla hem yanlışlarıyla...