5. Bölüm

9 2 0
                                    

  Hava kararmaya başladı.  İçte içe Burcunun ne halde olduğunu merak ediyordum ki kapını açıldığının farkına vardım. Ayağa kalktım ve Burcunun yanına ışınlandım adeta. İçeri girdi kapıyı kapattı ve ayakkabısını çıkarıp rafa koydu. Gözlerini benden saklıyordu. boğazımı temizledikten sonra "ee noldu? Anlat bakalım" dedim.  Burcunun yüzü buruştu. Kolumdan tuttu ve beni odama götürüp yatağımın üzerine oturttu. Her an heyecanın artıyordu. Merklı gözlerimi üzerinden ayırmıyordum. Sanırım birşeyler yolunda değildi. "hadi be kızım.." gözlerime bakan gözleri yatağımın örtüsüne doğru indi ve

 " herşey bitti. 6 yılım heba oldu. İzmirden buraya bitti demek için gelmiş. Neymiş 6 yıllık ilişkimizi telefonda bitiremezmiş. Hem artık konuşamıyormuşsuz hem de artık önümüze bakmalıymışız. Peki ya ben ona bakmak istiyorsam o ne olacak?"                                                                 Derin bir nefes aldım "şaka mı yapıyorsun Burcu!" diye cırladım. Nasııl olurdu böyle birşey. 6 Yıldır bitmeyen bir aşk vardı.Ağzımın açık olduğunun farkına varınca ağzımı kapatarak yutkundum. Burcu nefes aldı" tabiki şakaaaaa!" Hııı? nasıl yani? Şaşkınlığımı üzerimden attıktan sonra onu gıdıklamaya başladım. "seni pis kız, pinoookkyoooo!" ikimiz de biraz şımardıktan sonra "ee noldu gitti mi izmire?" dedim ciddileşerek. Bu sefer içinde daha çok mutluluk vardı. "hayıt tabiki."

"nefes aldım okulu ne olacak? Yani aslında tam olarak ne zaman dönecek? " dedim bu sefer. Burcu mal mal hareketlerle"artık gitmeyecek.  Naklini bizim okula aldırdı" deyince sımsıkı kucaklaştık. Masamın üzerindeki iki tarağı aldık ve yatağın üzerine çıkıp bağıra bağıra şarkı söyledik "Hadi sen de söyle, aşka gel de, böyle deli delice Ateşin içinde yanmıyorsa, sevda neyime....

İkimiz de yorulmuştuk kendimizi yatağımın üzerine bıraktık. Hala inanamıyordum. burcu heyecanlı ve romantik kahvaltılarını anlatıyordu. Akşama kadar beraber gezmişler, eğlenmişler... Aslında onlara özenmediğimi söylesem yalan olurdu. 

Burcu ile Emre beşinci  sınıfta birbirlerini seviyorlardı. Yani çocukluk aşkıydılar birbirinin. Masumca çıkmaya başladılar. O zaman da çok tatlıydılar. Bu minik sevgileri yıllardır devam etti. Ve hala birbirlerini en az minik halleri kadar seviyorlardı. Onlar her zaman mutlu olmanın yolunu buluyorlardı.  Ve ikisi de sadık  aşıklardı. Ben ise ortaokulda çıktığımla sürekli kavga yapardım. Kendi halimizde her kızın istediği gibi 'dörtlü'takılıyorduk. Ama biz  Sadece onlara özeniyorduk. Onlar her zamanokulun en şirin çıkanları biz de kavgalı çıkanlar olarak biliniyorduk. Emre aşkına okulunu, arkadaşlarını, İzmiri terk edip gelmişti. İlk göz ağrısı için. Hayatımda tanıdığım en yakışan çiftlerdi bunlar. Sanırım bu aşkları onları liseden sonra evliliğe sürükleyecekti. Burcunun beyaz atlı prensi emreydi ve benim prensim hala ortalarda yoktu. Umarım Emre bizim sınıfa gelirdi. Biz de çocukluk kankası sayılırız. 

Burcunun kalp atışlarını duyabiliyordum. Burcu "yarın ben evde yokum "dedi. "çok özlemiştim..." Tebessüm ettim "en son ne zaman görmüştün?" Sanki gün gün sayıyormuş gibi "birbuçuk ay önce" " Yine okuldan kaçıp gelmişti yanıma. Ama bir hafta burada kalmıştı. Yani ben okulunu ekmesine kızıyordum. Onun için gelmiyordu. Çünkü benim için derslerinin düşmesine izin veremem." Yine başlamıştı bizim deli kendi kendine gülmeye. Ben daha önce aşık olmadığım için deli gibi geliyordur belkide. Ama çok tatlı ya. Yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra. Beraber salona inip ko



HASRETİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin