1.Bölüm

46.3K 1K 327
                                    

Henüz düzenlenmemiştir!

Gözünüzü kanatacak yazım yanlışları, anlam bozukluklarını göze alarak okunmaya başlayınız bu yüzden ona göre yorum yapın hem ne de olsa sizi silah zoruyla okutmuyorum...

Keyifli okumalar.

🍀

Bir hafta sonra okullar açılacaktı tatil her ne kadar bana göre kısa gelmiş olsada çok güzel geçmişti.

Size biraz kendimden bahsedeyim, ben Derin Atabey 18 yaşındayım 12. Sınıfa gidiyorum. Kabul etmem gerekirse yaramaz bir kız çocuğu gibi davranışlarım ve huylarım var bunları ilerleyen sayfalarda göreceksiniz zaten.

En iyi arkadaşım Yağmur'du. Bir adı daha vardı Sevgi kafama hangisi eserse o ismi kullanıyordum.  Onunla aynı sınıftaydık ve o benim çocukluk aradaşımdı. Kısacadı akadaştan da öte kardeş gibiydik, ailelerimizde öyleydi ve evlerimiz sadece 5 dakikalık uzaklıktaydı.

Aileme gelirsek annemin adı Mehtap ve ev hanımıydı. Babam'ın adı ise Rıfattı ve bir psikologtu, ama bu deli kızına bir çare bulamıyordu. Birde 9 yaşında bir kızkardeşim vardı. Adı  Masal'dı. Ama ne yazıkki bana hiç benzemiyordu. Hangi konuda diye sorarsanız, fiziksel olarak zaten hiç benzemiyorduk ben sarışın o esmerdi ve o çok zekiydi ben ise çok deliydim.

Yağmur'la birlikte ormana gitmiştik. Bisiklet yolundaydık ve bisiklet sürüyorduk daha doğrusu yarış yapıyorduk ama Yağmur bir kaç dakika önce gözden kaybolunca onu aramak için bisikletimle ana yola çıktım. Yağmur için telaşlı değildim çünkü bir kurnazlık yapıp sakladığını biliyordum çünkü bunu hep yapıyordu.

"Yağmur çık ortaya saklandığını biliyorum." diye bağırdım. Bağırmayı ve bağırarak konuşmayı çok severdim.

Cevap yoktu oflayarak, bisikletimi anayolda sürmeye başladım. Neyseki burada arabalar pek fazla geçmezdi.

"Sen saklanmaya devam et Yağmur ben buranın keyfini çıkaracağım." diye tekrardan bağırdım. Yine cevap yoktu.

"İnşallah kurtlar seninle ardaşlık kurar." diye söylendim.

Acaba gerçekten başı belada olabilir miydi? Hiç sanmıyorum onda o göz yoktu o milletin başına bela olurdu böyle düşünerek içimi rahatlattım.  Be pedalları hızlı çevirip bisikletimi hızlandırdım. Hız yaparak kendime adrenalin yaşatmayı seviyordum. Gözlerimide usulca kapadım ve  rüzgarının yüzüme ve bedenime her çarpışında verdiği huzuru derin derim içime çekip dışarıya verdim. Bu gerçekten rahatlatıcıydı, sizede tavsiye ederim.

Ama kulakrıma dolan üst üste korna sesiyle bu huzurum bozuldu, bunun için kaşlarımı öfkeyle çattım ama yinede gözlerimi açmadım. Fakat hâlâ ısrarla çalan korna sesine artık dayanamadım ve gözlerimi açtım. Karşımda siyah bir jeep'in bana doğru geldiğini görünce gözlerim panikle büyüdü. Oysaki ben korna sesinin arkamdan geldiğini sanıyordum. Gerçekten bu durumda bunu düşündüğüm için kendime küfür ettim. Araba önden ya da arkadan gelmesi hiç bir şey değiştirmeyecekti her halükarda ölecektim. Kahretsin ölmek için daha çok dertsizdim.

Jeep'in bana her yaklaşmasında korkum ve paniğim daha da artıyordu ve jeep'in geçecek başka bir yolu yoktu, çünkü  yol oldukça dardı. Jeep'in bana çarpmaması için hızla bisikletimin direksiyonu yana kırdım ve ben yere düşerken bisiklette benim üstüme eş zamanlı düştüğünde acı çığlığımı attım. Bisikleti yavaşça üzerimden attım ve kendime hüsranla baktım, acı çekiyordum. Şort giydiğim için bacaklarımda ve dizlerimde çizikler vardı derin olmasalarda kanıyorlardı. İçimden hem kendime hemde jeep ' in sahibine küfür ederken ayağa kalkmaya çalıştım ama olmadı. O sıra görüş alanıma erkek siyah spor ayakkabılı birinin bana doğru yaklaşması girdi ve yüzünü görmek için merakla başımı kaldırdığımda mavi gözlerime direk kahverengi gözleri girerken, önümde durdu ve bana yukarıdan bakmaya başladı ben ise ona aşağıdan bakıyordum. Kahverengileri oldukça parlakken keskin kemikli yüz hatlarına sahipti kabul etmem gerekirse yüzü  güzeldi. Yinede bu ona patlamayacağım anlamına gelmezdi. Öfkeyle burnumdan soluyarak, kaşlarımı çattım. Hiçbir şey olmamış gibi bana bakıyordu.

Baş Belası Öğretmen (DÜZENLENECEK )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin