dedim ve kucağından inmeye çalıştım ama o, tabikide bırakmadı. Etraftakilere bizi izlemesi, rahatsız ediyordu ama bu durum onun umrunda bile değildi. Doktorun odasına girecektiki hemşire Poyraz hocayı durdurmaya çalışmıştı ama Poyraz hoca ,hemşireyi takmadan içeri girdi.
Poyraz hoca, beni yavaşça sedyeye Oturur bir şekilde bıraktı.
Doktor yanıma yaklaştı ve başıma pansuman yapıp, yara bantı yapıştırdı.
" bu nasıl oldu ? "
" düştüm, doktor bey. " diye cevapladım.
" hımm, eşiniz baya endişelenmiş görünüyorda o, yüzden sordum. "
Oha! Doktor, sevgili dese anlarımda eşiniz ne lan ? Sanki parmağımda yüzük var. Yani ben öyle anlıyorum.
Poyraz hoca' nın ,hoşuna gitmişti ki hiç bozuntuya vermeden.
" evet, çok endişelendim o iyimi ? " dedi.
" hemde çok iyi, fazla endişelenmişsiniz. "
Ben, ise gittikçe kızarıyordum.
Doktor, ayağımında burkulduğunu söyledi ve ağırmaması içinde krem yazdı tam reçeteyi alıcaktım ki Poyraz hoca doktorun elinden hızlıca aldı ve benim yanıma geldi. Ben hâlâ oturuyordum ve kalkmak için hazırlandım ki :
" kalkma! " dedi.
" neden ? "
Aslında anlamıştım ama anlamamazlıktan geldim. Doktor ise gülerek bizi izliyordu. Tabi doktor için çok bir romantik sahneydi ama ben kalkarak odadan çıktım.
Poyraz da arkamdan geldi ve kolumdan tuttup.
" ben sana ne dedim ? " dedi.
" ne ,dediniz ? "
" sen fazla oluyorsun! Beni, anlamamazlıktan gelmeyi kes artık! "
" kesmezsem nolucak hocam?"
Poyraz hoca birden beni kendine çekip, kucağına aldı. Aslında bu durum benim hoşuma gitmişti ama belli etmedim ve tam konuşcaktım ki...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" konuşursan seni, yere atarım! " dedi.
Ve bunu derken çok ciddiydi atar mı? Atardı.
Arabanın yanına gelmiştik beni arabaya bindirdi, kendiside binerek arabayı çalıştırdı.
Yolda eczaneye uğradı ve reçetedeki kremi aldı ve arabaya tekrar binip, poşeti arka koltuğa koydu ve arabayı çalıştırdı.
Bu adam evimi nerden biliyor? Ve bunu soracaktım.
" benim evimi nerden biliyorsunuz hocam? "
" ben ,senin sınıf hocanım ya! Unuttun mu ? "
ve 'hocanım' kelimesini üstüne basa basa söylemişti gıcık.
Ben üstüne basarak " unutmadım, hocam." dedim.
*******
Saat 18 : 30 olmuştu ve en sonunda eve gelmiştik. Arabadan inmek için hazırlandimki Poyraz hoca:
" dur " dedi .
" neden hocam? "
Poyraz arkadan poşeti aldı ve cevap vermeden o' da arabadan indi bu adam ne yapıyor? Bende hemen arabadan indim ve evin kapısına kadar getirmekle kalmayıp zili çaldı. Ben ise ona şaşkınlıkla baka kaldım annem' in kapıyı açtı bir bana bir de Poyraz hocaya baktı. Annem alnımı görecek olacaktaki, endişeyle:
" kızım sana ne oldu? " dedi
" sakin olun hanımefendi, sadece ufak bir kaza. "
Ufak bir kaza mı?Bu biraztartışılır.
" bu arada ben, kızınızın İngilizce ve sınıf hocasıyım bugün bir geziye gitmiştik, kızınız orda bir kaza geçirdi ama önemli birşeyi yok hastaneye gittik sadeceayağıburkuldu. ve buda kremi." dedi ve elindeki poşeti anneme uzattı annem, poşeti aldı ve :
" gerçekten çok teşekkür ederim , sizin gibi ilgilenen bir hoca olamaz dı galiba." dedi.
'Abartma anne istersen' diyesim vardı.
" kızım, hocana teşekkür ettin mi? "
Teşekkür ne kelime anne, bana bunları yaşattığı için ödül vermeliyiz bence.
" kızınız, teşekkür etti buaradaben: Poyraz Karabulut " dedi ve anneme elini uzattı :
" bende, Derin 'ın annesi Mehtap. "
Dedi ve el sıkıştılar ben ise sadece bakıyordum annem bi olanları bilse böyle gülermiydi acaba çok merak ediyorum.
Annem, Poyraz hocayı eve davet etti ama o kabul etmedi işleri varmış artık, ne işi varsa ?
Poyraz hoca, gittikten sonra annemle birlikte içeri girdik.
