Dizlerimin üstünden kalktım ve çığlığın geldiği yere doğru koşmaya başladım.
- DERİN ' İN AĞZINDAN -
Dengemi kaybetip yüz üstü yere düşmemle acı çığlığımı attım.
Sağ ayak bileğim gabila burkulmuştu ve çok acıyordu. Alnımdan sıcak bir şey aktığını hissedince elimle alnıma dokundurup baktığımda alnımında kanadığı anladım.
Poyraz hoca koşarak yanıma geldi, dizlerinin üstüne çöküp bana sıkıca sarıldı ve:
" özür dilerim meleğim! " dedi.
Özür dilemesi umrumda değildi çünkü ona hâlâ kızgınlığım geçmemişti.
" bırak beni! " diyerek onu geri ittim.
Geri çekildi, alnımın kanadığını görünce cebinden mendil çıkartıp nazikçe silmeye başladı. Elini ittim, ama yine silmeye devam etti ve bana hiçbir şey söylemedi.
Gözleri ' de hafif dolmuş gibiydi.
" canımı neden yakıyorsunuz? " diye sordum.
Gözlerimin içine baktı ve:
Ağlamaklı çıkan bir sesle" özür dilerim! " dedi. Ve daha fazla kendini tutamadıki gözlerinden yaşlar süzüldü. O an kalbimin acıdığı hissettim. Benim canımı her ne kadar yaksa bile onun ağlamasına asla izin vermem. Ellerimle yanaklarından akan yaşlarını sildim ve:
" ağlama! " dedim.
" ben, aptalın, geri zekâlı, hayvan herifin tekiyim! Senin canını yaktım! Ama inan istemiyerek oldu! "
Ona, bakmayarak, kalkmaya çalıştım.
Poyraz hoca belimden tutup beni hızlıca kucağına aldı .
" indir beni! "
Sert bir sesle: " seni bu hâlde indiremem ! " dedi.
Bende bu anın tadını çıkarak ellerimi boynuna sarıp, başımı da göğsüne koydum.
***********
Araba nın yanına gelmiştik.
Poyraz hoca beni yavaşça kucağından indirip arabanın kapsını açtı ve beni yavaşça koltuğa otutturdu. Kapıyı örttükten sonra, kendide arabaya binip çalıştırdı hiç konuşmuyordu ama hâlâ sinirli görünüyordu. Arabanın camını açtı ve cebinden sigarayı çıkarıp içmeye başladı ben ise cebimden gizlice telefonu çıkarttıp Sevgi' ye kısa ve öz
" kanka ben iyim beni merak etme "
mesajı attıp , telefonu cebime koydum.
Poyraz hoca yola bakarak :
" iyi misin ? " diye sordu.
İyi ne kelime, bu olaylardan sonra çok iyiyim .
" hayır değilim! " dedim.
Ve camdan dışarıyı izlemeye başladım Poyraz hoca cebinden telefonu çıkardı ve gezideki hocayı arayıp durumu bildirdi ve tekrardan telefonu cebine koydu .
" iyi misin ? " diye tekrar sordu.
" neden durup, durup aynı şeyi soruyorsunuz hocam? Bu başıma gelenler sizin yüzünden, iyi olmamı isteseydiniz bunları yapmazdınız. " diyerek sesimi yükselttim.
Poyraz hoca elindeki sıgarayı camdan dişarı firlattıp, ani fren yaptı ve yine ön cama yapışmamak için kendimi zor tuttum .
Poyraz ellerini direksiyon dan çekti ve bana doğru dönerek:
" hocam ve sizin? " dedi.
Şuan gözlerinden ateş fışkırıyordu yine canımı yakıcak diye korkmaya başladım ve bunu bile, bile ona cevap vermeye devam ettim.
" size, ne dememi bekliyorsunuz? Siz benim hocamsınız ? "
" bunu bana neden yapıyorsun ? "
" neyi, yapıyorum hocam? "
" canımı yakmayı! "
" bunu siz, söylüyor olamazsın asıl benim canımı siz yakıyorsunuz hocam! "
" bana hocam deyip, deyip durma! "
dedi ve aniden kolumu sıkmaya başladı ve kolumu ondan çekmeye çalıştım ama o izin vermiyordu.
" şuan bile benim canımı acıtıyorsunız hocam! " dedim
Poyraz hoca birden elini kolumdan çekti.
" lanet olsun" dedi. Ve arabayı tekrardan çalıştırdı o kadar hızlı sürüyorduki korkudan emniyet kemerine tutundum ama kendim kaşınmıştım.
- 1 saat sonra -
İki saatlik yolu Poyraz in hızıyla ve kestirme yollardan 1 saate hastaneye gelmiştik.
Poyraz arabadan indi ve benim kapımı aççıp, kaşları çatık bir hâlde bana elini uzattı ve:
" bana elini ver! " dedi.
" ben, kendim inerim! "
Poyraz hoca uzattığı eli yumruk hâlde sıkarak, geri çekti. bende ayağımdaki acımı belli etmemek için elimden geleni yapıp yürümeye başladım.
Hastaneye girer girmez Poyraz hoca beni hızlıca kucağına aldı.
" napıyorsun ? İndir beni! "
" canın acıyor, ama sen inadın yüzünden yardım istemiyorsun ? "
" evet, sizden yardım istemiyorum indirin beni! "
***********
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası Öğretmen (DÜZENLENECEK )
Ficção AdolescenteNeden mi herkes bize karşıydı, çünkü yasak olan bir aşkı yaşıyorduk. TEKRAR YAYINDA VE DÜZENLENECEK.