•1 Hafta sonra•
Evi alt üst yapmadığın tek bir yer bile kalmamıştı. Nedeni ise kaybettiğim telefonum yüzündendi. Daha doğrusu nereye koyduğumu unutmuştum. Bu durumu sadece ben yaşamıyorum değil mi?
"Abla telefonunu mu arıyorsun? " demesiyle hem Masala hemde elindeki telefonuma baktım.
"Arıyordum ve sen bulmuşsun. " dedim ona doğru yaklaşarak. "Telefonumu alayım." dedim elimi telefonumu tutan eline doğru uzatarak.
"Bir şartla abla. " dedi sinsice gülüp telefonumu arkasına saklayarak. Çıkarcı! Öfkeme hakim olmaya çalışarak,"Nasal senin yüzünden okula geç kalacağım, uzatma da ver telefonumu. "
"Bir şartla dedim abla." dedi ısrar ederek.
"Başlatma şartına." dedim elimle saçlarına uzanmaya çalışarak ama hemen benden kaçtı.
"O zaman telefonunu unut abla.
"Tamam şartın ne?" dedim bıkkınlıkla. Başka bir zaman olsa onunla baş edebilirdim ama okula geç kalmak istemiyordum.
"Bana ödevlerimde yardım edeceksin." dedi zaferle.
Genelde sıkıcı ödevlerine hiç yardım etmiyordum ama konu telefonum olunca "Tamam. " demek zorunda kaldım. "Ver artık telefonu." dedi ve yanıma gelerek bana uzattı hızlıca elinden alarak, 'bu burada bitmedi bakışı' attım o ise zaferle gülüyordu. Ağzının ortasına bir tane vurmak istesemde, hiçbir şey demeden hazırlanmak için odama çıktım.
🍃
Her zaman buluştuğumuz parkta da Yağmur'u bekliyordum ve o her zamanki gibi beni bekletiyordu. Beklemekten ve bekletilmekten nefret ediyordum. Yağmur'un görüş Alanıma girmesiyle, "Kök salmama az kalmıştı." dedim bağırarak laf sokarak. Yağmur hızla yanına geldi ve beni öperek,"Anca hazırlanabildim biliyorsunki senin gibi makyaj yapmadan evden çıkmıyorum."
"Makyaj yapmaya ihtiyacın yok Yağmur." dedim gerçekçi olarak.
"Farkındayım." dedi kendini överek. "Ama alışkanlık işte."
"Hasbam." dedim gözlerimi devirerek ve okula doğru okula doğru yürümeye başladık. Yağmur' da kıkırdayarak koluma girdi.
Okula varmamız tahminimce on beş dakika sürmüştü. Hızlıca sınıfa çıkıp her zamanki yerimiz olan en arka cam kenarı sıramıza oturduk.
İçeriye yan sınıftan Ecem nefes nefese girdi ve," Melis 11- B sınıfındaki Aslıyla kavga ediyor ve Melis dayak yiyecek.*
Melis bizim sınıftandı ve ondan pek fazla haz etmesemde düşman sınıfınız olan 12-B yem edemezdim o yüzden bütün kızlar olarak apar topar 11-B sınıfına girdik. Melis'in etrafında 7 kız toplanmıştı ve sınıftaki erkelerde keyifle onları izliyordu, bizim sınıfın erkekleride o haldeydi. Sınıfa girmiştik ama bizim kızlardan hiç bir atak yoktu anlaşıldığı üzere kavga etmeye değil sadece izlemeye gelmişlerdi ama ben bu işe bir el atmalıydım. Tam onlara doğru ilerleyecekken Yağmur beni durdurdu.
"Bana bak sakın kavga edeyim deme, zaten disiplin suçun var. "
"Şun 11- E ' nin kızlarının gücü söz konusu. " dedim ve kızların yanına gitim.
"Olay nedir?" dedim Melis 'e bakarak diğerlerinin ne diyeceği beni alakadar etmiyordu.
Melis de benden haz etmezdi ama ona arka çıkacağımı anladığı için çaktırmadan gülümsedi ve tam cevap verecekken, "Sanane sen niye karışıyorsun kızım?" dedi atarlanarak. Bunu diyen çakma ergen bir sarışındı yani Aslı'ydı. İlk önce ona dik dik baktım ve "Canım istedi. " dedim meydan okurcasına.
"Canın istediğin herşeye karışamazsın. Özelliklede benim ettiğim kavgaya yoksa canın yanar." dedi imalı imalı öneride bulunarak. Bu kız benden yediği dayakları unutmuş olmalıydı ya da saçındaki çakma sarı boya beynini yakmıştı her neyse öylede böylede benden yine dayak yiyecekti.
"Önerilerin için teşekkürler ama." dedim kaşlarımı havalandırarak. Şuan bütün herkes nefeslerini tutmuş bizi izliyordu, tek bir ses bile çıkmıyordu. Aslı alık alık bana bakarken saçından tuttuğum gibi yere fırlattım. Bizim sınıf alkışlamaya başlarken Melis, "ohh, canıma değsin. " diyerek güldü. "Bunu senin için yapmadım aptal." dedim ona bakarak. Melis'in yüzü düşerken Aslı'nın arkadaşları onun başının etrafında toplanındı. Yazık Aslı'ya. O sıra sınıfa yakışıklı bir o kadar da havalı görünümlü esmer bir erkek girdi ve ve "Çıkın sınıftan. " dedi otoriter bir sesle.
"Sen kimsin?" diye sordum ama bana dik dik bakmakla yetindi. Cevap vermediği hâlde, "Yoksa kızın sevgilisi misin? " diye sordu Melis.
"Hayır değilim. " demesiyle, "o zaman karışma. " dedim nazikçe.
"Karışırım." dedi inatla ve bana doğru yaklaştı.
Ona meydan okurcasına baktım ve tam cevap verecekken hoca sınıfa girdi ve,"Çıkın dışarı!" diye gürlemesiyle sınıftan çıkmaya başladık. Esmer erkeğe bakmağımla göz göze geldik ama sınıftan dışarı çıkmağımla bakışmamız son buldu.
Melis yalaka bir tavırla "Harikaydın Derin. " dedi.
"Bir daha dayak yiyeceğin kavgalara girme Melis. " dedim ve sınıfa girdik. Herkes yerlerine geçerken hâlâ hâlâ edilen kavgayı konuşuyorlardı ve ders başlamasına rağmen hoca hâlâ gelmemişti ve bu da ders boş demektir yinede emin olmak adına sınıftan Arif'i dersin hocasına bakması için gönderdik ve gelmesini bekledik. Bir kaç dakika sonra Arif geldi ve sevinçle,"Hoca yok."dedi. Bütün sınıf seviçle bağırırken daha doğrusu anırırken bende her boş derste olduğu gibi akıllı tahtatan bir şarkı açtım ve öğretmenler masasının üstüne Yağmur'uda ikna ederek birlikte çıktık ve şarkı söylemeye başlarken sınıfta bize eşlik ediyordu
"Olan var , olmayan var kıskanırlar yüreği sevginin... " diye ben bağıra bağıra şarkıyı söylerken bir anlığına sınıfta sessizlik oldu ama ben aldırış etmeden şarkıyı söylemeye ve dans etmeye devam ettim. Yağmur'un beni üst üste dürtmesiyle durup etrafına bakmaya başladım ve görüş alanıma kapının önünde duran öfkeli müdür yardımcısının girmesiyle kala kalırken gözüm hemen yanında duran takım elbiseli adama kaydı.
Kaşları çatık bir hâlde bana bakıyordu ama bu adam... Bu işte bir terslik vardı bir dakika, bir dakika bu adam bir hafta önce bisiklet kazası yapmama sebep olan ruh hastası adamdı.
Lanet olsun.
🍃
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası Öğretmen (DÜZENLENECEK )
Ficção AdolescenteNeden mi herkes bize karşıydı, çünkü yasak olan bir aşkı yaşıyorduk. TEKRAR YAYINDA VE DÜZENLENECEK.