Daha okula başlayalı bir hafta olmuştu ama ben hala okula alışamamıştım. Yağızlada oraya ilk geldiğim kadar fazla konuşamıyordum. Hep işi oluyordu yada meşguldü. Ben tek takılıyordum bazen Doruk bana sataşıyordu ve çok sıkılmıştım sataşmalarından. Ne kadar söylesemde bana sataşmaya devam ediyordu. Doruk kim diyeceksiniz şimdi. O benim ilk gün yanında oturduğum kişi.
Okula gittiğimde kimse yoktu sınıfta. Birden telefonum çaldı. Arayanun Yağız olduğunu düşünerek hemen telefonu elime aldım. Birde ne göreyim yaklaşık bir aydır beni umursamayan annemdi. Herhalde yeni fark etti yok olduğumu. Cevap vermeden kapattım. Artık onlarsızda iyiydim. Ders biyolojiydi. Öğretmen dersi anlatırken ben de annemin neden aradığını düşünüyordum. Ya başına bir şey gelmişse. Yok ya kocası ona iyi bakıyodur.
Tenefüste dışarı çıkıp bi hava alayım dedim. Bankta otururken tine Doruk geldi.
--Ne düşünüyorsun? Yine o çocuğu mu?
--Hayır.
--O zaman beni mi?
--Seni asla düşünmem ben tamam mı? Yalnız kalmaya ihtiyacım var gider misin?
--Olmaz. Burada sessizce bekliycem. Seni rahatsız etmem.
Rahatsız etmiyordu ama bana sürekli bakıyordu. Bu konuşmasından dahada çok rahatsız ediyordu. Banktan kalkıp sınıfa doğru gitmeye başladım. Okuldan sonra tekrar annem aradı. Bu sefer açtım çünkü ne diyeceğini merak etmiştim.
--Alo Azra kızım. Senin için ne kadar endişelendim bilemezsin. Neredesin söyle oraya geleyim.
--Olmaz gelme. Ben burada sizsiz çok iyiyim. Endişelenmene gerek yok.
--Kızım babandan boşandıktan sonra çok yalnız kaldım. Lütfen geri gel. Korkuyorum bir başına.
Demekki benim sözlerim ben gidince değerli olmuştu. Ben gidince sözün dinleniyordu.
--Banane boşandıysan ne yapabilirim. Bensiz iyisindir. Hem ben gidince daha iyisinizdir kesinde boşanmamışsındır. Gelmem için söylüyorsundur.
Diyerek telefonu kapattım. Bane hem ne yapıyolarsa yapsınlar. Oraya giderken Yağızı gördüm. Yanına gidip arkasıdan korkuttum.
--Ödümü koparttın.
--Yapmak istediğimde oydu zaten.
--Neden böyle geç gidiyorsun hiç geç kalmazdın.
--Biraz dolaştım canım çok sıkılıyordu.
--Söyleseydin beraber gezerdik. Dahada çok sıkılırsın öyle.
--Yok iyiydi. (Sesiz) Alışkınım nede olsa.
--Ne dedin.
--yok bir şey.
Varınca çantamı bırakıp dışarı çıktım. Almam gereken şeyler vardı. En yakın markete gittim. Eşyalarımı alıp geri döndüm. Yağızın yanına giderek geometride anlamadığım bir yeri anlatmasını istedim. O da kabul etti. Defterimi alıp onun odasına gittim. O anlatırken fazla dikkatimi veremiyordum derse. Çünkü ona bu kadar yakınken ondan başka bir şey göremiyordum. Hiç bitmesin anlatması diye düşünüyordum. Ama bitmişti bile. Bir şey anlamasamda onun anlatması çok iyi gelmişti bana bu gün olanlardan sonra.
Sabah bu günün her zamankinden daha iyi geçmesi dileğiyle uyandım. Çantamı alıp dışarı çıktım. Bugün okula Yağızla gidecektik. Dişarı çıktığımda beni bekliyordu. Biraz yürüdükten sonra bi anda önümüze annem çıktı. Bi anda duraksadım olduğum yerde kaldım. Neden buradaydı? Yoksa burada olduğumu biliyor mu.
--Azra ne oldu neden gelmiyorsun?
Onun sesi bile annemden gözlerimi almama yaramadı. Hala şaşkındım. Boşanmışlarmı gerçektende. Buraya mı taşındı???
ARKADAŞLAR ÜZGÜNÜM DİĞER BÖLÜM BİRAZ DAHA SONRA ÇIKACAK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GÜLMEYİ ÖĞRET
Teen FictionHerkezin hayatı birbirine benzemez aynı benimki gibi... Benim hayatımda gülmek yok. Onun yerine ağlamak var. Ama ben hayatımın bir gün değişeceğine inanıyorum. Ve bunu sadece "O" yapabilir.