İzimizi kaybettirdiğimiz zaman durup bir soluklandık. Kafamı kaldırıp babamın yüzüne baktım. Nefes alış verişi çok hızlıydı. Ona baktığımı anlayınca.
--Bakma öyle.
--Baba.
Ona uzun zamandan beri böyle seslenmemiştim. Hep o adam derdim. Babamda bu sözü duyunca soluklanmayı bırakıp bana doğru baktı.
--Ne dedin?
--Baba. Neden daha önce böyle bir şeyin olduğunu söylemedin? Belki sana yardım edebilirdik.
--Annenin öğrenmesini istemedim. Öğrenirse beni daha küçük görecekti.
Her aslanın içinde bir kedi yavrusu varmış demek. Babam aslında göründüğü gibi değilmiş.
--Artık öğrendiğimize göre yardım edebilir miyiz peki.
--Olmaz bunu tek başıma halletmek istiyorum.
Yaslandığı duvardan kalkarak yürümeye başladı. Öğretmeninden azar işiten bir çocuk gibi kafasını eğmiş yürüyordu. Babamı hiç önceden böyle görmemiştim. Sanki daha farklı biriydi. Artık o yere de gidemezdim. Eğer gidersem bana bir şey yaparlardı. Bunu biliyordum.
--Azra artık bizim yanımıza gelme vaktin geldi sencede öyle değil mi?
--Yani... Evet. Ama eşyrlarım hepsi orada kaldı.
--Boşver çantan burada nasıl olsa sen okuluna devam et evde iki üç bir şey vardır.
--Tamam.
Babamın arkasından yürümeye başladım. Onu takip ederek eve ulaştık. Eve vardığımızda babam tam anahtarı çıkardıktan sonra annem kapıyı açarak boynuma sarıldı.
--Kızım neden daha önce gelmedin.
--Anne boğuyorsun çekil.
Annem boynumu bırakınca içeriye geçtim. İlk önce odama girdim. Her şey aynıydı sanki beni beklermişcesine. Çantamı bırakıp oturma odasına gittim. Annem bir bardk su getirmişti içerek birazda olsa serinledim. İkiside sanki yeni insan görüyormuşcasına bana bakıyorlardı.
--O kadar güzel olduğumu bilmiyordum. Bakarak eksitceksiniz. Çekin şu gözlerinizi.
Annem gülerek:
--Ne yapayım güzel kızıma bakmayalı çok olmuş.
Birazcık sohbetten sonra yatmaya gittik. O akşam evde rahat yatağımda yatarken çok mutluydum. Çünkü artık o eskimiş ve pis odada değildim. Sabahleyin kalktığımda mutfaktan çok güzel kokular gelitordu. Herhalde ben gidince bazı şetler epeyce değişmişti. Üstümü giyip mutfağa gittim.
--Anne ben gidince aşçılık kursuna falan mı gittin?
--Ben öncedende biliyordum sadece yapmıyordum.
--Keşke yapsaydın.
Babamda gelince yemek yemeye başladık. Kahvaltıdan sonra okula gittim. Okulun kapısında dün bizi kovalayan adamlar bekliyordu. İykide şapkamı her ihtimale karşı yanımda taşıyordum. Kafama takarak içeriye geçtim. Neyseki farketmediler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GÜLMEYİ ÖĞRET
Novela JuvenilHerkezin hayatı birbirine benzemez aynı benimki gibi... Benim hayatımda gülmek yok. Onun yerine ağlamak var. Ama ben hayatımın bir gün değişeceğine inanıyorum. Ve bunu sadece "O" yapabilir.