9.Bölüm

39 12 1
                                    

Ben çıkktıktan sonra annemde çantasını toplamış arkamdan koşarak:

--Azra kızım yanlış anladın.

--(bağırarak)Daha neyi anlatma çalışıyorsun?

Koşarak oradan uzaklaştım. Ondan kurtulmuştum ama kendimi hiç bilmediğim bir yerde buldum. Hava kararmaya başlamışdı. Yere çöküp ağlamaya başladım. Birden bir ses:

--Azra neden ağlıyorsun?

Dedi. Kafamı çevirip baktığımda o Yağızdı. Ayağa kalkıp ona sarıldım.

--Azra ne oldu neden ağlıyorsun?

--Sadece sessizce biraz böyle kalalım.

Biraz sonra beraber yürümeye başladık.

--Sen vuraları biliyor musun?

--Tabi çünkü burası evin arka tarafı. Sen bilmiyor muydun?

--Hayır belkide hiç buraya gelmediğimdendir.

--İstersen biraz gezelim. Hem sende kendini daha iyi hissedersin.

--Olur.

Biraz gezdikten sonra bir parkta oturduk. Yağız içecek bir şeyler alıp geldi. Biraz konuştuktan sonra eve gittik. Sonraki gün kendimi daha iyi hissediyordum. İlk önce yüzümü yıkayıp aynaya bakarak "Bundan sonra daha iyi olacak" dedim ve hazırlanıp aşşağıya indim. Yağız beni bekliyordu.


--Daha iyi hissediyor musun?

--Tabi neden ki.

--Dün ağ-

--Ben dün olanları unutalı baya oldu.

Okula gittiğimde sıradan okul günleri başladı. Normal insanlar gibi okula gidip dersimi dinliyor ve çalışıyordum. Bir hafta böyle normal ve sakin geçti. Buna alışmıştım ki yine bir sabah evden çıkmış okula gidecekken bu sefer babam geldi. Onu görmezden gelerek yoluma devam ettim.

--Azra sen burada mı kalıyorsun?

Arkamı dönerek:

--Evet neden?

--Burası benim bir zamanlar takıldığım yer. Burada kalamazsın.

--Neden? Burada sizinle olduğumdan daha iyiyim. Hem sanane.

--Burada kalamazsın burası çok kötü bir yer.

Birden içeriden patronun korumalarından olan Remzi abi çıkarak babamın yanına yaklaştı. Kötü bir sırıtmayla:

--Ooo Ahmet sen buralara gelir miydin? Gelmeyeli çok oldu.

--Babamı tanıyor musunuz?

--Tabi baban bizim burada en çok takılan ve borç yığını olan kişilerimizden.

--Baba sen burada mı takılıyordun?

--Kızım bir daha buraya gelme sana kötü bir şeyler yapabilirler.

Derken babamın kolundan tutarak içeriye götürdüler. Patronun odasına götürdüler. Gördüklerime inanamamıştım. Ne yani babam burada mı takılıyordu bir zamanlar. Hiç düşünmeden kapıya doğru ilerledim ve vurarak "babamı bırakın" diye bağırmaya başladım. İçeriden ne bir ses çıkıyordu ne de bana durmamı söylüyorlardı. Birden yanıma Yağız yaklaştı.

--Azra burada ne yapıyorsun kapıyı kıracaksın. Okula gitmiyor musun?

--Babamı aldılar bir şey yapmazlar dimi.

--Suçsuzsa neden yapsınlar ki. Bir şey olmaz.

--Ama babam bir ara burada takılıyormuş ve borçları varmış.

--Bir şey olmaz uyarırlar parayı vermelerini isterler. Hadi okula gidelim.

--Olmaz sen git ben babamı bekliycem.

Yağız gittikten sonra kapıya bir kaç kez daha vurdum ve içeriden bir adam çıkıp:

--Patron seni istiyo. Bırak artık kapıya vurmayı.

İçeri girdiğimde babam yerde diz çökmüş bir vaziyetteydi. Dudağının yanında yara izi vardı.

--Şimdi seni buraya neden getirdiğimizi anladın mı küçük hanım?

--Kızıma bir şey yapmayın onu bırakın gitsin. Size en kısa zamanda paranızı veririm.

--Daha ne kadar söyleyeceksin bu sözleri.

Demekki babam onun için annemin bütün parasını alıyordu. Şimdi her şeyi anlıyordum. Taşlar yerine oturmaya başlıyordu. Ama bu para ne kadar büyüktüki bir türlü bitmedi.

--Parayı getirecem dedi bıraksana işte.

--O öyle olmaz küçük hanım.

--Nasıl olmaz ya? Zaten az az getiriyordu.

--Dışarı çıkarın şu kızı çok dırdır etti.

Korumalardan biri kolumdan tutup dışarı attı. Birkaç dakika dışarıda bekledikten sonra babam içeriden bir hışımla çıkıp koşmaya başladı. Nasıl çıktı acaba?

--Koş. Azra koş.

İlk defa babamla böyle bir olay yaşıyordum. Babamla böyle koşuyordum. Birinden kaçıyor olsam bile.

BANA GÜLMEYİ ÖĞRETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin