Birkaç saat sonra Uludağa varmıştık. İlk önce öğretmen bize kalacağımız odaları gösterdi. Ben Sıla ve Zeyneple aynı odada kalıyordum. Bavulumu yukarı çıkartıp yerleştirdim. İşim bitince montumu giyip aşşağıya indim. Kafe bölümüne giderek sıcak çikolata aldım ve masaya oturdum. Dışarıyı izlerken yanıma Doruk geldi.
--Ne bu hal. Buradada böyle olcam deme. Eline böyle bir fırsat bir daha geçmez hadi kaymaya.
Fikrimi bile sormadan kolumdan tutarak çekti. Kayak yapmak için malzemeleri alınca dağın en uc kısmına gitmek için telefeliğe bindik.
--Neden böylesin?
--Hiç.
--Hiç mi? Bana söyleyebilirsin. İstersen içindeki herşeyi dök. Duvarın olurum senin.
--Gerek yok. Hadi inelim geldik.
İlk defa kayak yapacağım için hiçbir şey bilmiyordum. Doruktan yardım istedim. Yardımıyla bazı kayak duruşlarını öğrendim. İlk olduğu için korka korka kendimi yokuşa bıraktım. Hemwn arkamdan Doruk geldi. Pekte korktuğum gibi değildi.
--wow. İlk seferin olduğuna emin misin?
--İyi miydim.
--Tabiki.
--O zaman hadi bir daha kayalım.
Olanları Doruk sayesinde unutmuştum. En tepeye çıkınca tam kayacakken Yağız'ı gördüm. Yanına gidecekken biriyle olduğunu farkettim. Olsun yinede yanına gittim. Yine o kızla birlikteydi.
--Yağız sende mi buradasın?
--Evet. İlk seferin olduğunu söylemiştin. Sana öğretmemi ister misin?
--Gerek kalmadı bana Doruk öğretti.
--Hımm. O zaman aşşada görüşürüz.
Yanındaki kızın elinden tutarak kaymaya başladılar. Bende kaydım. Akşam vakti olunca içeriye girdik. Baya üşümüştüm. Odama çıkıp kalüfere yapıştım. Odaya gidince içeride Sıla yalnız başına oturuyordu.
--Sıla neden oturuyosun?
--Ben böyle şeyleri sevmem. Burada oturmak, müzik dinlemek, kitap okumak daha eylenceli.
--Onları evdede yaparsın. Yarın sende gel. Beraber kayalım.
--Yok teşekkürler.
--İyi sen bilirsin.
Biraz sonra Zeynepte geldi. Zaten akşam olmuştu herkez yatmaya gitti. Sabah öğretmen herkezi topladı. Bize güzel bir kahvaltı hazırlatmıştı. Kahvaltı yapıp dağıldık. Bugünün tadını çıkarmalıydık çünkü bu akşam gidiyorduk.
--Doruk bugün kaymıyo muyuz? Gitmeden eylenelim.
--Sen istersinde kaymaz mıyız? Tabi.
Bugünde çok eylenmiştik. Ama ne yazıkki artık gitme vaktiydi. Herkez bavullarını aldı ve otobüse bindik. Geldiğimizde akşam olmuştu. Yağızla beraber eve gittik. Odama çıktığım gibi uyumaya başladım. Sabah yine okul zamanıydı. Neden bu sıkıcı okula gitmek zorundaysam. Çantamı koluma takıp dışarı çıktım. Biraz yürüdükten sonra bana bağıran kişinin kim olduğuna bakmak için arkamı döndüm. Yüzsüz kadın yine gelmişti. Belli etmemeliydim.
--Günaydın kızım.
--Günaydın.
--Okula mı?
--Evet.
--İki gündür seni göremedim neredeydin.
--Uludağa kayak yapmaya gittik. Okulla. Ben geç kalıyorum gitmem lazım.
--O tamam ben seni tutmıyım git.
Her gördüğümde sinir oluyorum. Bide hiçbir şey olmamış gibi geliyo. Yüzsüz. Okula vardığımda ders başlamıştı bile. Düşüne düşüne gelince bu olur işte. Hemen koşarak sınıfa çıktım.
--Geç kaldığım için özür dilerim.
Diyerek yerime geçtim. Herhalde yine sıkıcı hayatım devam ediyor. Yada ben öyle hissediyorum. Dersten sonra Yağızla beraber kantine inip içecek bir şeyler aldık. Bir yerde oturup içmeye başladık.
--Neden sabah erkenden geldin? Beni beklemeden.
--Bir işim vardı. O yüzden. Sen uetişebildin mi?
--Hayır.
Oluşdan sonra annem yine gelmiş beni bekliyordu.
--Yağız sen gir ben gelicem.
O içeriye gelirken bende annemin yanına gittim.
--Gel kızım şöyle bir yerlere oturup konuşalım.
--Burada söyle.
--olmaz.
Beraber bir kafeye gittik. Kahvelerimizi sipariş edipÜ bir yer oturduk. Annem kekelemeye başladı. Ne dediğini anlamıyordum.
--Ne diyorsun düzgün söylesene.
--Kızım... Şey kızma veya fazla tepki gösterme... Biz... Yani babanla...
--Ne diyosun anlamıyorum. Yeni konuşmayıda öğrenmedin ki. Düzgünce anlatır mısın?
--Tamam tamam. Azracum benimle beraber yaşamak ister misin?
--İkimiz tek mi?
--Hayır.
--O zaman kiminle. Yoksa tekrar mı evleniyorsun?
--Hayır yok öyle bir şey.
--O zaman.
--Babanla... Tekrar birleşicez.
Sinirli bir şekilde elimi masaya vurarak ayağa kalktım.
--Sanki ayrıldınız da. Beni yine saf yerine koycaktınız dimi. Ama ben izin vermem.
Diyerek kafeden çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA GÜLMEYİ ÖĞRET
Teen FictionHerkezin hayatı birbirine benzemez aynı benimki gibi... Benim hayatımda gülmek yok. Onun yerine ağlamak var. Ama ben hayatımın bir gün değişeceğine inanıyorum. Ve bunu sadece "O" yapabilir.