'Azap'

2.2K 127 41
                                    

Olumsuzluklar vardır sizi tıkayan önü bir türlü ugraşsanda açılmayan yol vermeyen her an düşecekmişsiniz gibi önünüze uçsuz bucaksız uçurumlar bırakan sizi tuttugunu sansanız bile her an sizi o uçsuz bucaksız uçuruma itecegini bildiginiz o insanlar vardır her anınızda eli sırtınızda ölümün kucagında sizi o uçurumun dibinde altından ellerle bogmak isterken onlarken kaçamazsınız..

İşte benim hikayemde tam burada başlıyordu..
Kaçarak uzaklaştıgım o uçurumlardan bile bile nasıl da geri dönmeyi göze almıştım buna ben bile inanamıyordum aklımı kaybetmiştim herhalde..

2 hafta geçmişti bu koca konakta benden ve hizmetlilerden başka kimse yoktu , hanımagamız birkaç günlügüne izmire ablasının yanına gitmişti , mirza agamız ise yurt dışına iş seyahatine çıkmıştı ne zaman dönecegi belli bile degildi.

Resmen konagın kapısına 2 tane koruma dikerek beni bu lanet olası konaga mahkum etmişti tek yapabildigim bahçede hava aldıktan sonra odama çıkıp dinlenmekti eski hayatımı o kadar çok özlemiştim ki her gece sessiz sessiz aglamaktan bıkmıştım gözlerimin altı mosmor olmuş ve şişmişti , evdeki hizmetliler beni her gördügünde yüzüme kös kös bakıyorlardı artık herkesten tiksiniyordum hiçbirini çekemiyordum kurtulmalıydım artık mirza aganın cehenneminden...

Sessizlik hüküm sürüyordu ama ardından bir tiz çıglık kopuyordu yüregimin en derinlerinden çocuklugumu bastıramadıgım o ince tiz çıglık kopup geliyordu içimden dur diyordum ama durmuyordu çıkmak için can atıyordu parçalıyordu bütün organlarımı yırtıyordu bogazıma kadar dayanmıştı bastırmasam çıkacaktı , çıktıgı an  yakacaktı sanki bütün bogazımı bir acı bırakacaktı benim alıştığım acıların kat be katıydı bu acı bu seferde parçalamak için geliyordu içimdeki çıglıga fırtınaya artık dur diyemiyordum büyüyordu gitgide büyüyordu durmuyordu çok az kalmıştı çok az..

Gözümü ateş yüreklerime çıglık dolmuştu kalbim gögüs kafesimden fırlayacak ikimizide fırlatacak bir güce sahipti sanki volkan olmuş bedenim bir damla su arıyordu ama bulamıyordu şuan o bir damla su bile yetmeye bilirdi dur durak olmayan bedenime..

Kabarmış denizlerle , durdurulamayan volkanların savaşı gibiydi gülüşünün yuvası , kıyısı , o yanaklarındaki çukurlukları ama biliyorduk o ateşti ben barut ve ateşle barut hiç bir zaman yan yana duramazdı kanun gibiydi artık alnımıza yazılan kara bir kanun başlarsan dönüşü olmayan kabus gibi uçurumlara adım attıran bir kanun...

Yatagın başlıgına yaslanmış dizlerimi karnıma çekmiş bir öne bir arkaya sallanıyordum gözlerim bir yere takılmıştı yine boguluyordu orlarda kurtaranı yoktu galiba şuan , aklım desen eski hayatında toz pembe hayallerinde takılı kalmıştı ondan da hayır yoktu artık bana , geriye kalan tek şey benligimdi şuan o bana muhtaç bense oda deliydim böyle tamamlıyorduk birbirimizi..

Düşüncelerim ise şuan morga kaldırılmıştı gülüşlerimle birlikte , ah ne özlemiştim yangın yeri olan gülüşlerimi kahkahalarımı insan kendi kahkahasını özler mi demeyin özlermiş işte tebessüm etmeme bile bu hayatı zindan etmiş insanlar bir kahkahama neler yaparlardı kim bilir..

Hepsini kadife pembe kutuma koyup üzerine kilit vurup tozlu raflara kaldıralı çok olmuştu bidaha asla agzını açmaya cesaret bile edemeyecegim kadife pembe kutuma gülüşlerimi emanet edip en üst raflara kaldırmıştım..

Her şey bir film şeridi gibi gözümün önünden akıp gidiyordu bir yerlerde durdurmak istiyordum filmimi durmuyordu çok hızlı ilerliyordu geriye sarmak istiyordum annemin babamın oldugu bölüme saçlarımı okşayıp 'güzel kızım bunlar da geçecek 'dedikleri bölüme geri almak istiyordum ama olmuyordu yapamıyordum hep sarpa sarıyordu her şey sanki bütün hayatım üstüme oynanıyordu oyun gibi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BERDELMİŞ ! Devam edecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin