^28.Bölüm^

174 14 0
                                    

Bölüm Şarkısı; Alex Band- Only One

Hayatın sizi nasıl bir boyuta taşıyacağını bilemezsiniz. Mesela şuan belki de son nefesini alabilirsin ya da son kez sevdiğin kişiyi görebilirsin. Bunlar hayatın sıradanlığından çok gerçekleriydi, tıpkı Pusat'ın haftalar sonra beni aramasını beklememem gibi. Yağmuru izlediğim pencereden ayrılıp orta sehpanın üzerinde çalıp duran telefonuma uzandım. Hiç ara vermeden aramaya devam ediyordu ve çıkan ses sinirlerimi bozmaya yetmişti.

"Ne var Pusat?" cevap vermeden uzun bir süre soluklanmasını dinletti. Nefes alışverişleri düzene girecek gibi değildi. Neler oluyordu? 

"Pusat iyi misin? Pusat!" birkaç defa öksürdü ve nihayet konuşabildi.

"Boku yedik." iki kelime dokuz harflik cümle soğuk duş etkisi yaratırken sakin kalmaya çalışıp yerimde durmaya çalıştım ama başaramadım. Koltuktan zıplayarak kalktığımda otomatikman da salonun ortasında turlamaya başladım.

"Neredesin sen? Ne oluyor söylesene?!" 

"A-ayhan." soluklandı. Ve sonra hiç nefes almadan konuştu.

"Anahtarı başka birine kaptırmış ve Çelik'e her şeyi anlatmış." kalbim mi durmuştu yoksa zaman mı? Telefon kulağımda elim saçlarımın arasında kaldığımda bir an soluğum kesildi.

Çelik'e her şeyi anlatmış.

"N-ne demek her şeyi?" arkadan gelen bir şeylerin kırılma sesiyle telaşım çoğaldı.

"Pusat ne oluyor? Pusat?!" 

"Sadece bir şeyler devirdim. Her neyse anlatmış işte senin ona ihanet ettiğini ama çok saygılı Çelik efendi buna inanmamış. Hatta ve hatta babasını az daha bunun için dövüyormuş." doğru mu algılıyordum? Çelik benim için babasını mı dövüyormuş? Buna inanmak güçtü, adam benden nefret etmiyor muydu? Beynimin içi bulamaç olurken Pusat araya karıştı.

"Şimdi susmanın zamanı değil bir şekilde anahtarı geri almalıyız." hala anahtar diyor bu çocuk akıllanmamış mıydı?

"Öyle bir şey olmayacak." 

"Ne? Ne demek olmayacak? Annemin kanını yerde bırakacağımı falan mı sanıyorsun?" böyle olmak zorunda değildi. Saçma bir anahtar annesinin kanına eş değer olmamalıydı.

"Pusat hata yapıyoruz o anahtar hiç bir işe yaramayacak ve bizde hata yaptığımızla kalacağız." uzun bir süre sustu sonra tekrar konuştuğunda nefret püskürüyordu.

"Öyle mi?" ne diyecektim? Onu gerçekten yarı yolda bırakacak mıydım? Peki gerçekten tekrar Çelik'e ihanet edebilir miydim? Hele ki benim için babasını karşısına almışken.. 

"Öyle." telefon aniden yüzüme kapandığında şaşkınlıkla kaldım. Hızla onu geri aradığımda telefonunu kapatmıştı. 

Allah kahretsin!

Onu iyice öfkelendirmiş ve daha çok hata yapmasına yol açmıştım. En başından bu işe bulaşmamız bir hataydı. Salonun ortasında dolanmaktan vazgeçtiğimde üzerime deri montumu geçirdim. Evden çıktığımda yüzüme işleyen soğuk ve sırılsıklam yapan yağmurla karıştım. Yokuş aşağı koşarken Pusat'ı arıyor ve fakat yine aynı durumla karşılaşıyordum.

Aradığınız numaraya şuan da ulaşılamıyor...

Bildiğim tüm delikleri tek tek arayıp onu bulacaktım. Bu işe devam edecekse de onun yanında olmalıydım sonuçta bu işe birlikte bulaşmıştık. Pusat yalnızken daha çok hata yapıyor ve bu hataların sonucu genellikle sevdiklerine değiyordu. Cadde boyu bir taksinin geçmesini umsam da olmadı. Taksiden umudumu kestiğimde koşmaya başladım. Yollardaki su çukurlarına batıp çıkarken kotumun paçaları sırılsıklam oluyor, üşümemi daha da arttırıyordu. Pusat'ı tekrar aradığımda yine aynı sahneyle karşı karşıyaydım. Ne yapacaktım ben? Tüm gün arayıp da bulamazsam ne yapacaktım? Tanıdık mahalleye girdiğimde ürkütücü bir sessizlik hakimdi. Eskiden çocukların koşup oynadığı bu mahalle de şimdi sessizlik hakimdi. Birçok ev boşken, dolu olanlar da da tekin olmayan gençler bulunuyordu. Rengi solan kırmızı kapının önüne geldiğimde beklemeden çaldım. Yumruklarımı kapıya geçirdim, tekmeledim, bağırdım çığırdım ama yine de o kapı açılmadı. Omuzlarım düştüğünde arkamı kapıya döndüm. Daha en başında şansım yaver gitmemişken diğer yerleri düşünemiyordum. Umarım daha fazla hata yapmazsın Pusat.

KÜLFET#Watty2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin