"Ally, su versene. Çok susadım."
"Bana emir verme!"
"Bana su verir misin?"
"Hayır, üşendim."
Kaşlarını çatıp yattığı yerde doğruldu. "Son günlerde her şeye üşendim diyorsun!"
"Çünkü üşeniyorum." diyerek yatağında dönüp yüzünü yastığına gömdü.
"Ne demiş Charles Bukowski?"
"Beni, sizi anlamak zorunda bırakmayın. Daha önemli işlerim var." derken yastıktan dolayı sesi boğuk çıkmıştı.
"Hayır."
"Hayat sana ekşi limonlar sunarsa sen de tekila ve tuz iste."
"Hayır."
"Zaman unutturmaz dostlarım, sadece uyuşturur."
"Bunlarla konumuzun ne alakası var? Yakınından bile geçmiyor!"
"Ne demiş o zaman?"
"Üşengeç değilsin, sadece mutsuzsun ve mutsuz insanlar yorgun olur, hiçbir şey yapmak istemezler."
"Haklı."
"Üzgün olduğunu kabul ediyorsun yani." diyerek sohbete dahil oldu, Kevin.
Yattığı yerde bu sefer sırt üstü dönüp tavana dikti gözlerini. "Nasıl mutlu olabilirim ki? Doktor'u merak ediyorum."
"Eminim merak etmeni gerektirecek bir şeyi yoktur."
Oflayarak gözlerini devirip hamaktan yaptığı yatağından adeta aşağı attı kendini. Kolaylıkla dengesini sağlayıp dolabına ilerledi. Maskesini ve her dövüşte giydiği kapşonlusunu çıkardı. "Bugün maç vardı, unutmuşum." dedi kapşonlusunu üstüne geçirirken.
"Dikkatli ol." diye tembihledi, Kevin.
Kevin'a karşılık olarak kendini beğenmiş bir gülümseme takındı yüzüne. "Onlar dikkat etsin." derken kapıya yönelmişti.
"Bir gün dayak yiyip geleceksin ve ben karşına geçip gülmekten öleceğim." diyen Andy'ye dil çıkarıp depodan çıktı. Maça daha çok vakit olduğu için yavaş yavaş ilerlemeye karar verdi. Aklını kurcalayan sorulara belki yürürken cevap bulabilirdi.
Doktor neredeydi şimdi?
Laboratuvardakiler onu bulmuşlar mıydı?
Bulduysalar Doktor'a bir şey yapmışlar mıydı?
Doktor ne ima etmeye çalışmıştı?
Andrew Carter...
Bir şeyler oluyordu ve Andrew Carter bunu imalarında belirtmişti. Fakat neler oluyordu?
Bir köşede saçını sıkıca toplayıp kapşonunu kapattı. Maskesini de taktıktan sonra maçların yapıldığı yere girmek için hazırdı. Hazırlanmak için girdiği köşeden çıkıp birkaç sokak aşağı indi. Sokağın ortalarında bulunan merdivenden aşağı inip kapıdaki güvenliğe selam vererek içeri girdi. Soyunma odalarının olduğu koridora açılan bu kapı dövüşçüler içindi. Bu sayede o kalabalığı yarmaktan kurtulup kolaylıkla soyunma odasına ulaşabiliyorlardı. Soyunma odasının kapısını açtı ve adını unuttuğu adamı görür görmez konuşmaya başladı. "Parayı aldın mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
587
Science Fiction||Tamamlandı|| 13.06.2019 Kobay #1 16.06.2018 Denek #1 06.07.2018 Laboratuvar #1 21.08.2017 Bilim Kurgu içinde #61 "Ally, buradan kaçmalısın. Sakın arkana bakma ve git buradan." Buradan kaçabilir miydi gerçekten de? "Neden?" dedi şaşkınlığını gizlem...