Benimle Kim Evlenmek İster Ki?

919 13 0
                                    

Dea kollarımın arasında kıpırdandı. Bugünden itibaren iddiayı kazanmasına bir hafta kalmıştı. Bu onun için çok zor olmuştu. Sürekli onu tahrik edeceğini düşündüğü şeylerden uzak durmaya çalışmıştı. Depresif anları bile olmuştu. Ama işte bitiyordu ve muhtemelen kazanacaktı. Yani ilişkimizin sonu geliyordu. Benimle yattığı anda bitecekti. Aramızdaki herşey eriyecekti. Ve ben tekrar Tanrıça'mın olmadığı bir hayata mahkum olacaktım. Dea kollarımın arasında titredi.

- William...

Rüyasında beni mi görüyordu? Ona daha sıkı sarıldım. Başını geriye attı.

- William...

Onu kollarımın arasında sıkıştırdım.

- Numaracı...

Gözlerini hafifçe açtı.

- Nasıl anladın?

Sırıttım.

- Başını geriye atmandan...

Kıkırdadı. Kollarını boynuma doladı.

- Bir hafta kaldı...

Gözlerimi başka yöne çevirdim.

- Biliyorum...

Ani bir kararla komodine uzandım ve ilk çekmeceyi açtım. Annemin aile yadigarı yüzüğünü kutusuyla birlikte aldım ve Dea'ya döndüm.

- Dea... Ben bitsin istemiyorum... Şu halimizle çok mutluyum... Ve bunu sana sormam gerek...

Kutuyu açarak yüzüğü onun eline koydum.

- Benimle evlenir misin?

Dea gözleri fal taşı gibi açılmış halde bana baktı. Nutku tutulmuş gibiydi. Dudaklarımı dişledim. Aptallık mı etmiştim? Kutu kapandı. Dea yüzük kutusunu içindeki yüzükle birlikte yatağın üstünde bırakıp yan odaya girdi ve kapıyı kilitledi. Mesaj açıktı. Yüzünü görmeye bile tahammülüm yok...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

O yüzüğü alıp... Sakin olmam gerek. Derün nefes almalıyım. Benimle evlenmek istediğini söylerken her seferinde ciddi miydi? Sonuna kadar her seferde? Benimle kim evlenmek ister ki? Yetim, zorba, megoloman, ben merkezci, katı ve edepsiz boş bir kızım ben. Benim neyi mi beğeniyor? Bana içtenlikle "Tanrıça'm" demesi falan, benim neyimden hoşlanıyor? Koskoca bir şirket yönetiyor, yakışıklı, zengin, mükemmel, romantik... Benden başka kız bulamaz mı sanki? Her kızın rüyasında ki erkek o! Aptal herif! Beni sevdiğini sanıyor bir de! Ama bazen, yanlızca bazen, beni gerçekten sevdiğine inanıyorum. Bana gerçekten, delicesine aşık olduğuna inanıyorum. Ve bu beni mutlu ediyor.Kalbini kırabileceğimi bilmek hoşuma gidiyor kesin. Çünkü ben buyum.İğrenç bir sadist... Bana evlenme teklif ederken beynin hangi cehennemdeydi?

1 Hafta Sonra

William eve girdiğinde ve yanıma oturduğunda ikimizde birbirimize bakmadık. Bir hafta boyunca evin içinde acı verici bir sessizlik içindeydik ve şimdi nihai son gelmişti. Iddia bitmiş ben kazanmıştım. Ve William sonuçları biliyordu. Gözleri ellerine dikili halde bekledi.

- Hadi. Ne duruyorsun? Aylardır istediğin bu değil miydi?

Sesinin buz gibi tonu canımı yaktı. Onu kırmıştım. En azından barışmış olarak ayrılmalıydık. Bu küslükle bitmemeliydi. Kendi düşüncelerime anlam veremeyerek bir an durdum. Sonra uzanıp elini tuttum.

-Yemek hazırlar mısın? Benim yukarda biraz işim var. Birlikte yemek yiyelim, sonra...

Sustum. Kelimeler ağzımdan çıkmadı. Birbirine kenetli ellerimize baktı.

- Peki...

Kalkıp mutfağa gitti ve bende yatak odasına çıktım. Bu onun ilkiydi. Yani özel olmalıydı. Odanın farklı yerlerine mumlar dizdim. Perdeleri iyice kapatıp hafif bir tütsü yaktım. Oda tütsünün kokusu ile doluna tütsüyü söndürdüm. William'ın sesini duyduğumda herşey tamamdı.

- Dea, yemek hazır!

Koşar adım aşağıya indim. Burnuma gelen güzel kokuyla gülümsedim. Mutfağa girdiğimde William tabakları masaya koyuyordu. Ona sarılıp, öptüm. Şaşırarak geriledi ama ona sıkıca yapıştığım için uzaklaşanmadı. En sonunda karşılık verdiğinde Parmaklarımı saçlarına daldırdım.

- Eline sağlık. Çok güzel görünüyor...

Şaşırarak bana baktı.

- Bu... Bunun için miydi?

Olumlu anlamda kafa salladım.

- Olamaz mı?

Onu masaya doğru çektim.

- Hadi yiyelim! Acıktım!

Birlikte sofraya oturduk. William'ın yaptığı et soteyi yerken birbirimize günümüzü anlattık. Yemeğimiz bittiğinde William sandalyesinde gerindi. Ardından gözlerini bana dikti. Gözlerinin içine baktım.

- Ben seni çağırıncaya kadar gelme...

Şaşırarak bana baktı.

- Şey, peki...

Koşarcasına mutfaktan çıkıp, yatak odasına gittim. Onun bana çok yakıştırdığı kırmızı mini elbiseyi giydim. Bu bir gecelikten daha çok hoşuna gidecekti. Bundan emindim. Mumları yaktım. Ve kapıyı aralayıp onu çağırdım. Bana bir ömür gibi gelen bir süreden sonra içeri girdi. Önce şaşkın bir biçimde odaya baktı ve sonrada bana. Nutku tutularak bana yaklaştı.

- Dea...

Uzanıp kapıyı kapattım. Bana yaklaşmaya cesaret edemiyormuş gibi bir adım önümde durdu. Aramızdaki o ufak mesafeyide kapatarak kollarımı boynuna doladım ve onu istekle öptüm. Aynı istekle bana karşılık verdi. İkimizde yatağa doğru geriledik. Gömleğine uzanıp bir iki düğmeyi açtım. Elbisenin fermuarını hafifçe açıp benimle birlikte yatağa devrildi. Birbirimizi soyarken öpüşüyorduk. İkimizde iç çamaşırlarımızla kaldığımızda William'ın kucağına çıktım. Ereksiyonunu hissettiğimde nefesim kesildi. Vücudumu ona iyice bastırırken inledim. William boğuk bir iniltiyle nefes nefes kaldı. Onu öpmeye devam ederken ellerini sütyenimin kopçasına yönlendirdim. Göğüslerim serbest kalırken bir an için durdu ve ardından uzanıp göğüslerimi öptü. Birbirimizin üstündeki son kumaş parçalarınıda çıkardıktan sonra Tekrar kucağına yerleştim. Kendimi onun ereksiyonuna doğru ittim ve ikimizde inleyerek birleştik. İkimizde, inleyip sarsılarak birbirimize sahip olduk...

Sonunda dediniz mi bilmiyorum ama ben yazarken oh be şükür dedim hani :D Neyse yorum ve beğenilerinizi bekliyorum öpüldünüz...

XOXO

TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin